• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

İşçilik Alacağı Dava Dilekçesi

ZONGULDAK İŞ MAHKEMESİNE

ADLİ YARDIM TALEPLİDİR.

 

 

 

DAVACI : B**** K****, T.C: ***********

  Adres: *************

 

VEKİLİ : Av. Gizem Gül UZUN

  Sahabiye Mah. Teoman Sk. Avukatlar İş Hanı No:9 Daire No:501 Kocasinan/KAYSERİ      

      

DAVALI : A** G*** Y***** A.Ş.

                                                  Adres: ************* 

                                                  VERGİ NO: ***********

 

 

 

KONU : İşveren tarafından haklı neden bulunmaksızın iş akdi sonlandırılan müvekkilin, toplanacak delillere göre, ihbar tazminatı ile ödenmeyen ücret, fazla çalışma, genel tatil ve eşit davranmama tazminatları belirlenerek, her bir tazminat ve alacak için ödenmeleri gerektiği tarihlerden işletilecek faizleri, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı işverene ödetilmesi talebimiz hak.

 

DAVA DEĞERİ : Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere  100,00 TL ücret alacağı, 200,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL fazla çalışma alacağı, 100,00 TL UBGT alacağının ödenmesi talebidir.(ŞİMDİLİK GÖSTERDİĞİMİZ HARCA ESAS DEĞER)

 

 

 

 

AÇIKLAMALAR

 

Müvekkilim, A****** bünyesinde bulunan ********* Bölümünde 18/09/2022 tarihinde Kantin Görevlisi ve Müdür Yardımcısı olarak 01/02/2023 tarihine kadar kesintisiz olarak çalışmıştır. 01/02/2023 tarihinde sorumlu kişi müvekkil ile haksız yere tartışmaya girmiştir. Bu tartışma sözde iş yerinin işleyişle alakalı çıkmıştır. Detayları aşağıdaki maddelerde belirtilen sebeplerle oluşan tartışmadan dolayı, müvekkilimin kovulmasıyla sonuçlanan olay nedeniyle, iş akdi kantin sorumlusu tarafından haklı bir neden olmaksızın 06.02.2023 tarihinde alacak ve izin hakları verilmeden sonlandırılmıştır. Müvekkilin iş akdinin sonlandırılacağı müvekkile hiçbir şekilde haber verilmemiştir.

 

Ayrıca müvekkil bahse konu iş yerinde ağır surette mobbinge ve haksız eylemlere maruz kalmıştır. 

 

Bu ve aşağıda sayılan sebepler dolayısıyla Sayın Mahkemeniz nezdinde somut olayın işveren tarafından haklı neden bulunmaksızın iş akdini sonlandırma olarak kabul görmesi hakka ve adalete uygun olanıdır.

Şöyle ki;

 

1-Müvekkil çalıştığı iş yerinde; gerek hastane yönetimine gerek hastalara ve aynı şekilde çalışma arkadaşlarına karşı da gayet saygılı ve özenli davranmıştır. Yine müvekkil işinde gayet özverili ve disiplinli şekilde çalışmıştır.

 

Müvekkil bu iş yerinde yaklaşık 5 ay kadar çalışmıştır. Söz konusu çalışma süresi müddetince müvekkili iş yerinde tanıyan herkes; kısaca iş arkadaşları, hastane sorumluları ve personelleri, hastalar ve ziyaretçiler ve diğer kişiler, müvekkili gayet özverili ve disiplinli bir kişilik yapısına sahip biri olarak tanımıştır. Hatta çoğu zaman sürekli iş yerinde olan ve aktif olarak çalışan iş arkadaşları müvekkilime ''gece-gündüz oradasın, çok yoruluyorsun, dinlenmen gerekiyor''  şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır. Yine müvekkilin iş arkadaşları kendisine örnek tutumundan ve fedakarlığından dolayı teşekkürlerini her zaman dile getirmişlerdir. Müvekkil, çalıştığı süre boyunca kimse ile hiçbir münakaşaya girmemiş, her zaman kendisinden beklenenin fazlasını ortaya koymaya çalışmış, görev alanı ve görev süresini hiçbir surette kötüye kullanmamıştır. Detayları aşağıdaki maddelerde de belirtileceği üzere kendisine bindirilen fazla yüke rağmen çalışma disiplinini kesinlikle elden bırakmamıştır.

 

2-Müvekkil çoğu zaman mesai saati bittiği halde gerek işveren tarafından (şirket yönetim kurulu ve hak sahipleri olan (A**** A**-N***** A**) beraber çalıştıkları dönemde ricaları sebebiyle, gerekse birim sorumlusu tarafından çoğu zaman fazla mesai yapmak zorunda kalmış ancak müvekkilin bu fazla çalışmalarının karşılığı hiçbir zaman yerine getirilmemiştir.

 

Müvekkil ve çalışma arkadaşları bu iş yerinde haftanın 6 günü günde 9.5 saat olarak çalışıyor olup, 8 saat gösterilmekle birlikte hesaplamalar da günde 8 saat olarak yapılmıştır.  Bu durum müvekkilimin işe başlamasından öncesinde de böyle süregelmiştir. Bir dönem haftanın 6 günü 8.5 saat olmak kaydıyla bir süreç belirlenmiş ancak bu süre tekrar 9.5 saate çıkarıldığında müvekkilim bunun adaletsiz olduğunu, bu kararı kabul etmediğini söylediğinde aldığı cevap istifa edebileceği olmuştur. Aynı süreçte müvekkilim profesyonelliğe yakışır şekilde istifasını sunup, işlerin aksamaması ve alacak haklarını da kapsayacak şekilde çıkışının uygun olduğunu beyan etmiş, işine sahip çıkmaya devam etmiştir ancak bu istifa sorumlu tarafından kabul görmemiş ve çözüm bulunacağı vaadiyle süreç bu şekilde devam etmiştir.

 

Bu iş yerinde iş yükü fazla olmasına karşın çalışan işçi sayısı, iş yüküne oranla oldukça azdır. Bu sebepten ötürü de çalışan kişilerin çalışma saatleri oldukça fazla olmuştur. Çalışma saatlerinin fazlalığına, iş gücü azlığına rağmen iş yükünün fazlalığı, müvekkilimin sorumluluk duygusunun ve işe olan bağlılığı sebebiyle şirket sahipleriyle beraber çalıştıkları dönemde (A**** A**-N***** A**), kendilerinin destek rica etmesi, gerekse birim sorumlusunun da özellikle kendisinin iş alanında bulunmadığı zamanlarda orada bulunmasını istemesi dolayısıyla çoğu zaman iş yoğunluğundan ve yine sorumlu kişinin iş etiğinden ve profesyonellikten uzak kararları dolayısıyla çok daha uzun saatler boyunca çalışmak durumunda kalmıştır.

 

Aynı şekilde çalışma şartlarının ağırlığı bir yana çalışma sürelerinin fazlalığından dolayı birçok iş arkadaşı işi bırakmak zorunda kalmıştır.

 

Çalışma saatlerinin tekrar 9.5 saate çıkarılmasındaki süreçte performans fazlasıyla düşmüş ve çalışma arkadaşlarının haklarını arama sürecinde müvekkilim çalışma arkadaşlarının yanında olmuş, bundan dolayı da Kantin Sorumlusu M**** B******** ile karşı karşıya gelmişlerdir.

 

Müvekkilin ve çalışma arkadaşlarının maaşları da kesinlikle düzenli yatmadığı gibi uzun süreler geciktirilerek yatmaktadır. Daha önce ağır şartlardan dolayı kendi iradesiyle ayrılan ya da çıkarılan iş arkadaşlarından da alacağı ödenmeyenler mevcuttur.

 

 

3-Kantin Sorumlusu M**** B******** tarafından iş akışı sürekli sekteye uğratılmış ve bu sebeple iş yeri çalışanları gerekli performansı gösterememişlerdir. Müvekkil bu kişiye uyarıda bulunmak istemiş ancak aşağılamaya maruz kalmıştır.

 

M**** B******* isimli şahıs, sürekli iş akışını sekteye uğratan birisidir. Bazı iş arkadaşlarını kayırmakta ve gereğinden uzun süreler molalara çıkmaktadır. Bu sebeplerle, işten çıkarıldığı günün öncesinde de müvekkilimle kantin sorumlusu M**** B******* arasında geçen konuşmada, müvekkilim, bu kişiyi, özellikle yoğun saatlerde çok fazla gereksiz meşguliyetle uğraşıp, çalışma arkadaşlarını meşgul ettiği ve işi aksattığı konusunda uyarmak istemiş ancak yine M**** B******* tarafından hakarete varan “sen kimsin, benim işime karışıyorsun” şeklinde aşağılamaya maruz kalmıştır. Bu konuşmalar, taraflar arasında whatsapp görüşmelerinde de devam etmiştir.

 

4-Müvekkilin ve çalışma arkadaşlarının BES adı altında her ay maaşlarından düzenli olarak kesilen miktar, emeklilik sigorta hesaplarına düzenli yatırılmamış olup, emeklilik hesapları çalıştığı şirket tarafından aylar sonra açılmıştır.

 

Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), emeklilik dönemini rahat geçirmek için, bireylerin çalışma yaşamları süresince birikim yapmasına imkân tanıyan, sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak emeklilik gelirine ek bir gelir sağlayan, firmaların da çalışanlardan zorunluluk adı altında her ay düzenli olarak maaşlarından kestiği özel emeklilik sistemidir. 

 

Söz konusu somut olayda müvekkilimin ve hali hazırda çalışanların ya da iş akdi sonlandırılmış arkadaşlarının da BES sistemine ücretler gerektiği zamanda ve gereken tutarda yatırılması şöyle dursun, bazılarının BES hesapları bile henüz açılmamıştır.

 

5-Müvekkilim çoğu zaman hafta sonları dahil olmak üzere çalışmak durumunda kalmış ancak hak ettiği fazla mesai ücreti hiçbir zaman ödenmemiştir.

 

Müvekkil gerek iş yoğunluk şartları gerekse iş yerinde düzen ve disiplin olmamasından dolayı hafta sonları dahil çalışmak zorunda kalmış ancak gereken mesai ücretleri fazlalığı müvekkile ödenmemiş olup vaat edilen izin hakkı da kullandırılmamıştır. Üstelik müvekkil hakkını istemeye yeltendiğinde ise, sorumlu kişi tarafından ''çalışmasaydınız, ben mi dedim size çalışın diye, öyle bir hakkınız yok'' şeklinde alaycı sözlere maruz bırakılmıştır.

 

Ayrıca müvekkile çok uzun süre önce vaat edilmiş olan maaş iyileştirmesi yapılmamış olup hakları gözetilmeksizin çalıştırılmaya devam edilmiştir.

 

Müvekkilim çoğu zamanlar 12 saatin üstünde çalışmış, hak ettiği şekilde dinlenemeden sonraki günlerde de erken saatte işinin başında olup özveriyle çalıştığı halde bu süreç bu şekilde devam etmiştir. Bu durumda bile hala kendisine birçok işi tamamlaması için müsaade edilmemiş, görev sorumluluğu dışında birçok işi yaptığı halde (Çay ocağına, tezgaha bakmak, yerleri silmek, masaları temizlemek vs..) bu işlerin üzerine bile hep daha fazlası beklenmiştir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere işçiye görev tanımı dışında işler verilmesi iş akdinin haklı nedenle fesih nedenidir.

 

Müvekkilimin diğer çalışma arkadaşları da çoğu zaman son dakika bildirilmek suretiyle fazla mesaiye bırakılmıştır.

 

Kantin Sorumlusu M**** B*******, çoğu zaman il sınırları dışında olduğundan, kendisine teslim edilen şirket aracını çalışma arkadaşlarına bırakıp bu arkadaşlarını sık sık mesaileri dışında bazı işler için görevlendirmiş olup aynı şekilde hakları gözetilmemiştir.

 

Yine firmaya bağlı olan üretimhanede çalışan kişiler de çoğu zaman 12 saatin üstünde haftanın 6 günü aktif çalıştıkları halde hem karşılıkları verilmemiş hem de kendilerine de vaat edilen gerekli iyileştirmeler yapılmamıştır.

 

Keza müvekkil, M**** B*******'ı üretimhanenin fazla çalışması ve çok fazla ürün yapılması konusunda da fazla üretimin fireye sebep olduğu, ürünlerin zayi olduğu, tedbirsiz davrandığı konusunda defalarca uyarmış, çoğu zaman bayat ürünlerin hastalara satılmak istenmesi gibi sebepler dolayısıyla da müvekkilim bu kişiye bu hususları da ifade etmek istemiş ancak sorumlunun cevabı ''sen karışma, burda karar verecek kişi benim, işime karışma'' şeklinde olmuştur.

 

6-Kantin sorumlusu M**** B******* adlı şahıs, müvekkile ve diğer çalışma arkadaşlarına karşı adaletsiz ve kayırıcı bir tutum sergilemek suretiyle mobbing uygulamaktadır.

 

İş yerinde Kantin Sorumlusu olarak görev yapan bu şahıs; müvekkilden, kendisinin olmadığı zamanlar, kendi yerine vekalet olarak iş sorumluluğunu devralmasını istemiştir. Bu durum sonucunda, müvekkilin iş yükünün katlanılamaz derecede arttığı açıktır. Ayrıca M**** B*******, kendine yakın gördüğü bazı çalışma arkadaşlarına sürekli izin yazarak diğer çalışma arkadaşlarını ve müvekkili zor durumda bırakmaktadır. İş yoğunluğunun bulunduğu saatlerde M**** B******* ve arkadaşları uzun sohbetler etmekte, telefonda uzun süren şahsi görüşmeler yapmakta, sigara izinleri, giriş-çıkış saatleri ve yemek araları dahil olmak üzere çoğu zaman bazı çalışma arkadaşlarını diğerlerine karşı üstün tutmaktadır. Bu kayırma da diğer çalışma arkadaşlarının arasında ayrıma sebep olmaktadır.

 

Ayrıca bu kişi uzun süre işe uğramamakta, işe geç gelip işten erken çıkmakta, iş disiplinini bozmakta, mesai kağıtlarını doğru olmayan şekilde kendisi döndüğünde imzalamak kaydıyla ya da arkadaşlarına imzalatmakta olup haksız fiil işlemektedir.

 

Ayrıca bu şahıs, kendisine tahsil edilmiş şirket aracını sürekli iş arkadaşlarına vermekte ve deyim yerindeyse yapılacak işleri onların üzerine yıkmaktadır. Yine bu konuyla ilgili müvekkilim, iş arkadaşlarını mesai saatleri dışında çalıştırmanın haksız olduğunu dile getirdiğinde, M**** B******* defalarca “Araç kullanabiliyor musunuz? Siz yapın o halde, nasıl yapacaksınız?” tarzında alaycı sözler söylemiştir. 

 

Yargıtay kararlarında mobbing, “İşçinin hedef alınarak, uzun bir süre ve belli aralıklarla sistematik biçimde tekrarlanan, mağdurun karşı koymasına rağmen yapılan aşağılayıcı, küçük düşürücü ve psikolojik olarak acı veren, işteki performansını engelleyen veyahut olumsuz bir çalışma ortamına sebep olan tehdit, şiddet, aşağılama, hakaret, ayrımcılık, ağır eleştiri, taciz ve çalışma şartlarını ağırlaştırma gibi eylem, tutum ve davranışlar (22 Hukuk, 2014/15971 E.)'' olarak açıklanmıştır. Somut olayda müvekkile ve çalışma arkadaşlarına mobbing uygulandığı açıkça ortadadır.

 

7-Sorumlu kişi M**** B*******, müvekkili ve diğer çalışma arkadaşlarını gerek ortak toplantılarda gerekse birebir görüşmelerde işleri ile tehdit etmektedir. 

 

Bu kişi, yukarıda açıklanan hareketleri adına grup toplantılarında; kendisinin ekmeğinin öncelikli olduğunu, kendisine uzanan yolda herkesi yakabileceğini, fark ettiği anda işten çıkartacağını, kendisini herhangi birinin firmaya şikayet etmesi veya bu konu hakkında kendi aralarında bile konuşmaları halinde, işten atmakla tehdit etmiştir. Ayrıca bu kişi, müvekkile ''sana haber uçuranı bulursam işten atacağım'' şeklinde beyanlarda bulunmuş, müvekkili zan altında bırakmıştır.

 

Ayrıca 21/02/2023 tarihinde yapılan toplantıda müvekkilin iş arkadaşlarını tehdit etmiş, müvekkille irtibat kuran kişinin kendisi tarafından işten atılacağını söylemiştir.

 

8-Müvekkil yaşanan bu iş etiğinden ve profesyonellikten uzak durumlara karşı sessiz kalmak istememiştir. Ancak firmanın çalışma ortamını kameralardan izlediği varsayımıyla gerekenin yapılacağını düşünmüş, kendisinin çalışma ahlakını bildikleri ve işine sahip çıktığının görüldüğünü ve sıkıntılara da müdahale edeceklerini düşündüğü için bu davranışlara bir yerden sonra sessiz kalmıştır. Ancak ne yazık ki yetkililer tarafından hiçbir önlem alınmayıp müdahale edilmediği için sorunlar gitgide büyümüştür.

 

Müvekkil işine, firmasına, çalıştığı hastaneye ve özellikle kendisine duyduğu öz saygısından dolayı profesyonellikten hiçbir zaman uzaklaşmamış, kimseyle şahsi münakaşaya girmemiştir. Bütün enerjisi ve dikkati işinde olduğu için, üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya gayret göstermiştir. Yapılan haksızlıkları ve iş etiğinden yoksun durumdaki hareketleri görmüş, bu haksız fiillerin karşısında durarak kantin sorumlusu M**** B*******'a, mesleki tecrübelerine dayanarak yaptıklarının yanlış olduğunu defalarca belirtmiş, ancak bu kişi; kendisinin böyle uygun gördüğünü, sorumlunun kendisi olduğu için ona uymak zorunda olduklarını belirtmiştir. Yukarıda bahsi geçen kişinin ''Ben bu firmada daha fazla çalışmayacağım, iş bulsam zaten gideceğim, çocuğumun hakkına girmeyin, çok borcum var, paraya ihtiyacım var'' şeklindeki söylemleri ve terör bağlantılı okullardan mezun olduğu için atanamadığını, özel sektörde de görüştüğü birçok işyerinin kendisini işe almadığını, eşinin becayişi için farklı bağlantılar kurarak süreci hızlandırmaya çalıştığını her fırsatta dile getirmiştir. Bu sebepler dolayısı ile de müvekkilim bu konuya daha fazla müdahil olmak istememiştir. Müvekkil tamamen firmaya güvenerek bu zorlu şartlarda dahi işini yapmaya devam etmiştir ancak çalışma şartlarında hiçbir düzelme olmamıştır.

 

Müvekkil bu ve benzeri haksız fiiller sonucu 01/02/2023 tarihinde M**** B******* adlı şahsı yeniden uyarmak istemiş ancak şahıs münakaşa ortamı yaratmıştır. Kaba tabirle müvekkili çalışma arkadaşları, hastalar ve ziyaretçiler içinde sesini yükseltmek şekliyle mesleki onurunu ayaklar altına alıp gururunu inciterek kovmuştur.

 

Müvekkil önceki süreçte olduğu gibi 01/02/2023 tarihinde de benzer sorunlardan dolayı şahısla konuşmak istemiş ancak şahıs üste çıkmak amaçlı tartışma çıkarmıştır. Müvekkile çalışma arkadaşları ve hastaların içinde bağırmış, müvekkilin gururunu ve mesleki itibarını zedelemiştir. Ayrıca müvekkili ''istifanı yaz, çık git, istemiyorum seni'' şeklindeki söylemleriyle haklı sebep bulunmaksızın kovmuş ve müvekkilin kendisini ve ailesini geçindirmek için çalıştığı işinden mahrum bırakmıştır.

 

Ayrıca müvekkil, kasiyer görevlisi G**** Ç****’ın yanında “Arkadaşları zor durumda bırakıyoruz, günü tamamlayayım” dediği halde sorumlu yine “Çıkın diyorum size, ben düşünürüm sizi ilgilendirmez” şeklindeki saldırısını sürdürmesinden dolayı müvekkilim sorumluya yine fevri davrandığını, sağlıklı hareket etmediğini söylediğinde “Ben böyleyim, yapım bu” şeklinde karşılık verip çalışma odasına girerek müvekkilimin toplanmasına da müdahale edip, bir yandan hakaretlerine yüksek sesle devam etmiştir.

 

Söz konusu olay esnasında müvekkilim psikolojik baskı ve irade fesatı ile istifasını da teslim ederek eşyalarını toplamak suretiyle ayrılmak zorunda kalmıştır. Ayrıca haklarının gözetilerek çıkışının yapılması gerektiğini hatırlatmıştır. Bunların içinde; gerek mesaileri, gerekse çıkış sürecinin başlangıcından itibaren iş arama izni gibi haklar olmak üzere alacaklarını korumak istemiştir.

 

9-Müvekkilim yaşanan bu olaylar sonucu firma yetkilileri ile görüşüp durumu açıklayarak sulh ile olayı çözmek istemiştir. Ancak firma yetkilileri tarafından kendisine dönüş yapılmamıştır.

 

Müvekkil bu sıkıntılı ve yıpratıcı süreci en iyi şekilde atlatmak istemiş, mesleki itibar ve kişiliğinden ödün vermeden kimse ile sözlü kavgaya girmek istememiştir. Konuyu firma yetkililerine taşımak istemiş, aramalarına dönüş alamamış ve gönderdiği mesajlara ve maillere cevap verilmemiştir (EKTEDİR). Ayrıca M**** B******* isimli şahıs müvekkilimi eski çalışma arkadaşı olan M**** Ş****’nın telefonundan 22.02.2023 tarihinde aramış, ''Firmaya attığın maillerin hepsi bana düşüyor, boşuna uğraşıyorsun. Boş yere uğraşma, seni ciddiye bile almıyorlar, buranın sorumlusu benim, senin görev tanımın ne?” şeklindeki alaycı beyanlarıyla müvekkilin onurunu ve gururunu incitmiş, ayrıca ''seninle iletişim kurup bilgi veren herkesi işten çıkartacağım. Onların da sorumlusu sensin'' şeklinde beyanlarla müvekkilimi zan altında bırakmıştır.

 

10- Müvekkil bu olaylar üzerine haklı nedenle istifa dilekçesi yazmıştır. Ancak istifa dilekçesinin imha edildiğini 22.02.2023 tarihinde müvekkilimin eski iş arkadaşı M**** Ş****’nın telefonundan arandığında anlamıştır.

 

Bu olaylar sonrasında müvekkil artık daha fazla dayanamayacağını düşünmüş ve psikolojik baskı altında ve irade fesatı ile iş akdini sonlandırmak istemiştir. Haklı nedenle iş akdini sonlandırmak isteyen müvekkilin istifa dilekçesi işleme konulmamıştır. Daha sonra kantin sorumlusu M**** B******* ile müvekkil arasında geçen konuşmada, bu kişi ''nerede istifa dilekçeniz, ben görmedim'' şeklinde alaycı beyanlarda bulunmuştur. Oysa ki müvekkil istifa dilekçesini birinci elden bu şahsa vermiştir.

 

06.02.2023 tarihinde müvekkilimin almış olduğu istirahat raporu karşılığında bu şahıs kendisinin iş akdinin izinsiz işi terk etmek ve işe 2 gün haber vermeden gelmediği suçlamasıyla fesh edildiğini söylemiştir.

 

Sonraki süreçte müvekkil 15.02.2023 tarihinde kendisine gelen SGK mesajı ile 06/02/2023 tarihinde iş akdinin 48 no’lu madde olan işi terk etmek suretiyle feshedildiğini öğrenmiştir.

 

Keza 01.02.2023 günü yaşanan olaydan sonra müvekkilim hakkı olan izinlere göre çıkış yapılması gerektiğini özellikle belirtmiştir. Ancak kendisi henüz evine bile ulaşamadan şirket adına ve işin akışıyla ilgili paylaşım yaptıkları gerek kantin arkadaşlarıyla olan ortak konuşma gruplarından, gerekse kendilerinin oluşturmuş oldukları işle alakalı gruplardan da aynı anda çıkarılmıştır. Bu durumda dahi müvekkilimin haksız eyleme maruz kaldığı çok açıktır.

 

Sayın Mahkemece de bilinecektir ki Yargıtay’a göre de işçinin istifa iradesi olmadan imzaladığı istifa dilekçesinde tüm hak ve alacaklarını saklı tuttuğunu yazması hayatın olağan akışına aykırıdır.

 

 

 

Müvekkil söz konusu olaylar sonucu kanun gereği alacak haklarına sahiptir. İddiaların hepsi kanıtlanabilir ve somut iddialardır. ''İşçilik alacağı, işçi ile işveren arasında kurulan iş sözleşmesi ile iki tarafa karşı yükümlülükler yükleyen, kısaca işçiye, kendisine işveren tarafından verilen işleri özveri ile yapma; işverene ise işçinin yaptığı bu işler karşılığında ücretin ödenmesi yükümlülüğü yükleyen bir akittir'' tanımı yapılmaktadır.

 

Kötü niyet tazminatı İş Kanunu'nda belirlenen iş güvencesinden yararlanamayan işçilerin iş sözleşmelerinin kötü niyetle feshedilmiş olması koşulu ile hak kazandıkları bir tazminattır. Somut olayda müvekkil gayet özverili ve disiplinli bir çalışma hayatı geçirmiş, tartışma ve kovulma sırasında bile iş yeri ortamının huzurunu bozmamak için o günü tamamlamak istediğini beyan etmiştir. Dolayısıyla müvekkil kanun gereği kötü niyet tazminatına da hak kazanmaktadır.

 

İşçilik ücret alacağı kanunda ''İşçi, kendine ödenmeyen ve hak ettiği ücret alacakları için dava açma hakkına sahiptir.'' hükmü bulunur. Sayın Mahkemenizin kanaati ile birlikte mevzuata göre                          uygulanabilecek en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplama yapılması hakkaniyete ve adalete uygun olanıdır.

 

Fazla çalışma (mesai) ücretleri için ise İş Kanunu'nda belirtilen düzenlemelere göre haftalık 45 saatin üzerindeki süreler fazla mesai alacağı olarak ödenmelidir. Ayrıca işçinin fazla mesai saatlerinde çalışabilmesi için yazılı onayının alınması zorunluluğu bulunmaktadır. İşçi bu alacaklarını iş akdinin feshini beklemeden talep edebilmektedir. Somut olayda müvekkilin ekstra mesai saatleri ödenmemiş, kendisine bu saatleri tatil süresine ekleme gibi profesyonellik dışı ve kanunsuz tekliflerdebulunulmuş ancak bu hak da karşılanmamıştır. Ayrıca kanun düzenlemeleri gereği fazla çalışılması karşılığında işveren tarafından işçiye her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının %25 yükseltilmesiyle ödenmelidir.

 

Eşit davranmama tazminatı ile ilgili İş Kanunu Madde 5 ''İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım                           yapılamaz.'' hükmünü ortaya koymaktadır. Sayın Mahkemece'de takdir edileceği üzere; Eşit davranma ilkesinin, iş akdinin devamı ya da sona ermesinde ihlal edilmesi halinde ihlale maruz kalan işçi dört aya kadar ücreti tutarında bir tazminat talep edebilecektir.

 

Söz konusu bu sebepler dolayısıyla, Sayın Mahkemeniz nezdinde somut olayın işveren tarafından haklı sebep bulunmaksızın iş akdini sonlandırma olarak görülmesine ve müvekkilin fazlası saklı kalmak koşulu ile, bütün ücret alacağı, ihbar tazminatı, fazla çalışma alacağı, eşit davranmama tazminatı ve diğer tüm kanun ile desteklenen alacaklarının müvekkile verilmesi konusunda karar verilmesi, gerek görüldüğü taktirde tanık dinlenerek veya iş yeri ve firma kamera kayıtlarının Sayın Mahkemenizce dinlenmesini istemek zorunluluğu hasıl olmuştur.

 

 

 

 

HUKUKİ SEBEPLER :  İK, HMK. BK. ve ilgili mevzuat

 

HUKUKİ DELİLLER : Davalı yanın sunacağı delillere karşı delil bildirme hakkımızı saklı tutma kaydıyla; SGK Hizmet Dökümü (celbi talep olunur), SGK Kayıtları (celbi talep olunur), gerek görülürse kamera kayıtları, ilgili konularla ilgili mesaj kayıtları, yemin, tanık, bilirkişi, mesaj kayıtları vs. her türlü yasal delil.

 

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda beyan edildiği üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere ŞİMDİLİK, 100,00 TL ücret alacağı, 200,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL fazla çalışma alacağı, 100,00 TL UBGT alacağının  davalı işverenden alınarak tarafımıza verilmesine karar verilmesini,  dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı yana bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. 08.05.2023

 

Davacı Vekili

Av. Gizem Gül Uzun

 

 

EK 1- Arabuluculuk anlaşamama tutanağı

 

EK 2- Yetki Belgesi

 

EK 3- Vekâletname Sureti

 

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com