• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

Mobbing'ten Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat Davası Dava Dilekçesi

KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

 

DAVACI                             : A***** A******, TC:***********

                                             ADRES: *********************

VEKİLİ                             AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

                                             Serçeönü Mah. Teoman Sk. Avukatlar İş Hanı
                                             Bina No:9 Kat 5 Daire No:501 Kocasinan / KAYSERİ 0552 402 13 28 avgizemguluzunkutlay@gmail.com

DAVALI                            : C**** B******, TC:***********

                                             (ŞÜPHELİNİN İKAMET ADRESİ TARAFIMIZCA

                                             BİLİNMEDİĞİNDEN ŞÜPHELİNİN MERNİS ADRESİNE TEBLİGAT ÇIKARILMASINI TALEP EDERİZ. İLETİŞİM BİLGİSİ: 05** *** ****)

KONU                              : Maddi ve manevi tazminat taleplerimizi içerir dava, dilekçesidir.

HARCA ESAS DEĞER : 1.000,00 TL'lik maddi tazminat talebimiz için şimdilik 100,00 TL, 70.000,00 TL manevi tazminat talebimiz için şimdilik 700,00 TL'lik harca esas değer gösteriyoruz.

AÇIKLAMALAR           :

Müvekkil, **.**.20** tarihinde ******* Telekomünikasyon Hizmetleri Anonim Şirketi Adlı iş yerinde çağrı merkezi müşteri temsilcisi olarak çalışmaya başlamıştır. Müvekkil, bahse konu iş yerinin önemli bir projesinde yer almış olup, işini büyük bir özenle ve hassasiyetle yürütmüştür. Ancak iş yerinde o dönem takım lideri olan çalışan davalı C**** B******, müvekkile adeta iş yerini dar etmiş ve müvekkile hayatı zindan etmiştir.

Müvekkil, hiyerarşiyi hiçbir şekilde bozmadan davalının eylemlerini ve sözlerini öncelikle takım liderine iletmiştir. Takım lideri tarafından sorun çözülmeyince müvekkil, durumu şirketin Etik Kuruluna bildirmiştir. Etik Kurulu, davalının kabahatli olduğu kanısına varınca davalıya tazminatını ödeyerek davalıyı işten çıkarmıştır. Ancak davalının, müvekkilde bırakmış olduğu acı, elem, keder, üzüntü son bulmamıştır. Müvekkil, davalının eylemleri ve sözleri yüzünden antidepresan kullanmak zorunda kalmıştır.

1-DAVALI, MÜVEKKİLE HAKARET ETMİŞTİR. MÜVEKKİLİN ONURUNU, GURURUNU İNCİTMİŞ VE MÜVEKKİLİN AĞIR SURETTE DEPRESYONA GİRMESİNE SEBEBİYET VERMİŞTİR.

Davalı, birçok yönetim kadrosunun da bulunduğu toplantı odasında müvekkile ''Şerefsiz, dolandırıcı, ahlaksız'' gibi ağır hakaretlerde bulunmuştur. Yine davalı, bir yönetici ile konuşurken müvekkile ithafen ''Şerefsiz'' argo kelimesini müvekkil hiç hak etmediği halde kullanmıştır.

Bir gün şirketin ekip toplantısı olmuştur. Müvekkil ailesinin yanından ayrılmış ve ekip toplantısına verdiği söze istinaden katılmıştır. Davalı, müvekkil içeri girer girmez yeni

başlayan bütün ekip arkadaşlarının yanında sesli bir şekilde ''Ekibimizin Behlül'ü geldi'' şeklinde beyanda bulunmuş ve müvekkili iş arkadaşlarının yanında küçük düşürmüştür. Davalı, bununla da kalmamış ve müvekkile ''Hangi Bihter'in yanından geliyorsun'' şeklinde incitici beyanda bulunmuştur.

Müvekkil, bu hakaretleri, küçük düşürücü sözleri hiçbir şekilde sindirememiş ve hakaretlerin etkisinden uzun süre kurtulamamıştır. Davalının bu sözleri müvekkilin sinir sistemini ve psikolojisini bozmuş, müvekkilin ruhsal ve bedensel sağlığı hakaretlerden oldukça olumsuz etkilenmiştir.

Davalının müvekkile karşı gerçekleştirdiği eylemler, müvekkilin sosyal hayatını da olumsuz etkilemiştir. Müvekkil, iş yerinde maruz kaldığı baskı, hakaret, iftira gibi birçok haksız eylem sebebiyle; sosyal hayatında gergin ve mutsuz bir birey haline gelmiştir. Müvekkil iş yerinde geçirdiği gergin ve stresli zamanların etkisinden kurtulamamış ve gün içerisinde iş yeri dışında vakit geçirdiği zamanlar gerek arkadaşlarıyla gerek ailesiyle problemler yaşamaya başlamıştır.

Davalının müvekkile yönelik gerçekleştirdiği, bahsettiğimiz sözleri ve eylemleri aynı zamanda suç teşkil ettiğinden tarafımızca davalı hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda da bulunulmuştur.

2-DAVALI, MÜVEKKİLİN ÖZEL HAYATINININ GİZLİLİĞİNİ İHLAL EDEREK AÇIKÇA SUÇ İŞLEMİŞ VE YİNE DAVALI MÜVEKKİLE KARŞI İFTİRA SUÇUNU İŞLEMİŞTİR. DAVALININ BU EYLMELERİ YÜZÜNDEN MÜVEKKİLDE UYKU BOZUKLUĞU, DEVAMLI BAŞ AĞRISI, ELLERDE TİTREME, DEPRESYON RAHATSIZLIKLARI BAŞLAMIŞTIR. MÜVEKKİLİN E-NABIZ SİSTEMİNDE SORGULAMA YAPILDIĞI ZAMAN MÜVEKKİLİN BU OLAYLARDAN SONRA ANTİDEPRESAN KULLANMAYA BAŞLADIĞI GÖRÜLECEKTİR.

Davalı, her daim müvekkili sindirmeye çalışmış ve müvekkil üzerinde baskı ve otorite kurmuştur. Müvekkile karşı yapılan eylemler mobbing tanımıyla birebir örtüşmekte olup, davalının eylemleri artık suç vasfına haiz hale gelmiştir.

Müvekkilin çok saygı duyduğu ve müvekkil için çok değerli olan evli kadın bir yönetici bulunmaktadır. Davalı çirkin bir dedikodu yayarak müvekkilin bu yöneticiyle ilişkisi olduğu yönünde söylentiler yaymış ve bu söylentileri tüm yönetim kadrosuna anlatmıştır.

Davalı, söylenti yaymakla da kalmış ve hem yönetici hem müvekkil hakkında kendi kafasından uydurduğu tamamen hayal ürünü olan söylenti ile ilgili kötü sözler sarf etmiştir.

Yine davalı, müvekkilin iki yakın arkadaşı olan hatta ve hatta nişanlı olan kişiler ile ilgili de müvekkil hakkında asılsız dedikodular yaymıştır.

Davalı üzerine hiçbir şekilde vazife olmadığı halde müvekkili sürekli olarak toplantı odasına çekmiş ve müvekkilin kiminle arasında ne olduğunu, ne yaşadığını hadsizce sorgulamıştır.

Ne ilginçtir ki davalı, bahse konu kişiler sosyal medya hesaplarından özel hayatında paylaştığı fotoğrafların ekran görüntülerini de almıştır.

3-DAVALI KAOSTAN NEMALAN BİR KİŞİLİK YAPISINA SAHİPTİR. DAVALININ HAYATININ MERKEZİ DEDİKODU YAPMAKTIR.

Davalı, işbu eylemlerini sadece müvekkile değil birçok kişiye yöneltmiştir. Davalı, farklı lokasyonlardaki takım liderleri hakkında da asılsız suçlamalarda ve söylentilerde bulunmuştur. Davalı, farklı lokasyonlardaki kişilere de baskı uygulamıştır.

Müvekkilin ekip arkadaşı E*** Ç********, zorunlu askerlik görevi nedeniyle işten ayrılmak zorunda kalmıştır. E*** Ç********'nun yeniden işe alınması zorunlu olmasına rağmen davalı, tamamen keyfi bir şekilde davranarak sadece kişisel husumeti nedeniyle E*** Ç********'na işe yeniden alınmayacağını beyan etmiştir.

Müvekkil, çalıştığı ve bünyesi altında bulunduğu ******* Türkiye'nin bir parçası olmaktan gayet memnun ve mutludur. Keza yine müvekkile, bu şirket iyi bir gelecek ve kariyer imkanı sağlamaktadır. Müvekkil, bu şirketin bir parçası olmaktan oldukça mutlu olmasına karşın davalı, müvekkile iş yerini ve hayatı zindan etmiştir.

4-DAVALI BUGÜNE KADAR ÇALIŞTIĞI HİÇBİR İŞ YERİNDEN İZİN ALMAMIŞTIR.

Müvekkil, işe girdiği ilk günden beri hep dürüst ve ahlaklı olarak çalışmıştır. Müvekkil kardeşinin ciddi risk içeren ameliyatında dahi izin talep etmemiş, her zaman işine devam etmiştir. Sayın Mahkemenizce müvekkilin istirahat raporları incelendiğinde bu husus açıkça anlaşılacaktır. Ancak şüphelinin, müvekkile uyguladığı psikolojik şiddet müvekkili o kadar çok etkilemiştir ki; şüphelinin müvekkile uyguladığı psikolojik şiddet sebebiyle müvekkilin vücudunda stres ve sinir kaynaklı yaralar çıkmıştır ve ellerinde titreme başlamıştır. Müvekkil mecburiyetten Ekim ve Kasım aylarında 1 gün hastaneye gitmek zorunda kalmış ve işine gidememiştir. Bu hususta da hastane kayıtları mevcuttur.

5- DAVALI, MÜVEKKİLİN ÇALIŞMIŞ OLDUĞU PROJEDE KASITLI OLARAK MÜVEKKİLİN YÜKSELMESİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞMIŞTIR.

Müvekkil, hiçbir zaman ******* şirketinin misyon ve vizyonuna aykırı hareketlerde bulunmadığı gibi ******* Türkiye Şirketinin her zaman istediği ve ihtiyacı olan düzeyde bir çalışanı olmak için çok emek sarf etmiştir. Müvekkil bir yılı aşkın süredir uğruna canını dişine takarak çalıştığı, hedefi olan Takım Liderliği süreçlerine girmek için çalışmaktadır. Ancak davalının kişisel husumeti sebebiyle müvekkilin bu hedefi engellenmiştir.

Haziran ayından itibaren müvekkilin çalıştığı bahse konu şirkete yoğun bir işe alım süreci başlamıştır. Projede Core ekip arasında insan ilişkileri olan, bilgisi, deneyimi ve ikna kabiliyeti iyi olan birine ihtiyaç bulunmakta iken; müvekkil bu iş için iyi bir tercih olmasına ve müvekkilin üç kez mentör istenmesine rağmen davalı C**** B******, müvekkilin mentör olmasını engellemiştir. Bu durum Etik sürecinde şahitler tarafından da beyan edilmiştir. Davalı, müvekkil yerine yönetim kadrosunda olmasını istediği kişileri mentör seçtirmiş ve bu kişilerin süreçlere girebilmelerini sağlamıştır.

6-DAVALI TARAFINDAN MÜVEKKİLE MOBBİNG UYGULANMIŞTIR.

Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere, iş yerinde hedef alınan kişi veya kişilere yönelik belirli süre devam eden; onların çalışma konusunda motivasyonunu kıran, psikolojik olarak yıpratan kasıtlı ya da kötü niyetli davranışlar mobbing kapsamında girmektedir.

Davalı tarafından müvekkile karşı sistematik olarak hem kişisel itibarına hem de sosyal hayatına yönelik saldırılarda bulunulmuştur. Müvekkil yalnızlaştırılmaya ve sosyal ortamdan soyutlandırılmaya çalışılmıştır. Davalı tarafından müvekkilin yasal hakkı olan molaya çıkma saatlerinde dahi müvekkil hep kısıtlanmış, diğer çalışanların müvekkil ile molaya çıkmaması ve hatta müvekkil ile görüşmemeleri yönünde baskı kurulmuştur. Davalı, kim müvekkil ile molaya çıksa müvekkil ile molaya çıkan kişilere de benzer baskı ve müdahalelerde bulunmuştur.

Davalı tarafından müvekkile yaklaşık yedi aydır süren düşmanca bir yaklaşım sergilenmiş ve davalı tarafından diğer çalışanlara müvekkil hakkında; müvekkilin itibarını, onurunu, şerefini ve haysiyetini ayaklar altına alacak şeyler anlatılmıştır.

Davalının genel karakterinin bu yönde olduğunu açıkça söyleyebiliriz. Şayet şüpheli yalnızca müvekkile karşı bu tarz davranışlarda bulunmakla kalmamış, diğer çalışanlara karşı da aynı tutum ve davranışlarda bulunmuştur:

Davalı, bahse konu işyerinde çalışan hamile bir çalışanı fazla çalıştırmaya zorlamış ve bu kişinin mola hakkına da kısıtlama koymaya çalışmıştır. Bu durum ile ilgili şirketin İnsan Kaynaklarında kayıtlar mevcuttur.

Davalının daha önce birlikte çalışmış olduğu Ekip Kalitecisine uyguladığı baskı ve mobbing de söz konusudur ve bu durum şirketin yönetim birimleri bilgisi dahilindedir. Müvekkil tarafından şirketin Etik Kuruluna bildirdiği kişilerin ifadelerinin celbini talep ederiz.

Geçtiğimiz aylarda davalının mobbingine maruz kalarak, bu sebepten ötürü istifa eden ve ardından iş mahkemesine başvuran bir çalışan da bulunmaktadır. Davalının TC kimlik numarası ile sorgulama yapıldığında bu husus açıkça anlaşılacaktır. Yine bu husus tanık beyanı ile ispat edilecektir.

Yine şirketin ****** Lokasyonunda çalışmakta olan bir ekip arkadaşına karşı davalının, mola konusunda uyguladığı baskı ve mobbing söz konusu olup; bu husus aynı şekilde yönetim birimlerinin bilgisi dahilindedir.

Davalı, **.**.20** tarihinde saat 14.10'da Operasyonda çalışmakta olan diğer bir çalışanı toplantı odasına çağırarak, çalışanın ''Çocuk tedavisi ve rahatsızlığı'' ile ilgili ağır hakaretlerde, ağır ithamlarda bulunarak rahatsızlığı ile dalga geçmiş olup çalışanı aşağılamıştır.

Davalı, **.**.20** tarihinde engelli bir çalışanı tüm operasyon önünde rencide etmiş, çalışanı azarlayarak iş çıkışını vermiştir. Bu husus işyeri kamera kayıtlarından kontrol edilebilir ve bu kişi ile görüşme sağlanılarak yaşadıkları teyit edilebilir.

Davalı C**** B****** yalnızca müvekkile bu tarz eylemlerde bulunmamıştır. Davalı hamile olan herkese eziyet etmiştir. Tarafımızca asla eleştiri niteliği taşımamakla birlikte davalının hamile olan kadınlara tavrının ve tepkisinin kendisinin çocuk sahibi olamadığı için olduğunu düşünmekteyiz. İnsan Kaynaklarından talep edildiğinde B**** K**** ve A******* E*****'nun ifadelerinden de açıkça anlaşılacaktır ki; davalı B**** K**** ve A*******

E*****' ya hamilelik döneminde eziyet etmiş olup yine iş yerinde çalışan başka bir kişi olan G**** E**'ye de çocuk tedavisi gördüğü için eziyet etmiştir. B**** K**** ve A****** E**** adlı çalışanlar şirketin İnsan Kaynaklarına konu ile alakalı olarak yazılı şikayette bulunmuşlardır. Keza yine çocuk tedavisi gören G**** E** de tüm bu yaşananlara tanıktır. Yukarıda arz ve izah ettiğimiz olaylar; hem şahitlerin bulunduğu hem de yönetimin bilgisi dahilinde gerçekleşen olaylardır. Ayrıca operasyonda, sistematik şekilde davalının bu tutum ve davranışlarına maruz kalan ancak işini kaybetme korkusundan veya borcundan dolayı sesini çıkaramayan birçok çalışan bulunmaktadır.

Şu hususu da belirtmek isteriz ki; müvekkilin Etik Kuruluna yaptığı şikayetler incelenmiş ve davalı C**** B******'un bu eylemleri doğrulanarak, davalı C**** B****** işten çıkarılmıştır. Ancak işten çıkarılması dahi davalıyı durdurmaya yetmemiştir. Davalı bir intikam uğruna, iş yerinde çalışmakta olan L****** A****'ü müvekkile karşı doldurarak, müvekkile mobbing ve baskı uygulanmaya devam edilmesini sağlamaktadır. Bahsi geçen bu kişiye yönelik de her türlü dava hakkımızı saklı tutarız.

9. Hukuk Dairesi 17.10.2017 tarihli 2015/30391 E. , 2017/16011 K.

"Oysaki, dava dilekçesinde sadece mobbing nedeni ile değil, davacının kişilik haklarının zedelendiği de ileri sürülerek manevi tazminat talebinde bulunulmuştur. Mahkeme, davalı işverenlikte tüm çalışanlara yönelik olarak kişilik ve onurlarını rencide edici hakarete varan haksız ve kaba tutumun mevcudiyeti sebebiyle işverenin, iş sağlığı ve güvenliğini sağlama yükümlülüğünü ihlal ettiği ve davacının kişilik hakkına yönelik saldırıyı önlemediğine dikkat çekmiştir.

...
Söz konusu gerekçede de belirtildiği üzere davacının kişilik haklarına yönelik saldırının bulunduğu anlaşıldığından davacının manevi tazminat talebinin de kabul edilmesi gerekirken reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir."

Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere manevi tazminat, kaba bir tabirle bir kişinin hukuka aykırı bir fiil sonucunda duyduğu elem ve üzüntünün kendisinde doğurduğu manevi zararın tazmin edilmesidir. Manevi zarar, kişilik haklarına saldırı sonucunda ortaya çıkar ve manevi tazminat davası ile giderilir. Manevi tazminatın esasını, kişilik haklarına saldırı oluşturmaktadır. Türk Borçlar Kanunu madde 58 açıkça kişilik hakkı zarar gören her bir kişinin manevi tazminat talep edebileceğini kabul etmektedir. Uygulamada kişilik hakkında saldırı, geniş yorumlanmakta olup; her somut olaya göre ayrı değerlendirme yapılmaktadır. Manevi tazminatta esas alınan kişinin haksız bir fiil karşısında elem, acı, keder ve üzüntü duymuş olmasıdır.

Kişilik hakları, bir başka değişle, ''hayatı, fizik ve ruhsal bütünlüğü, şeref ve haysiyeti, özgürlüğü, kişisel veya aile gizliliği'' haksız bir saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminat isteyebilmesi TBK madde 58'de genel bir hükme bağlanmıştır. TBK madde 58'e göre manevi tazminat isteyebilmenin şartları: kişilik haklarına saldırının gerçekleşmiş olması, gerçekleşen saldırının haksız olması, manevi zarara uğratması, saldırıyı gerçekleştiren kişinin kusurlu olması ve illiyet bağının bulunmasıdır.

Kişilik haklarına yapılan saldırının hangi hallerde hukuka aykırı sayılacağı ise TMK m.24/2

fıkrasında ''Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır'' denilerek belirtilmiştir.
Müvekkile davalı tarafından gerçekleştirilen söylem ve eylemler, müvekkili toplumun değer yargılarına göre küçük düşürmekle birlikte müvekkilde büyük bir acı, elem ve kedere sebep olmakla kalmamış; müvekkilin ruh sağlığını bozmuştur. Dolayısıyla davalının eylemlerinin müvekkili manevi zarara uğrattığı aşikardır.Davalı, sürekli olarak ve haksız bir şekilde müvekkilin kişilik haklarına saldırıda bulunmuştur. Zira davalı bu eylemleri müvekkile karşı kastla gerçekleştirmiştir.

Yargıtay, bir kimsenin kişilik haklarına yönelik saldırının bulunması durumunda, davacının manevi tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiği görüşündedir.

4. Hukuk Dairesi 21.10.2013 tarihli 2015/1568 E. , 2016/421 K.

''Davaya konu edilen olay incelendiğinde, davalının davacıya hakaret ettiği taraf anlatımları, tanık beyanları ve ceza dosyası ile sabittir. Bu durum davacının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Mahkemece uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken istemin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.''

Davalı C**** B****** aleyhinde tarafımızca hakaret suçu, iftira suçu, kişinin huzur ve sükununu bozma ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunulmuştur. Davalı C**** B****** tarafımızca suç duyurusunda bulunulduğunu öğrendikten sonra müvekkili özel numaralardan aratarak müvekkili tehdit ettirmiştir.

Tarafımızca davalının eylemleri sebebiyle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. Davalı, tarafımızca suç duyurusunda bulunulduğunu öğrendikten sonra müvekkili başka şahıslar tarafından özel numaralardan aratarak müvekkile, ''şikayeti geri çek, yoksa seni öldürürüz, başın ağrır bizimle uğraşma'' şeklinde tehdit içerikli beyanlarda bulunulmuştur.

Yukarıda açıkladığımız tüm nedenlerle işbu davayı açma zorunluluğumuz hasıl olmuştur. Sayın Mahkemenizden işbu davanın kabulü ile gereğinin yapılmasını arz ve talep ederiz.

HUKUKİ SEBEPLER : BK, MK, HUMK ve ilgili diğer her türlü mevzuat

HUKUKİ DELİLLER : Hastane ve sağlık raporları, şirketin etik kurulunun kararı, şirketin insan kaynaklarında yer alan davalı ile ilgili yazılı uyarı ve kayıtlar, müvekkilin e-nabız kaydı, tanık, SGK hizmet dökümü, mail yazışmaları, iş yeri kamera kayıtları, bilirkişi, yemin vs. her türlü delil

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle,

1- Davamızın kabulüne,

2- Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, ŞİMDİLİK 1.000,00 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

3- Yargılama giderleri ile birlikte vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar

verilmesini Sayın Mahkemenizden arz ve talep ederiz. **.**.20**

DAVACI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com