Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

TANIMLAYICI HUKUK KURALLARI

TANIMLAYICI HUKUK KURALLARI

 

TANIMLAYICI HUKUK KURALLARI: HUKUKİ DÜZENİN KAVRAMSAL TEMELLERİ

Giriş

Hukuk sistemi, yalnızca emir ve yasaklardan ibaret bir yapılar bütünü değildir. Bir hukuk düzeni, kuralların kimler tarafından, nasıl ve ne zaman uygulanacağını belirleyen temel kavramsal çerçevelere de ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç doğrultusunda, hukuk sisteminde yalnızca emredici ya da yedek kurallar değil, aynı zamanda tanımlayıcı hukuk kuralları da yer alır. Tanımlayıcı kurallar, emir ya da yasak içermeyen; daha çok diğer kuralların uygulanmasında başvurulan kavramları, statüleri ve hukuki olayları açıklayan normlardır. Bu makale, tanımlayıcı hukuk kurallarının mahiyetini, hukuk sistemindeki işlevini ve diğer hukuk normlarıyla olan ilişkisini incelemektedir.

 

I. Tanımlayıcı Hukuk Kurallarının Tanımı

Tanımlayıcı hukuk kuralları; hukuki işlemler, kişiler, olaylar ya da kurumlar hakkında açıklama yaparak diğer hukuk kurallarının uygulanmasını kolaylaştıran, çoğunlukla emir ve yaptırım içermeyen kurallardır.

 

Bu kurallar, bir hakkın doğumu, bir yükümlülüğün başlaması veya bir statünün kazanılması için gerekli koşulları açıklayabilir. Tanımlayıcı kurallar, dolaylı olarak hukuki sonuçlar doğurabilir; ancak doğrudan bir yaptırım içermezler.

 

II. Tanımlayıcı Kuralların Özellikleri

Normatif Değildir, Yapısaldır:

Hukuki bir davranışı emretmez veya yasaklamaz. Daha çok sistemin nasıl işleyeceğini tanımlar.

 

Emredici ve Yedek Kuralların Alt Yapısını Oluşturur:

Diğer kuralların uygulama alanını belirler. Örneğin “fiil ehliyeti” kavramı tanımlanmazsa borçlar hukuku işleyemez.

 

Yaptırım İçermezler, Ancak Sonuç Doğururlar:

Tanımın karşılanmaması, bir hukuki işlemin geçersiz sayılmasına yol açabilir.

 

III. Tanımlayıcı Kuralların Hukuk Sistemi İçindeki Yeri

Tanımlayıcı kurallar, hukuk düzeninde üç ana işlev görür:

 

1. Kavramları Netleştirme:

Hukukta “kişi”, “eşya”, “hak”, “borç”, “fiil ehliyeti”, “vergi mükellefi” gibi temel kavramlar tanımlayıcı kurallarla açıklanır.

 

Örnek: Türk Medeni Kanunu m. 8: “Fiil ehliyeti, ayırt etme gücüne sahip ve ergin olan kişilerin, kendi fiilleriyle hak edinebilmeleri ve borç altına girebilmeleridir.”

 

2. Statü Belirleme:

Tanımlayıcı kurallar, bireylerin hangi hukuki statüye sahip olduğunu belirleyerek hak ve yükümlülüklerin alanını çizer.

 

Örnek: Vergi Usul Kanunu’nda mükellef tanımı yapılmadan vergi borçluluğu kurulamaz.

 

3. Sistematiklik ve Yorum Kolaylığı Sağlama:

Tanımlayıcı kurallar, hukuk sistemine bütünlük kazandırır. Yargı mercileri ve uygulayıcılar, bu kurallar sayesinde hukuki kavramları yerli yerine oturtabilir.

 

IV. Tanımlayıcı Kuralların Uygulama AlanlarıTanımlayıcı kurallar, tüm hukuk dallarında karşımıza çıkar:

 

1. Medeni Hukuk:

Kişilik, ehliyet, yerleşim yeri, aile bireyleri gibi kavramlar.

 

Örnek: TMK m. 11 – “Yerleşim yeri, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.”

 

2. Ceza Hukuku:

Suç, fail, mağdur, iştirak, teşebbüs gibi kavramların tanımlanması.

 

3. Vergi Hukuku:

Mükellef, vergi türü, tarh, tahakkuk gibi teknik terimlerin açıklanması.

 

4. Ticaret Hukuku:

Tacir, şirket türleri, ticari işletme gibi temel ticari kavramlar.

 

V. Tanımlayıcı Kuralların Emredici ve Yedek Kurallarla İlişkisi

Tanımlayıcı kurallar, tek başına hukuk düzenini yönlendirmez; fakat diğer kuralların uygulanmasını mümkün kılar. Bu bağlamda:

 

Emredici kuralların koşullarını belirlemede kullanılır.

Örn: “Ergin olmayan kişi, tek başına geçerli işlem yapamaz.” → Erginlik tanımı TMK’da yapılır.

 

Yedek kuralların boşluk doldurmasında referans sağlar.

Örn: Taraflar bir tanıma başvurarak kendi sözleşmelerinde özel hükümler oluşturabilirler.

 

VI. Tanımlayıcı Kuralların Sınırları ve Eleştiriler

Her ne kadar tanımlayıcı kurallar sistematik bütünlük sağlasa da bazı durumlarda:

 

Yorum farklılıklarına yol açabilir. Tanımda geçen “sürekli kalma niyeti” gibi öznel ifadeler, uygulamada tartışma doğurabilir.

 

Güncelliğini yitirebilir. Teknolojik ve sosyal değişimle birlikte bazı tanımlar yetersiz kalabilir. Örneğin “konut” kavramının dijital nomad çağında yeni biçimlere kavuşması gibi.

 

Katı tanımlar, esnek yorum ihtiyacını kısıtlayabilir.

 

Sonuç

Tanımlayıcı hukuk kuralları, hukuk düzeninin iskeletini oluşturan, diğer normlara anlam ve yön kazandıran normatif alt yapılar olarak büyük öneme sahiptir. Emir ve yasak içermemelerine rağmen, uygulamada çok güçlü dolaylı sonuçlar doğurabilirler. Her sağlam hukuk sistemi, sağlam tanımlarla kurulur; çünkü tanımlar, hem anlaşılır olmayı hem de adil olmayı mümkün kılar. Dolayısıyla tanımlayıcı kurallar yalnızca teorik değil, aynı zamanda pratik bir zorunluluktur. Gelecekte bu kuralların daha dinamik, teknolojiyle uyumlu ve toplumsal gerçekliği yansıtan biçimlerde yeniden ele alınması gerekecektir.

 

Son Bloglar

TANIMLAYICI HUKUK KURALLARI

09 Eylül 2025 Salı

ÖRF VE ADET HUKUKU

08 Eylül 2025 Pazartesi

YASAL DANIŞMANLIK

05 Eylül 2025 Cuma

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28