• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

ÇOCUĞA KARŞI KÖTÜ MUAMELEDE BULUNMAK ŞİKAYET DİLEKÇESİ

KAYSERİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

 

MÜŞTEKİ : 

VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun, Sahabiye Mah. Teoman Sk. Avukatlar İş Hanı Bina No:9 Kat:5 Daire No:501 Kocasinan/KAYSERİ

 

MAĞDUR :

ŞÜPHELİ :  

 

SUÇ : Çocuğa Kötü Muamelede Bulunmak, Kasten Yaralama, Şantaj,

                                            Tehdit ve Sayın Savcılığınızın takdir edeceği diğer suçlar

 

 

OLAY :

 

Tarafların müşterek çocukları ******************* velayet ve vesayet yetkisine sahip olan annesi şüpheli Meryem ****** tarafından kötü muameleye maruz bırakılmaktadır. 4 Aralık 2022 tarihinde müvekkil müşterek çocuklarla görüşme yaptığı esnada, müşterek oğlan **********  annesinin kendisine şiddet uyguladığını anlatmıştır. Müşterek çocuk feryat figan "baba beni buradan kurtar" demiştir. Şüpheli anne ise "gideceksen git, defol git, senle mi uğraşacağım" şeklinde beyanda bulunmuştur. Anne sürekli olarak çocuklara şiddet uygulamaktadır. Müşterek çocuk, kardeşlerine neler yapıldığını nelere maruz kaldığını babasına açıkça anlatmıştır.

 

Müvekkil, müşterek çocuk ile görüşmesi sırasında  ÇOCUĞUN BOYNUNDA, ENSESİNDE MORLUKLAR olduğunu fark etmiştir. Önce çocuğun şüpheli yan tarafından şiddet gördüğüne inanmakta zorluk çekse de, neticede annesi  diye düşünse de inceleyince bunun şiddet sonucu oluşan morluklar olduğuna kanaat getirmiştir. Ve müşterek çocuğa boynundaki ve ensesindeki izleri sormuştur. Müşterek çocuk ise yaşadığı şiddeti müvekkile anlatmıştır. Şüpheli anne müşterek çocukların üzerinde öyle bir baskı kurmuştur ki çocuk yaşadığı olayı anlatırken "dövmek değil de vuruyordu" şeklinde beyanda bulunmuştur. Bir ANNE ÇOCUĞUNA  NASIL ŞİDDET UYGULAR AKLIMIZ ALMAMAKTADIR. (Video kaydı ve fotoğraflar ekte sunulmuştur.)

 

Yine ekte sunmuş olduğumuz ses kaydında müşterek çocuk, annesi tarafından maruz kaldığı başka bir şiddet olayını acı bir şekilde dile getirmektedir. Yüzündeki çizikleri anlatırken "Annem kızıyordu ya baba, o zaman çizildi" şeklinde beyanda bulunmuş, bunları anlatırken tedirginliği sesine yansımıştır. Daha sonrasında ise "koluma vurdu da o zaman belki yüzüme yüzüme de çarpmıştır" şeklinde yaşadıklarını anlatmıştır. Müvekkilin "Çok mu vurdu ki?" şeklindeki sorusuna istinaden ise müşterek çocuk "çok derken baba hızlı mı yoksa fazla mı" şeklinde soru sormuş, daha sonrasında ise "birkaç kere biraz hızlı vurdu" demiştir. Müvekkil çaresizlik içerisinde çocuğunu teselli etmiş ve üzülmemesini, kafasına takmamasını söylemiştir.

 

Şüpheli anne çocuklara her zaman ilgisiz davranmış, hiçbir sorumluluğu üzerine almamış, evlilik birliği içerisinde tüm sorumluluğu müvekkilimiz üstlenmiştir. Şüpheli anne kendi kusuruyla biten evlilikten sonra yine sorumluluk almak istememekte, çocuklarla ilgilenmemektedir. Hayata karşı olan tüm hıncını ve öfkesini müşterek çocuklardan almaktadır. Zira, müvekkil birkaç kez müşterek çocuklara ne yediniz şeklinde soru sorduğunda müşterek çocuklar "BİM'den tavuk dürüm aldıklarını ve onu yediklerini" beyan etmişlerdir. Müvekkil çocukların yeterli beslendiğinden dahi endişe etmektedir.

 

Şüpheli annenin ileri düzeyde öfke kontrol problemi olduğunu düşünmekteyiz. Zira şüpheli anne sinirlendiği zaman müşterek çocuk Hasan Alptuğ'un telefonunu vurmuş, kırmış ve parçalamıştır. Ayrıca müşterek çocuklar okuldan geldiğinde bir saat dinlendi diye çocuklara bağırmıştır. Davalı anne kendisi evde dinlenirken müşterek çocuktan evin dışarıdaki işlerini yapmasını istemiş, çocuğa yaşından büyük işler yüklemiştir. Diğer çocukların bisikleti bozulduğunda, bisikleti tamir ettirmesini dahi küçük müşterek çocuktan istemiştir.

 

Davacı müvekkil davalı anneye 2250,00 TL iştirak nafakası ödemektedir. Ancak davacı müvekkil, ödediği iştirak nafakası haricinde çocukların tüm ihtiyaçlarını bizzat karşılamakta olup, anneye verilecek iştirak nafakasının çocuklara ulaşacağı hususunda endişe duymaktadır. Keza, davalı anne çocukları yırtık ayakkabıyla okula göndermiş, mont dahi almamıştır. Çocuklar ihtiyaçlarının giderilmesini istediğinde ise "ben alamam babanız alsın" şeklinde beyanda bulunmuştur.

 

AÇIKLAMALAR :

 

Kötü muamele suçu; aynı konutta birlikte yaşayanlardan birine karşı merhamet, acıma ve şefkatle bağdaşmayacak şekilde kötü davranılması veya meslek ve sanat yahut başka bir nedenle terbiye hakkından kaynaklanan disiplin yetkisinin kötüye kullanılması ile oluşur (TCK m.232).

 

Kötü muamele suçu, TCK m. 232’de “Aile Düzenine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Bu nedenle, TCK m.232’de düzenlenen kötü muamele suçu ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinde yer alan kötü muamele kavramlarının kısmi bir benzerliği vardır. AİHS m.3’te yer alan kötü muamele kavramı, kamu görevlisi tarafından görevinden dolayı işlenen fiilleri tarif etmek üzere kullanılmaktadır.

 

Kötü muamele

 

Madde-232 (1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 

(2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir.

 

Kötü Muamele Suçunun Unsurları ve Şartları Somut Olayda Gerçekleşmiştir Şöyle Ki,

 

Kötü muamele suçu, ailenin toplum içindeki yerini hukuki değer olarak koruyan bir suç tipidir. Aynı konutta birlikte yaşayan kişilerden birine kötü muamelede bulunulmasını cezalandırmaktadır. Ancak, her türlü kötü muamele suçun oluşmasına neden olmaz. 5237 sayılı TCK’nın 232. maddesinde düzenlenen kötü muamele suçu, yaralama, tehdit, sövme gibi kanunun başka maddelerinde açıkça düzenlenmiş suçlar dışında kalan, çıplak gezdirme, aç bırakma, sürekli alay etme, korkutma gibi merhamet ve şefkatle bağdaşmayan eylemleri cezalandırmaktadır.

 

Kötü muamele; oldukça sistematik ve sürekli hale geldiğinde suç vasfı değişir ve “eziyet suçu” meydana gelir.

 

Özellikle belirtelim ki, kötü muamele kişinin bedeninde basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçünün ötesinde bir etki meydana getirmiş ise, artık kötü muamele suçundan değil, kasten yaralama suçundan dolayı cezaya hükmedilmelidir.

 

Kanunun madde gerekçesinde, yarı aç veya susuz bırakma, uyku uyutmamak, zor koşullarda çalışmaya mecbur etmek gibi hareketler kötü muameleye örnek olarak gösterilmiştir. Yargıtay, çocuğuna mendil sattırmak, yeni doğum yapan eşi “defol git” diyerek evden dışarı atmak gibi fiiller kötü muamele suçu olarak kabul edilmiştir. Somut olayımızda da kötü muamele suçunun unsurları gerçekleşmiş olup, anne çocukları sürekli olarak korkutmakta, müşterek çocuklar sürekli suretle psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmaktadırlar.  Şüpheli anne sürekli olarak çocuklara  "gideceksen git, defol git, senle mi uğraşacağım" şeklinde beyanlarda bulunuş ve çocukların beslenme, giyinme gibi birçok ihtiyacına karşı kayıtsız kalmıştır.

 

Kişilerin idareleri altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya san’atı öğretmekle yükümlü olduğu kimseler üzerinde terbiye etmek, eğitmek görevi dolayısıyla belirli disiplin yetkilerine sahip bulunmaları gerekir; aksi takdirde görev yerine getirilmez. Disiplin yetkisi eğitim hakkının doğal bir sonucudur ve bu yetki olmadan söz konusu hak kullanılamaz. Disiplin yetkisinin sınırı ise maddede gösterilmiştir. Disiplin yetkisi kişinin bedensel ve ruhsal sağlığının bozulmasına neden olmayacak veya bir tehlikeye maruz kalmasını sonuçlamayacak derecede kullanılabilecektir (Madde Gerekçesi). Ancak Şüpheli Anne disiplin yetkisinin sınırlarını oldukça aşmış, çocukların vücudunda morluklar olacak derecede çocuklara şiddet uygulamıştır. Ayrıca çocuklar mutlak suretle korkutulmakta, çocuğun ekte sunduğumuz ses kaydından da sarih bir şekilde anlaşılacağı üzere çocuklar evde sürekli bir tedirginlik içerisindedirler.

 

"TCK.nun 232/2. maddesinde, idaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişinin cezalandırılacağı belirlenmiştir. Kişilerin idareleri altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya san’atı öğretmekle yükümlü olduğu kimseler üzerinde terbiye etmek, eğitmek görevi dolayısıyla belirli disiplin yetkilerine sahip bulunmaları gerekir; aksi takdirde görev yerine getirilmez. Bu suçlarda temel özellik, kötü davranmadır. Bu kötü davranma, mağdurun dövülmesi, onur ve şerefiyle bağdaşmayan muameleye tabi tutulması, ona acı veren ve insan olarak hak etmediği bir işlem uygulanması olabilir. Sanığın bakıcısı olduğu çocuğa yönelik eyleminde kötü davranma sözkonusu olmakla, dosya kapsamı, mağdur raporu gözetilerek sanığın kötü muamele suçu nedeniyle cezalandırılması hukuka uygundur." (Yargıtay 8. Ceza Dairesi - Karar: 2014/9197).

 

"Mahkemece sosyal inceleme raporu ve müşterek çocuğun beyanı dikkate alınarak müşterek çocuk 05.08.2005 doğumlu.......'nın velayeti davalı-davacı babaya verilmiş ise karardan sonra 01.06.2015 tarihinde....... Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/81073 soruşturma sayılı dosyasında küçük......, babasının kendisine kötü davrandığını, kızdığı zamanlarda vurduğunu, annesi ile kalmak isteğini, babası ile kalmak istemediğini beyan etmiştir. Velayet kamu düzenine ilişkindir. Karardan sonra gerçekleşen bu durum karşısında belirtilen soruşturma dosyası değerlendirilerek Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanununun 5. maddesi uyarınca uzmanlardan da yeniden rapor alınarak deliller hep birlikte değerlendirilip, gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektirmiştir." (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ, Tarih : 16.06.2016, Esas No : 2016/10443, Karar No : 2016/11808)

 

Müvekkilimiz, velayetin anne **************'den alınarak babasına iadesi için Kayseri 5. Aile Mahkemesine 2023/*** Esas numaralı dosya ile dava açmıştır. Ancak müvekkil açmış olduğu bahse konu dava ve işbu şikayet dilekçesi sebebiyle tüm bu soruşturma ve kovuşturma aşamasında müşterek çocukların şiddete maruz kalacağından ve anneleri tarafından çocuklara baskı yapılacağından endişe duymaktadır. Zira şüpheli, işbu şikayet dilekçesinden önce de çocukları ağır surette darp etmiştir.

 

Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerden ötürü Savcılığınıza işbu dilekçe ile şikayette bulunma zorunluluğu hasıl olmuştur.

 

 

DELİLLER : Tanık beyanı, ses kayıtları, video kayıtları, fotoğraflar ve sair yasal deliller.

 

HUKUKİ NEDENLER : HMK, TCK, CMK ve yasal mevzuat.

 

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda izah edilen ve re’sen gözetilecek sebeplerle; tazminat ve sair talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şüpheli hakkında soruşturma yapılmak suretiyle cezalandırılması için kamu davası açılmasına karar verilmesini, çocukların annelerinin yanında güvende olmayacağından bahisle babalarının yanına getirilmesini bunun mümkün olmaması halinde Sayın Savcılığınız tarafından gerekli tedbirlerin alınmasını saygıyla vekaleten arz ve talep ederiz. 18.10.2023

 

 

                                                                                           

                                                                                           MÜŞTEKİ VEKİLİ

                                                                                      AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com