• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

İdare Mahkemesi Cevaba Cevap Dilekçesi

                                       ANKARA 16. İDARE MAHKEMESİNE 

 

DOSYA NO                                       : 2023/1***E.

 

DAVACI                                            :

VEKİLİ                                             : Av. Gizem Gül UZUN

                                                       

DAVALI                                            : Jandarma Genel Komutanlığı (İçişleri Bakanlığı)

                        Beştepe Mah. 8. Sk. No:47 Yenimahalle/Ankara 

 

VEKİLİ                                             :

 

KONU                                                : Cevaba cevap dilekçemizin sunulmasıdır.

 

AÇIKLAMALAR                             :

 

Müvekkil, 2018 yılının Eylül ayı ile 2019 yılının Ağustos ayına kadar Jandarma Sahil Güvenlik Akademisinde eğitim görmüştür. Sonrasında akademiden mezun olmuş ve müvekkilimizin ataması Bingöl'e yapılmıştır. Sonrasında müvekkil, komando kursuna gitmiştir. Müvekkil, atış, yüzme, spor vb. Zorlu eğitimlere katılmıştır. Müvekkilin ileri seviye atış teknikleri eğitimi pandemi döneminde dahi devam etmiştir. Çoğu komutanın dahi katıl aya cesaret edemediği eğitimi müvekkilimiz derece yaparak bitirmiştir. 

 

Bu eğitimde otuz kilometre arazide sırtta yirmi kilogram ağırlığında taş ile koşulmuştur. Eğitimde yiyecekler saklanmış, arazide koordinattan yön bulunmaya çalışılmıştır. Yön bulunduğu zaman yemek yenilebilmiştir. Yine müvekkil, en ağır eğitim olan esaretten kurtulma eğitiminde dahi kendi isteği ve arzusu ile katılmıştır. Müvekkil, rehine kurtarma eğitimine, özel operasyonlara, mezkur mahalde terörle mücadele gibi birçok eğitime katılmıştır. En sonunda müvekkil, JÖAK (Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı)'na katılmaya hak kazanmıştır. Yine müvekkil, JOPER (Jandarma Özel Operasyon Timi)'ne katılmaya hak kazanmıştır. Jandarma Genel Komutanlığında göreve başlayan müvekkil, birçok başarı belgesi almıştır. 

 

Bu denli zorlu eğitimlere katılan bir kişinin vatanına ve milletine ne kadar bağlı olduğu, vatan ve millet savunmasında rol alma arzusu içinde olduğu açıktır. Gerçekten de bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin, sahip olduğu jeopolitik konumu dikkate alındığında her an bir savaş tehdidi ile karşı karşıya olduğu açıktır. Müvekkilin, söz konusu kamusal görevde çalışmasına ihtiyacı olduğu kadar; Türkiye Cumhuriyeti'nin de cumhuriyetin devamlılığı ve sürekliliği için vatan savunmasına hizmet edecek bedensel ve zihinsel güce sahip; aynı zamanda görev aşkına sahip bireylere ihtiyacı vardır.

 

 Bu sebeple, Jandarma Genel Kurmay Başkanlığı bünyesinde görev alan müvekkilin sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle tarafımızca Sayın Mahkemenizde dava açılmıştır. Davalı, savunmalarını yapmış olduğu cevap dilekçesinde, davanın süresi içinde açılıp açılmadığının re'sen tetkikini istemiş; davanın tarafımızca süresi içinde açılmadığının tespit edilmesi halinde, süre yönünden reddini talep etmiştir. Sözleşmenin yenilenmemesi şeklindeki idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talepli davamızın tarafımızca açılmasında herhangi bir usulü eksiklik ve yanlışlık bahis değildir. Şöyle ki;

 

Dava açma süresi:

Madde 7 – 1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.

2. Bu süreler;

a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,

b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde

veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine

ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda

ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği;

Tarihi izleyen günden başlar. 

 

20/06/2023 tarihli ve E-66771419-030.99-201***** sayılı sözleşmenin yenilenmeyeceğine ilişkin tebligat, müvekkile, Elazığ E Tipi Ceza İnfaz Kurumunda iken ulaşmıştır. Bunun üzerine tarafımızca, tebligatın müvekkilin eline ulaştığı tarihten, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, m.7 uyarınca 60 gün içerisinde işbu, haksız idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talepli dava usulüne uygun olarak açılmış bulunmaktadır. Sayın Mahkemenizce davamızın usul yönünden kabulünü talep etmekteyiz. 

 

Davalı, ilerleyen savunmalarında, usule ilişkin beyanlarının Sayın Mahkemenizce kabul görmemesi halinde davamızın esas yönünden reddini talep etmiştir ki bu durum hukuka aykırıdır. Şöyle ki;

 

Davalı, savunmasında müvekkilin kamu görevine ilişkin hükümleri düzenleyen çeşitli mevzuat hükümlerine değinmiştir. Bu mevzuat hükümleri gereği;

 

Astsubaylar Hakkında Kanun’un “Sözleşme Süreleri” başlıklı 10’uncu maddesinde; 

 

“Sözleşmeli astsubay adayları ön sözleşme yapılarak askerî eğitime alınırlar. Bu eğitimi başarı ile tamamlayanlardan yönetmelikte belirtilen şartları taşıyanlarla sözleşme yapılır ve bu kişiler Astsubay çavuş rütbesine naspedilirler. Sözleşme süreleri üç yıldan az ve dokuz yıldan fazla olmamak şartıyla, hizmet gerekleri ve yetiştirme maliyetlerine bağlı olarak kuvvet, sınıf ve branşlara göre yönetmelikte belirlenir. Yönetmelikte belirlenen şartları taşıyanların talepleri halinde sözleşmeleri yenilenebilir.…" hükmü, 

 

Yer aldığı belirtilmiştir. Astsubaylar Hakkında Kanunun 10. Maddesinde de belirtildiği üzere müvekkil, yönetmelikte belirtilen tüm şartları sağlamakta olduğundan ve sözleşmesinin yenilenmesi talebi bulunduğundan dolayı sözleşmesinin yenilenmesi gerekmektedir. Zira müvekkil, Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş olarak görev yapabilmek için yönetmelikte aranan tüm şartları yerine getirmiştir. Müvekkil, kanun ve yönetmeliğin şart kıldığı ve yukarıda belirtmiş olduğumuz bütün eğitimleri başarıyla geçmiştir. Öyle ki müvekkilin birçok başarı belgesi bulunmaktadır. Müvekkil, sahip olduğu görevine devam etmek istemekte ve görevinin devamı için gereken işbu sözleşmenin yenilenmesini talep etmektedir. Ancak sözleşme, idare tarafından haksız şekilde yenilenmemiştir. İşbu sebeple tarafımızca dava açma zorunluluğu doğmuştur. 

 

Davalı, savunmasının ilerleyen kısımlarında;

 

b. Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliği’nin “Sözleşmenin Yenilenmesi ve Uzatılması” başlıklı 14’üncü maddesinde;

 

“Sözleşmeli subay ve astsubaylardan, sözleşmesini yenilemek isteyenler sözleşme süresinin sona erme tarihinden 6 ay önceden başlamak suretiyle dilekçe ile ilk amirine müracaat eder.… sözleşmesi yenilenecek personel; Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde kurulacak komisyonlar tarafından personelin nitelik belgesi, sicili, takdir/ceza durumu, amir kanaatleri, almış olduğu eğitimler gibi hususlar çerçevesinde mesleki safahatları dikkate alınarak ilgili komutanlık personel ihtiyaçları doğrultusunda belirlenir. Değerlendirme komisyonunun kimlerden oluşacağı, görev, yetki ve sorumlulukları Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca çıkarılacak yönergeler ile tespit edilir. Sözleşmenin yenilenip yenilenmemesi konusundaki nihai karar Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından verilir. Uygun görülenlerin sözleşmesinin yenileneceği, sözleşmenin bitiminden önce bildirilir. Sözleşme, ilgili sözleşmeli subay veya astsubayın talebinin idarece kabul edildiğinin bildirilmesi ile yenilenir.” hükmü,

 

İlgili hükme değinmiş olup; ilgili komutanlığın personel ihtiyaçları doğrultusunda sözleşmenin yenilenip yenilenmeyeceği veya uzatılıp uzatılmayacağının belirleneceğini ifade etmektedir. Bu belirlemeye etki olarak ise, personelin nitelik belgesi, sicili, takdir/ ceza durumu, amir kanaatleri ve almış olduğu eğitimlerin önemli rol oynayacağından bahsedilmiştir. Kamu personeli olarak müvekkilimiz, Jandarma Genel Komutanlığına bağlı bir personel olarak, eğitimlerini başarı belgeleri ile tamamlamış; amirlerin olumlu kanaatlerini de alarak göreve adım atmış; öyle ki görevindeki statüsü Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş'luğa kadar yükselmiştir. Görevinde iken ise, teşkilat içinde ve görevi sebebiyle herhangi bir terör veya sosyal olaylar gibi ciddi herhangi bir olaya karışmamış; görevini baltalayacak durumların içinde yer almamıştır. Müvekkil hakkında Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesinde haksız şekilde kovuşturma yapılmış ve neticede müvekkil hakkında mahkumiyet ve adli para cezasına hükmedilmiştir. Şöyle ki;

 

MÜVEKKİL HAKKINDA ELAZIĞ 3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ TARAFINDAN HAKSIZ ŞEKİLDE YARGILAMA YAPILMIŞ VE İŞBU YARGILAMA NETİCESİNDE HUKUKA AYKIRI DELİLLER HÜKME ESAS ALINARAK KARAR VERİLMİŞTİR

 

Müvekkil hakkında, Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesinde "Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama" suçundan haksız şekilde kovuşturma başlatılmıştır. Söz konusu yargılamanın yapılması ve yargılama neticesinde müvekkil hakkında 10 yıl hapis ve 20.000,00TL adli para cezasına hükmedilmesi hukuka aykırıdır. Şöyle ki; müvekkilin aracında hukuka aykırı şekilde arama yapılmış ve haksız arama neticesinde elde edilen bulgular hukuka aykırı delil teşkil etme özelliğine sahiptir. Tutanaklar tarafımızca incelendiğinde, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasında;

 

"Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, ****** ve ******** isimli iki şahsın doğu illerinden Elazığ iline uyuşturucu madde geçireceği yönünde teyide muhtaç istihbari bilgi edinilmesi üzerine yapılan çalışmalarda ********* ve ******* isimli şahısların sanıklar M*******i * ve ******** oldukları ve şahısların ********  isimli şahsa kayıtlı olan 38 ** *** plaka sayılı aracı kullandıklarının tespit edildiği, sanıkların yakalanması için 07/05/2023 günü yapılan uygulamada 38 DC *** plaka sayılı aracın Bingöl yolu uygulama noktasında durdurulduğu, aracın sürücüsünün sanık Muhammet *** ********** olduğu ve aracın ön yolcu koltuğunda ise sanık ********'ın bulunduğu, narkotik köpeğinin aracın bagaj bölümüne tepki vermesi üzerine gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında alınan karara istinaden yapılan aramada aracın bagaj kısmında saksıların altına saklanmış çantalar içerisinde bulunan 8 parça halinde toplamda net ağırlıkları 7.660 gram gelen KUBAR ESRAR maddesine el konulduğu," ibarelerine yer verilmiştir. 

 

Ancak polisler, kontrol noktasında aracı durdurmuş, plaka ihbarı olduğu sebebiyle arama yapacaklarını söylemiştir. Olayda narkotik köpeği veya herhangi bir dedektör dahi kullanılmamıştır. 

 

Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği 7. Maddesine göre, adli arama kararı verme yetkisi hakimindir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emriyle arama yapılabilmektedir. 

 

Huzurdaki olayda adli aramanın usul şartları gerçekleştirilmemiş olup; haksız arama sonrası yapılan işlemi usulüne uydurmak adına işlemler yapılmıştır. Bu hali ile müvekkilin aracında bulunan esrar maddesi hukuka aykırı delil özelliği teşkil etmektedir. 

 

Gerçekten de Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2013/610, 2014/512, 2013/841, 2014/513 ve 2014/166-514 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, adli arama kararı gerektiren olaylarda arama kararı almadan arama yapılması hukuka aykırıdır. Böyle bir arama sonucu bulunan deliller, suçun maddi konusu "hukuka aykırı yollarla elde ediliş" olacağından; Anayasanın 38. Maddesinin 6. Fıkrası ile CMK'nın 206. Maddesinin 2. Fıkrasının (a) bendi, 217. Maddesinin 2. Fıkrası, 230. Maddesinin 1. Fıkrasının (b) bendi ve 289. Maddesinin 1. Fıkrasının (i) bendi uyarınca hükme esas alınmaması gerekmektedir. 

 

Ayrıca polisin olayda durdurma yetkisi yoktur. Bu sebeple de elde edilen deliller hukuka aykırı delil niteliği teşkil etmektedir. Polisin durdurma yetkisini kullanabilmesini ilk şartı makul şüphedir. 

 

Kaldı ki müvekkil, "Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama" suçunu işlememiştir. Kimseye herhangi bir ücret karşılığında satmamıştır. Satmak şöyle dursun; müvekkil kimseye uyuşturucu madde ikramında dahi bulunmamıştır. 

 

İlk derece mahkemesinin kurmuş olduğu hükmün hukuka aykırılığının bir yönünü de, eksik inceleme sonucu karar vermesi oluşturmaktadır. Zira ilk derece mahkemesi, müvekkile yönelik hesap hareketlerini ve HTS kayıtlarını incelemeden karar vermiştir. Bu durum usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. 

 

Müvekkilin uyuşturucu madde sattığına ilişkin olarak ne aynı yargılamada sanık olan ***********; ne de davadaki diğer tanıklar, müvekkilin aleyhine hiçbir husus beyan etmemişlerdir. Hiç kimse müvekkilin, üzerine atılı suçu işlediğini doğrular nitelikli bir beyanda bulunmamıştır. Yine aynı şekilde hiçbir tanık, müvekkilin kendilerine para karşılığında uyuşturucu madde sattığını ya da müvekkilden uyuşturucu madde aldıklarını beyan etmemişlerdir. 

 

Müvekkil, işbu ceza yargılaması öncesinde herhangi bir suça karışmış bir kimse değildir. Müvekkil, suça meyilli bir kişilik yapısına sahip değildir; bilakis müvekkil, suçlarla mücadele eden bir meslek icra etmektedir. müvekkilin adli sicili temizdir ve müvekkil, Jandarma Astsubay görevini icra ederken, iyi bir maaşa sahip bir kimsedir. Bu sebeple müvekkilin uyuşturucu madde satma veya sağlama şeklindeki suçu işleyeceğini düşünmek hayatın olağan akışına aykırıdır. Müvekkil, söz konusu suçu işlediği takdirde, çok sevdiği görevinden atılacağını bilmektedir. 

 

 

ELAZIĞ 3. AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE VERİLEN KARARA KARŞI TARAFIMIZCA İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURU YAPILMIŞTIR. 

 

Müvekkilin sözleşmesinin yenilenmemesinin tek sebebi, müvekkil hakkında devam eden ceza kovuşturmasıdır. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere adli sicil, kesinleşmiş mahkeme hükümlerine dayanarak kişiler hakkında ceza bilgilerinin yer aldığı belgelerdir. Müvekkil hakkında ceza kovuşturması halen devam etmektedir. Zira müvekkil hakkında henüz kesinleşmiş bir ceza hükmü bulunmamaktadır. Her ne kadar müvekkil hakkında, Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/10/2023 tarih, 2023/*** E. Ve 2023/*** K. Sayılı dosyasında 10 yıl hapis ve 20.000,00TL adli para cezasına hükmedilmişse de; tarafımızca bahse konu kararın, incelenerek kaldırılması ve müvekkil hakkında BERAAT kararı kurulması için tarafımızca 19/10/2023 tarihinde Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine istinaf talebinde bulunulmuştur. 

 

Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere kanun yolu, ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu nihai kararlardaki hukuka aykırılığın giderilmesi amacıyla, yargılamada bulunan tarafların, üst mahkemelere yaptıkları başvurudur. Tarafımızca, Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu mahkumiyet ve adli para cezasını içerir karara karşı, kanun yoluna başvurma hakkı kapsamında istinaf yolu kullanılarak, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesine süresi içinde başvuru yapılmıştır. İşbu sebeple müvekkil hakkında Elazığ 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet ve adli para cezasını içerir hükmün, şu aşamada herhangi bir işlerliği bulunmamaktadır. 

 

Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere, masumiyet karinesi gereği; suçluluğu kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla sabit oluncaya kadar herkes masumdur. Müvekkil hakkında ilk derece mahkemesinde verilen mahkumiyet ve adli para cezası hükmü, tarafımızca istinaf kanun yoluna götürülmüş olup; müvekkil hakkında mevcut durumda kesinleşmiş şekilde ve sicili etkiler nitelikte hürriyeti bağlayıcı ceza veya adli para cezasının varlığından söz edilemeyecektir. 

 

Davalı idare savunmasının devamında;

 

a. Elazığ 1'inci Sulh Ceza Hakimliğinin 08.05.2023 tarihli, 2023/*** Sorgu nolu İfade Sorgu Zaptında uyuşturucu madde ile yakalanmasının yanı sıra, "Uyuşturucu maddelerden esrar maddesini 2019 yılından sonra kullanmaya başladım. 2022 Yılı Ağustos ayında Ankara iline tayin oldum daha öncesinde Bingöl Merkez'de 2019-2022 yılları arasında görev yaptım. Uzman Çavuş olan ******** vasıtasıyla kullanmaya başladım" şeklinde ifade vererek uyuşturucu madde kullandığını beyan ettiği,

 

b. Disiplin soruşturma raporunda bulunan, Narkotik Suçlarla Şube Müdürlüğünde 07.05.2023 tarihinde vermiş olduğu ifadenin 2'nci sayfasında "Cevap: Ben uyuşturucu maddelerden esrar maddesi kullanırım. Bu maddeyi 2-3 ayda bir kullanırım. En son bu sabah yani 07.05.2023 günü kullandım. Bu maddeyi açık kimlik ve iletişim bilgilerine sahip olmadığım sokak satıcılarından para karşılığı satın alırım..., ... Ben Hasan isimli şahısla Bingöl ilinde çalıştığım zamanlarda da beraber uyuşturucu kullanmıştım..., ... ben uyuşturucu madde kullarınım ancak kesinlikle satışını yapmam... " şeklinde ifade vererek uyuşturucu madde kullandığını beyan ettiği tespit edilmiştir.

 

6. Sözleşmeli astsubayların sözleşme yenileme işlemlerinin yapılmasında mevzuat  idareye takdir hakkı tanımıştır. Bu takdir hakkı idare tarafından kullanılırken; 4678 sayılı Kanun'un sözleşmeli subay veya sözleşmeli astsubayların sözleşmeleri, aşağıdaki nedenlerle sözleşme süresinin bitiminden önce feshedilebilir başlıklı 13'üncü madde 2'nci paragraf (b) fıkrasında yer alan “Disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapamayacağı, sıralı sicil üstlerinin düzenleyeceği sicil ve kanaat raporu ile anlaşılmak." hükmü göz önünde bulundurularak, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde çalışmasının uygun olmayacağı kanaati ile hakkında sözleşme yenilememe işlemi tesis edilmiştir. 

 

Şeklindeki ifadelere yer vermiştir. Müvekkilin vermiş olduğu ifadelere bakıldığında, esrar maddesini kullandığını fakat kesinlikle satışında bulunmadığını samimiyetle ikrar ettiği görülecektir. Ancak müvekkilin beyanlarında da açıkça görüleceği üzere müvekkil, söz konusu uyuşturucu maddeyi 2-3 ayda bir olacak şekilde kullanmıştır. Müvekkil, bağımlılığa sebep olacak ölçüde söz konusu maddeyi kullanmamıştır. Müvekkil bu yola görevini ve sağlığını tehlikeye atmamayı amaçlamıştır. Müvekkilin söz konusu maddeyi kullanmaktan da derin bir üzüntü ve pişmanlık duyduğu açıktır. Dürüst bir şekilde uyuşturucu maddeyi kullandığını ikrar eden ve vatanını ve görevini çok seven müvekkilin, haksız arama neticesinde aslında satış amacıyla bulunmadığı araçta bulunan esrar maddesi sebebiyle, uyuşturucu madde satışından dolayı yargılanması ve yargılama sebebiyle uyuşturucu madde kullandığını talihsiz şekilde ikrar etmek zorunda kalması nedeniyle de çok sevdiği görevinin sonlandırılmış olması müvekkilde derin bir üzüntü meydana getirmiştir. 

 

Müvekkil, uyuşturucu madde kullandığını, haksız yargılama sebebiyle beyan etmiştir. Müvekkil hakkındaki istinaf yargılamasında yapılacak olan yargılama sonucunda verilecek BERAAT kararı, haklılığımızı ortaya koyacaktır. Nasıl ki istinaf yargılaması sonunda müvekkil hakkında ilk derece mahkemesinin haksız şekilde yapılan yargılama sonucunda verilen mahkumiyet ve adli para cezası kararının kaldırılması gerekecekse; davalı idarenin de işbu ceza yargılaması sebebiyle tesis etmiş olduğu haksız idari işlemin de kaldırılması gerekmektedir. 

 

HUKUKİ NEDENLER                    : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve yasal sair tüm mevzuat

 

HUKUKİ DELİLLER                      : Cevap dilekçesinde sunmuş olduğumuz bilgi ve belgeler ile yasal sair tüm deliler

 

SONUÇ VE İSTEM                          :

 

Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce re'sen göz önünde bulundurulacak nedenlerle;

 

Davalı idare tarafından tesis edilen, yukarıda numarası belirtili olan sözleşmenin yenilenmemesine ilişkin haksız idari işlemin iptaline karar verilmesini,

 

Yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini,

 

Adli yardım talebimizin kabulüne karar verilmesini,

 

Yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini,

 

Saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. 14/11/2023

 

 

                                                                                                                                     DAVACI VEKİLİ

                                                                                                                                  Av. Gizem Gül UZUN

 

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com