• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

FOREX DOLANDIRICILIĞI MÜŞTEKİ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

                             KARS CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

 

DOSYA NO                                       : 2022/*** Soruşturma No

 

MÜŞTEKİ                                         :

 

VEKİLİ                                              :

ŞÜPHELİLER                                   :

 

 1-

 

2-

 

3-

4-

 

5-

 

6-

 

7-

 

8-

 

9-

 

10- 

 

11-

 

12-

 

13-

SUÇ                                                     : Nitelikli dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kullanma ve ele geçirme suçu ve Sayın Savcılığınızca re'sen tespit edilecek suçlar

 

KONU                                                  : Şüphelilerin cezalandırılmasına yönelik olarak sunulan şikayet dilekçemizdir

 

AÇIKLAMALAR                               :

 

Müvekkil Hakan ******, *******MARKETS INTENTION isimli şirket tarafından sabit hatlar üzerinden aranmıştır. Bahse konu şirket, Türkiye'de yasal olarak forex hizmeti verdiklerini, müvekkilin kendileriyle çalışması halinde ciddi kazançlar elde edeceğini müvekkile vaad ederek ısrarla ve sürekli olarak müvekkille iletişime geçmiştir. Müvekkil, söz konusu yatırım teklifine çekimser davranmış, hizmetin güvenilirliği konusunda şüpheye düşmüştür. Ancak bahse konu şirket, güvenilir bir şirket olduklarına, yaptıkları işin yasal olduğuna yönelik ifadeler kullanmış, şirketin SPK mevzuatına uygun olduğunu belirtmiş ve şirket adına konuşan yatırım danışmanı yeminler ederek müvekkili kandırmıştır.

 

Müvekkil de haliyle bir vatandaş olarak, şirket tüzel kişiliği şeklinde kurulmuş bir yapının yasal faaliyet göstereceğini düşünmüş ve yatırım danışmanlarının SPK mevzuatına uygun şekilde faaliyet gösterdiklerini belirtmeleri üzerine müvekkil ilgili yatırım işleminin yasal dayanağa sahip olduğuna hileli davranışlarla aldatılarak inandırılmıştır.   

 

Müvekkil, çalışma hayatı boyunca elde ettiği tüm birikimini kendisiyle iletişime geçen yatırım danışmanlarının gönderdikleri hesap numaralarına yatırmıştır. Müvekkilin göndermiş olduğu para tutarlarına ilişkin banka dekontları dilekçemizin ekinde delil olarak Sayın Savcılığınıza sunulmuştur.

 

İlgili şirket çalışanları müvekkille çeşitli GSM hatları üzerinden harekete geçmişlerdir:

 

 +382 67 967 102 numaralı hattan müvekkille iletişime geçen kişi kendisini Vural olarak tanıtmış,

 +382 69 246 821 numaralı hattan müvekkille iletişime geçen kişi kendisini Miray olarak tanıtmış,

 + 382 67 246 441 numaralı hattan müvekkille iletişime geçen kişi kendisini Veli olarak tanıtmış,

 

Ve yukarıda belirtilen numaralı hatlardan iletişime geçen bu kişiler müvekkile söz konusu şirketin yatırım danışmanı olarak çalıştığını belirtmişlerdir. Şirketlerinin SPK mevzuatına uygun şekilde işlem yaptığını belirterek müvekkili yatırım yapmaya ikna etmişlerdir. Müvekkil söz konusu yatırım neticesinde kar elde edeceğine inanmış ve belli miktar parayı yatırmıştır. Şüpheliler müvekkilden sonrasında daha fazla haksız kazanç elde edebilmek ve müvekkili sistem içerisinde tutabilmek için müvekkilin kar elde ettiğine yönelik izlenime sahip olması amacıyla sürekli olarak müvekkili oyalamışlardır. Bu süreçte müvekkilin yatırdığı tutar üzerinden kar elde ettiğini söyleyen şüpheliler müvekkilin yatırım hizmetine duyduğu güveni pekiştirmişlerdir. 

 

Sonrasında kendisini yatırım danışmanı olarak tanıtan şüpheliler müvekkili arayarak hesabın "stop" olduğunu, hesabın tekrar kullanıma açılması için bir miktar daha para yatırılması gerektiğini ifade etmişler, bu sayede de daha önce yatırılan tutarların da kurtarılabileceğini söylemişlerdir. Müvekkil de kaybettiği paraları kurtarabilmek umuduyla şüphelilerin söylemiş oldukları tutarları yatırmıştır. Şüpheliler, müvekkille wp uygulaması üzerinden de iletişime geçmişlerdir. Şüpheliler ve müvekkil arasında işbu wp konuşmalarına ilişkin ekran görüntüleri tarafımızca ekte sunulmuştur. Daha sonra şüpheliler tekrar hesabın "stop" olduğunu belirtmiş ve yine müvekkili kandırarak, müvekkilin çeşitli tutarlarda hesaba para yatırmasını sağlamışlardır. Müvekkil, şüphelilerle hesaptaki para ve kar oranı için iletişime geçmek istediğinde ise şüpheliler müvekkilin telefonlarını yanıtsız bırakarak müvekkille iletişimi kesmişlerdir. 

 

Müvekkil tüm bu süreçte, şüpheliler tarafından çeşitli şirket isimlerine yatırım yapmak amacıyla hesabından para göndermiştir. İşbu şirket isimleri ve müvekkilin göndermiş olduğu tutarlar aşağıdaki gibidir:

 

**** Bilişim Yazılım Teknolojileri Limited Şirketine toplamda 228.000,00TL,

****** Yazılım ve Bilişim Teknolojileri Limited Şirketine toplamda 519.100,00TL,

********Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine toplamda 151.300,00TL,

********* Sarrafiye ve Kıymetli Madenler Ticaret Limited Şirketine toplamda 330.000,00TL,

******* Diomand Kıymetli Madenler ve Mücevher Ticareti Limited Şirketine toplamda 706.500,00 TL,

******** Altın Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine toplamda 60.500,00TL,

******* Altın Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine toplamda 15.400,00TL,

**** Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine toplamda 15.500,00TL,

******** Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine toplamda 185.000,00TL,  

********** Yazılım Bilişim Teknoloji Sanayi Ticaret Limited Şirketine toplamda 195.000,00TL,

***** Bilişim Sistemleri Limited Şirketine toplamda130.000,00TL,

******* Bilişim ve Teknoloji Anonim Şirketine toplamda 110.000,00TL,

******** Bilişim Organizasyon Medikal Nakliye Turizm Limited Şirketine toplamda 125.000,00TL

 

Olmak üzere toplamda 2.771.300,00TL tutarında para yatırmıştır. Ödemelere ilişkin banka dekontları dilekçemizin ekinde Sayın Savcılığınıza sunulmuştur. 

 

Tüm bu olay örgüsü içerisinde müvekkil, banka ve bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırılmıştır. Bu sistem içerisinde müvekkil, yurt dışı kaynaklı, Türkiye'de lisansı olmayan olmayan ve yasal olarak faaliyette bulunması yasak olan bir şirketin yasal faaliyette bulunuyormuş gibi sözde işlemler yaptırması sonucu mağdur olmuştur. Müvekkilin yıllardır yapmış olduğu birikim, haksız ve hukuka aykırı şekilde hileli işlemler vasıtasıyla elinden alınmıştır. Müvekkil, hileli işlemler sebebiyle aldatılarak tüm birikimini sanal bir sayfada dolandırıcılık faaliyeti neticesinde yitirmiş ve maddi manevi zarara uğramıştır. Müvekkil, yaptığı araştırma neticesinde dolandırıldığını acı bir şekilde fark etmiştir. 

 

Müvekkilin para transferi yaptığı şirketlerin çeşitli şehirlerde bulunması, ******* Yazılım ve Bilişim Teknolojileri Limited Şirketi ile ********Bilişim Sistemleri Limited Şirketinin adreslerinin aynı olması fakat yetkililerinin farklı şehirlerde ikamet eden farklı iki kişi olması, yine *********Altın Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile ******* Altın Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi isimli fakrlı şirketlerin yetkili isimlerinin aynı kişi (MEHMET *********) olduğu fakat şirketlerin farklı adreslerde bulunduğu gözetildiğinde bu şirketlerin paravan şirket olduğu, yüksek ihtimalle şirket yetkililerinin birbirini dahi tanımadığı hususu, şüpheli şirket yetkililerinin ifadelerinin alınmasıyla anlaşılacaktır. 

 

ŞÜPHELİLER, ŞİRKET ŞEKLİNDE KURULMUŞ BİR TÜZEL KİŞİLİĞİN VE SPK MEVZUATININ SAĞLAMIŞ OLDUĞU YASAL GÜVENİLİRLİĞİ KULLANMAK SURETİYLE HİLELİ DAVRANARAK MÜVEKKİLİ ALDATMIŞLARDIR. BU YOLLA MÜVEKKİLDEN HUKUKUN KORUMAYACAĞI ŞEKİLDE HAKSIZ BİR KAZANÇ ELDE ETMİŞ VE BU KAZANCI KENDİ YARARLARINA FAKAT MÜVEKKİLİN ZARARINA OLACAK ŞEKİLDE KULLANMAKLA NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇUNU İŞLEMİŞLERDİR. 

 

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 157. Maddesi uyarınca dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimsenin aldatılarak onun veya başkasının zararına olacak şekilde kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak fiili ile işlenmektedir. 

 

Dolandırıcılık

Madde 157- (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

 

TCK m. 157'de yer alan dolandırıcılık suçunun unsurları incelenecek olursa, somut olayda tüm unsurların gerçekleştiği açık bir şekilde görülecektir. 

 

Hileli Davranışlar

 

Şüpheliler, müvekkilin iradesini yönlendirebilmek amacıyla farklı GSM hatlarından sık olacak şekilde müvekkille iletişime geçmişlerdir. Şüpheliler, forex şirketi olarak kurulduklarından ve Türkiye'de yasal bir şekilde forex yatırım ve danışmanlık hizmeti verdiklerinden ve faaliyetlerinin SPK mevzuatına uygun olduğundan bahisle hileli davranışları ile müvekkili kandırarak ikna etmişlerdir. Sayın Savcılığınızca sarih şekilde görüleceği üzere müvekkil, şüphelilerin kullanmış olduğu hukuki terimlerin güvenilirliği ve yatırım danışmanlığının şirket nezdinde verilen bir hizmet olduğuna güvenerek ilgili birikimini şüphelilere kaptırmıştır.

 

Hileli davranışlar yoluyla bir kimseyi onun veya başkasının zararına, ancak kendisi veya başkasının yararına olacak şekilde aldatarak haksız yarar sağlama fiili, kanun koyucu tarafından 5237 sayılı TCK'nunda düzenlenerek, kişilerin malvarlığı hakkı ve özgür iradesi ile karar verme ve hareket etme hakkı korunmak istenmiştir. Hileli davranış, bir kişinin gerçek düşüncesinin hataya sebep olacak şekilde değiştirilmesini ifade etmektedir. Aldatma ile kastedilen, mağdurun bilgisizliğinden yararlanarak failin kendisine ya başkasına yarar sağlamasıdır.

 

Müvekkil, sahip olduğu birikimi ile sadece yatırım yapmak ve kar elde etmek düşüncesi içerisindedir. Ancak şüpheliler, Yargıtay'ın "nitelikli yalan" olarak ifade ettiği şekilde hileli davranışları sebebiyle müvekkilin iradesini sakatlamışlardır. Müvekkil, şüpheliler tarafından kar elde edeceğine, akıllı bir yatırım yapacağına inandırılmıştır. Halbuki şüpheliler, müvekkilden aldıkları paraları yatırım ve amaçlı kullanmak maksadıyla değil, kendilerine yarar sağlama gayesi içinde hareket etmişlerdir. Müvekkille iletişimde oldukları süre zarfında ise müvekkile karşı gerçeği gizleyerek, başkalaştırarak ve olduğundan farklı hareket ederek suçun "hileli davranışlar yoluyla bir kimsenin aldatılması" unsurunu sübuta erdirmişlerdir. 

 

Aldatma

 

Dolandırıcılık suçundan bahsedilebilmesi için, fail tarafından sergilenen hileli davranışların mağdur üzerinde objektif, makul ve mantıklı bir insanda görülebilecek şekilde etki yaratması gerekmektedir. Öne sürülen hilenin mağduru kandıracak ve onu hataya düşürerek aldatacak nitelikte olması gerekmektedir. 

 

Şüphelilerin sık şekilde müvekkili arayarak, hukuki ve ekonomik terimlere hakim şekilde söz konusu faaliyetleri hakkında bilgi vermeleri neticesinde müvekkilin şüphelilere inanmasının olağan olduğunun kabulü yerinde olacaktır. Şüphelilerin dolandırıcılık suçuna ilişkin aldatma unsurunu yerine getirerek suçu sübuta erdirdiğinin kabulü yerinde olacaktır.

 

Zarar

 

Şüphelilerin müvekkile yönelik olarak gerçekleştirmiş oldukları, yukarıda arz ve izah edilen tüm fiilleri neticesinde müvekkilin maddi zararı meydana gelmiştir. Müvekkil, yapılan soruşturma neticesinde ortaya çıkacak olan paravan şirket şeklindeki ve şüphelilerce alt şirketler olarak belirtilen çok sayıdaki şirkete parça parça miktarlarda olacak şekilde fazla sayıda ve haksız şekilde para ödemesi yapmıştır. Müvekkilin yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere toplam maddi zararı 2.771.300,00TL tutarındadır. Şüphelilerin gerçekleştirmiş oldukları fiiller neticesinde dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak kanuni tanımda yer verilen "zarar" unsuru da oluşmuş durumdadır.

 

ŞÜPHELİLER TCK M.158'DE YER ALAN NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇUNU, BİLİŞİM SİSTEMLERİNİN, BANKA VEYA KREDİ KURUMLARINI ARAÇ OLARAK KULLANILMAK SURETİYLE İŞLEMİŞLERDİR. 

 

Nitelikli dolandırıcılık

Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;

a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,

b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,

c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,

e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,

g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,

i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,

j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,

k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,

l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,

 

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.[61]

 

(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

 

(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

 

Şüphelilerin sayısı birden fazladır. Şüpheliler, müvekkilden banka hesabında bulunan paraların kendilerine aktarılmasını isteyerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemişlerdir. Sayın Savcılığınıza ekte sunmuş olduğumuz üzere müvekkil, banka hesabında bulunan paraları bir kredi kuruluşu olan banka vasıtası yoluyla aktarmak zorunda bırakılmıştır. İşbu sebeple şüphelilerin banka veya kredi kuruluşlarını araç olarak kullandıklarını ve müvekkili bu yolla dolandırdıklarını söylemek yerinde olacaktır. 

 

Sayın Savcılığınızca da görüleceği üzere mağdur olan müvekkile yönelik olarak işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun şüphelilerinin sayısının, Sayın Savcılığınızca yapılacak soruşturma neticesinde üç veya daha fazla olacağı tespit edilecektir. İşbu açıklanan sebeple şüphelilerin TCK m.158'de yer alan nitelikli dolandırıcılık suçunun 3. Fıkrasında yer alan nitelikli halinden cezalandırılmasını saygılarımızla talep ederiz.

Daha az cezayı gerektiren hal

Madde 159- (1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

 

Olay örgüsü dikkate alındığında, müvekkil ile şüpheliler arasında suçun işlenmesinden önce herhangi hukuki ilişkiye dayanan bir alacak borç ilişkisinin söz konusu olmadığı, şüphelilerin müvekkilden olan bir alacakları bulunmadığı ve dolayısı ile bu suçu alacaklarını tahsil amacı ile işlemedikleri ortadadır. TCK m.159'da yer alan ve somut olay örgüsünde daha az cezayı gerektiren nitelikli hal bulunmadığından, şüpheliler lehine durum yaratacak TCK m.159 hükmünün şüpheliler hakkında uygulanacak sevk maddesi kapsamına alınmamasını saygılarımızla talep ederiz.  

 

ŞÜPHELİLER, MÜVEKKİL TARAFINDAN YATIRIM VE KAR AMAÇLI OLARAK KULLANMAK ÜZERE KENDİLERİNE BIRAKILMIŞ OLAN ZİLYEDLİĞİ DEVREDİLEBİLECEK NİTELİKTEKİ TAŞINIR MAL HÜKMÜNDEKİ PARALARI KENDİLERİNİN YARARINA FAKAT MÜVEKKİLİN ZARARINA OLACAK ŞEKİLDE TASARRUFTA BULUNMUŞLARDIR. ŞÜPHELİLER BU FİLLERİ NETİCESİNDE AYNI ZAMANDA TCK M.155 UYARINCA GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNA DA VÜCUT VERMİŞLERDİR

 

Güveni kötüye kullanma

Madde 155- (1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.

 

(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

 

Müvekkil, her ne kadar şüpheliler tarafından hileli davranışlar yoluyla aldatılarak çalışma hayatı ile elde ettiği birikimi şüphelilere teslim etmişse ve bu fiil ile şüpheliler her ne kadar nitelikli dolandırıcılık suçuna vücut vermişlerse de, müvekkil sahibi olduğu tüm birikimini kar elde etmek ve yatırım amaçlı olarak şüphelilerin zilyetlik alanına sunmuştur. Ancak şüpheliler müvekkil tarafından devri kendilerine sağlanan taşınır mal hükmünde sayılacak paraları tasarruf amacı dışında kullanarak TCK m.155'de yer alan "Güveni Kötüye Kullanma Suçu"nu işlemişlerdir. Bu bakımdan şüpheliler hakkında Sayın Savcılığınızca yapılacak soruşturma kapsamında ilgili suça ilişkin hükümlerinde göz önünde bulundurulmasını saygılarımızla talep ederiz.

 

ŞÜPHELİLER, NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇUNU İŞLEMEYE YÖNELİK HİLELİ DAVRANIŞLARDA BULUNMUŞLAR VE SÖZ KONUSU HİLELİ DAVRANIŞLARI SERMAYE PİYASASINA İLİŞKİN MEVZUATIN GETİRDİĞİ GÜVENİLİRLİKTEN FAYDALANARAK GERÇEKLEŞTİRMİŞLERDİR. FAKAT ŞÜPHELİLERİN SERMAYE PİYASASI MEVZUATINA İLİŞKİN HİÇBİR HÜKME UYGUN ŞEKİLDE DAVRANMADIĞI SARİH ŞEKİLDE ORTADADIR

Şüpheliler müvekkille yaptıkları görüşmelerde Türkiye'de yasal şekilde faaliyet gösterdiklerini, Sermaye Piyasası mevzuatı hükümlerine göre hareket ettiklerini belirtmişler; ancak şüpheliler 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve Sermaye Piyasası Kurulu'nun Tebliğ hükümlerini birçok açıdan ihlal etmişlerdir. Şöyle ki;

 

Kapsam

MADDE 2- (1) Kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin olarak;

a) Müşterilerden gelen emirlerin doğrudan kabul edilmesi ve/veya gerçekleştirilmesi,

b) Müşterilerden gelen emirlerin temsilci sıfatıyla kabul edilmesi ve bu emirlerin gerçekleştirilmek üzere başka kuruluşlara yönlendirilmesi,

c) Başka bir kuruluşun kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin olarak sunduğu hizmetlerin yatırımcılara tanıtımı, sözleşme akdedilmesine aracı olunması veya sözleşme yapmak isteyen tarafların komisyon karşılığında bir araya getirilmesi,

bu Tebliğ hükümlerine tabi olur.

 

Faaliyet Esasları

Kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin faaliyet şartları

MADDE 5- (1) Bu Tebliğin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan faaliyetler, Kuruldan yetki belgesi almak kaydıyla münhasıran aracı kurumlar tarafından gerçekleştirilir.

(2) Bu Tebliğin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında piyasa yapıcılığı faaliyetinde bulunacak aracı kurumların;

a) Alım satım aracılığı ve türev araçların alım satımına aracılık yetki belgesine sahip olmaları,

b) Kurulun Seri: V, No: 34 sayılı Aracı Kurumların Sermayelerine ve Sermaye Yeterliliğine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğinin 7 nci maddesi uyarınca bu faaliyetler için öngörülen asgari özsermaye yükümlülüğünü yerine getirmiş olmaları,

c) Bünyelerinde kaldıraçlı alım satım işlemlerinin denetim ve kontrolünden sorumlu olmak üzere 4 yıllık lisans eğitimi veren kurumlardan mezun ve Kurulun lisanslamaya ilişkin düzenlemeleri uyarınca türev araçlar lisans belgesine sahip kaldıraçlı alım satım işlemleri ihtisas personelinin bağlı olduğu ve finans piyasalarında en az 3 yıllık deneyime sahip bir birim yöneticisinin istihdam edilmiş olması,

ç) Bünyelerinde 4 yıllık lisans eğitimi veren kurumlardan mezun, Kurulun lisanslamaya ilişkin düzenlemeleri uyarınca türev araçlar müşteri temsilcisi lisans belgesine sahip yeterli sayıda müşteri temsilcisi ile türev araçlar muhasebe ve operasyon lisans belgesine sahip, en az lise mezunu muhasebe ve operasyon sorumlusunun istihdam ediliyor olması,

d) Kaldıraçlı alım satım işlemlerinin yürütülmesi için yeterli mekân ve teknik donanımın sağlanmış, hizmet birimlerinin ve iç kontrol sisteminin kurulmuş, faaliyetin yürütülmesi için personelin buna uygun görev tanımları ile yetki ve sorumluluklarının belirlenmiş, muhasebe kayıt, bilgi ve belge sistemi ile düzenli iş akışı ve haberleşmeyi sağlayacak organizasyonun sağlanmış, kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin risk ölçüm mekanizmasının oluşturulmuş, anlık olarak fiyatlardaki değişimleri dikkate alarak müşteri bazında oluşan riskleri kontrol edebilecek, gerekli teminatları hesaplayabilecek, ortaya çıkan risklere karşı müşterilerin uyarılmasını sağlayacak bilgi işlem altyapısının oluşturulmuş olması,

gereklidir.

(3) Bu Tebliğin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen faaliyetlerde bulunacak aracı kurumların;

a) Kurulun Seri: V, No: 34 sayılı Aracı Kurumların Sermayelerine ve Sermaye Yeterliliğine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğinin 7 nci maddesi uyarınca bu faaliyet için öngörülen asgari özsermaye yükümlülüğünü yerine getirmiş olmaları,

b) Bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde yer verilen nitelikleri haiz bir birim yöneticisi ile (ç) bendinde sayılan şartları taşıyan en az bir adet müşteri temsilcisi ile muhasebe ve operasyon sorumlusu istihdam etmesi,

c) Faaliyetin yürütülmesi için yeterli mekân, teknik donanım ve organizasyonun sağlanmış, hizmet biriminin oluşturulmuş ve personelin görev tanımları ile yetki ve sorumluluklarının belirlendiği iç kontrol sisteminin kurulmuş ve anlık olarak fiyatlardaki değişimleri dikkate alarak müşteri bazında oluşan riskleri kontrol edebilecek, gerekli teminatları hesaplayabilecek, ortaya çıkan risklere karşı müşterilerin uyarılmasını sağlayacak bilgi işlem altyapısının oluşturulmuş olması,

zorunludur.

4) Bu Tebliğin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen faaliyetlerde bulunacak kuruluşların ise bünyelerinde bu Tebliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının (ç) bendinde sayılan şartları taşıyan en az bir adet müşteri temsilcisi bulundurması ve faaliyetin yürütülmesi için yeterli mekân, teknik donanım ve organizasyonun sağlanmış, hizmet biriminin oluşturulmuş ve personelin görev tanımları ile yetki ve sorumluluklarının belirlendiği iç kontrol sisteminin kurulmuş olması gereklidir.

5) Kurul, gerekli görmesi halinde kaldıraçlı alım satım işlemleri faaliyetinde bulunacak kurumların bilgi işlem altyapısının bağımsız bir veya daha fazla kuruluş tarafından denetlenmesini talep edebilir.

 

İşbu yukarıda sayılan madde hükümleri gereği şüpheliler Sermaye Piyasası Kurulu tarafından alınmış herhangi bir yetki belgesine sahip değildirler. Keza şüpheliler müvekkile kaldıraçlı alım satım işlemini yerine getirebilecek yetkinlikte olacak şekilde 4 yıllık lisans eğitimi ve en az 3 yıllık deneyime sahip birim yöneticisinden oluşan bir ekiple çalıştıklarına ilişkin yasal herhangi bir belge ibrazında bulunmamışlardır. Şüpheliler ilgili tebliğ maddesi hükmünde yer alan niteliklere sahip değillerdir. 

 

MÜŞTERİ TANIMA KURALI ŞÜPHELİLER TARAFINDAN AÇIKÇA İHLAL EDİLMİŞTİR. MÜVEKKİLİN ŞÜPHELİLER İLE ARASINDA MÜVEKKİLİN İMZASINI İÇEREN HİÇBİR ANLAŞMA BULUNMAMAKTADIR. BU KONUDA 28038 SAYILI TEBLİĞ HÜKÜMLERİNE BAKILACAK OLURSA,

 

Müşteri tanıma kuralı

MADDE 7- (1) Yetkili kuruluşlar, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca hesap açmadan önce müşterilerinin kimlik bilgilerini tespit ederler.

(2) Müşterek hesaplarda kimlik tespiti her bir hak sahibi için ayrı ayrı yapılır.

(3) Müşteri hesabına, müşteri dışında sadece müşteri tarafından noter marifetiyle düzenlenmiş vekaletname ile yetkilendirilmiş kişiler tarafından işlem yapılabilir. Vekilin kimlik bilgilerinin birinci fıkra çerçevesinde tespiti zorunludur.

(4) Yetkili kuruluşlar ayrıca müşterilerinin risk ve getiri tercihleri, yatırım amaçları ve mali durumları hakkında yeterli bilgiye sahip olmak amacıyla standart formları geliştirmek, bu formlarda yer alan bilgileri güncelleştirmek ve formları saklamak zorundadırlar. Müşterilere bu bilgilerin risk tercihlerinin ölçülmesi amacıyla istendiğinin bildirilmesi, müşterinin bilgi vermekten kaçınması halinde sorumluluğun kendisine ait olacağı konusunda uyarılması ve bilgi vermek istemediğine ilişkin yazılı beyanının alınarak müşterinin çerçeve sözleşmeleriyle birlikte saklanması gereklidir.

 

Maddenin 3. Fıkrasında belirtilen husus somut olayımızda hiçbir şekilde meydana gelmemiştir. Müvekkil hiç kimseye noter marifetiyle düzenlenen vekaletname vermemiştir. 

 

SOMUT OLAYDA ÇERÇEVE SÖZLEŞMELERE İLİŞKİN ESASLARA UYULMAMIŞTIR

 

Çerçeve sözleşmelere ilişkin esaslar

MADDE 8- (1) Aracı kurumlar, bu Tebliğin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında kaldıraçlı alım satım işlemlerine başlamadan önce, müşterileriyle yazılı bir sözleşme yapmak zorundadır. Bu sözleşmede yer verilmesi gereken asgari unsurlar Kurulca belirlenir. Bu sözleşme, aracı kurumla müşterisi arasındaki ilişkiyi genel olarak düzenleyen, başlangıçta bir kez akdedilen ve münferit işlemlerin esasını oluşturan bir çerçeve anlaşmasıdır.

(2) Çerçeve sözleşmeler müteselsil sıra numaralı ve en az iki nüsha olarak düzenlenir ve bir örneği müşterilere verilir.

(3) Sözleşmeye taraf olan müşterinin ya da müşterilerin, devir, birleşme, veraset, müşterek hesaplara yeni hak sahiplerinin dahil olması ya da mevcutlardan bazılarının ayrılması gibi nedenlerle değişmesi halinde sözleşmenin yenilenmesi zorunludur.

(4) Çerçeve sözleşmelerde sermaye piyasası mevzuatına aykırı hükümler ile müşterilerin haklarını ciddi şekilde zedeleyici ve aracı kurumlar lehine tek taraflı olağanüstü haklar sağlayan hükümlere ve emirlerin ispatının müşteriye yüklenmesine ilişkin hükümlere yer verilemez. Sözleşmelerde hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır.

(5) Bu Tebliğin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında faaliyetlerde bulunacak aracı kurumların ise müşterileriyle verilecek hizmetlerin niteliğine göre karşılıklı olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini içeren bir sözleşme akdetmeleri zorunludur. Bu bent kapsamında, yurt içinde yerleşik bir kuruluşun ve/veya ilgili ülkenin yetkili otoritesinden faaliyet izni almış yurtdışında yerleşik bir kuruluşun temsilcisi veya aracısı olarak faaliyette bulunacak kuruluşların müşterileri ile akdedecekleri çerçeve sözleşmelerde yer alacak asgari unsurlar Kurulca belirlenir.

 

Şüphelilerin tek amacı müvekkilden hileli davranışlar yolu ile haksız şekilde menfaat sağlamak olduğundan şüpheliler müvekkille herhangi bir sözleşme imzalama yoluna gitmemişlerdir. Şüpheliler nitelikli yalanlar söyleyip böyle bir sözleşme yapılmasına ihtiyaç duyulmadığını, birçok müşteri ile bu şekilde çalıştıklarını belirtmişlerdir.

 

FAALİYETLER SIRASINDA UYULMASI GEREKEN İLKELER İHLAL EDİLMİŞTİR

 

Faaliyetler sırasında uyulması gereken ilkeler

MADDE 12- (1) Yetkili kuruluşlarca, kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin olarak;

a) Müşterilere adil ve dürüst davranılması,

b) Müşterileri ile aralarında ortaya çıkabilecek çıkar çatışmaları konusunda yeterli bilgilendirme ve şeffaflığın sağlanması,

c) İşlemlerin gerçekleştirileceği fiyatların genel piyasa koşulları ile uyumlu olarak nesnel bir biçimde belirlenmesi,

ç) Aracı kurum tarafından başka bir kuruluşa iletilmek üzere alınan müşteri emirlerinin, aracı kurumun kendi hesabına veya ilişkili kişilerin hesabına verilen aynı fiyatlı emirlerden öncelikli olarak yerine getirilmesi,

d) Yatırılan teminat tutarlarının üzerinde bir kayba uğratacak şekilde müşterilere işlem yaptırılmaması,

e) Ortak, yönetici, ihtisas personeli ile müfettiş ve Türk Ticaret Kanunu uyarınca atanan denetçilerinin işleri dolayısıyla yetkili kuruluş ve müşterileri hakkında öğrendikleri bilgilere ilişkin olarak sır saklama yükümlülüğüne riayet etmeleri esastır. 

 

Madde de açıkça görüleceği üzere kaldıraçlı alım satım işlemlerinde yatırımcı şirketin müşterilerine adil ve dürüst davranması, müşteriyi bilgilendirmesi ve müşteriyi alenen kayba uğratacak şekilde işlem yaptırılmaması gibi düzenlemeler yer almıştır. Ancak şüpheliler madde metninde yer alan hükümlere riayet etmemiş, gerçekleştirdikleri faaliyetlerde dolandırıcılık suçunun manevi unsuru olan dolandırıcılık suçuna kast ile hareket ettiklerinden, müvekkili yaptıkları hiçbir işlem hakkında bilgilendirmemişler, müvekkile karşı dürüst davranmamışlar ve müvekkilin maddi kaybını önemsememişlerdir. Zira şüpheliler dolandırıcılık suçunu işlediğinden yalnızca müvekkili maddi anlamda sömürmüş ve kendi yararlarını gözetmişlerdir.

 

KAMUNUN AYDINLATILMASINA İLİŞKİN ESASLAR AÇIKÇA İHLAL EDİLMİŞTİR. MÜVEKKİLE KALDIRAÇLI ALIM SATIM İŞLEMLERİNE İLİŞKİN RİSK BİLDİRİMNE YÖNELİK HİÇBİR BİLGİ VERİLMEMİŞTİR. ŞÜPHELİLER YALNIZCA KOLAY YOLDAN PARA KAZANILACAĞINI TAAHHÜT ETMİŞ VE ŞÜHELİLER HİLE VE ALDATICILIKLA MÜVEKKİLİ YALANLARINA İNANDIRMIŞLARDIR. ZİRA YATIRIM ŞİRKETLERİ, KALDIRAÇLI ALIM SATIM İŞLEMLERİ RİSK BİLDİRİM FORMUNUN BİR ÖRNEĞİNİ VERMEK VE BU FORMUN OKUNUP ANLAŞILDIĞINA DAİR YAZILI BİR BEYAN ALMAK ZORUNDADIRLAR

 

Kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin risk bildirimi

MADDE 18- (1) Kaldıraçlı alım satım işlemlerine yönelik faaliyetleri yürüten yetkili kuruluşlar müşterileri için herhangi bir işlem gerçekleştirmeden ve sözleşme imzalamadan önce söz konusu işlemlerin risklerini belirten her türlü açıklamaları yapmak ve müşterilerine bu amaçla asgari içeriği Kurulca belirlenmiş Tebliğin ekinde yer alan Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Risk Bildirim Formunun bir örneğini vermek ve bu formun okunup anlaşıldığına dair yazılı bir beyan almak zorundadırlar.

 

 

SOMUT OLAYDA MÜVEKKİLİ DOLANDIRAN ŞÜPHELİLER HAKKINDA BEYAN VE TALEPLERİMİZ

 

Şüphelilerin amacı forex ve yatırım konularında bilgi sahibi olmayan kişileri bulup, bu kişilere sahte kimliklerle SPK lisanslı şirketin çalışanları olduklarını belirtip, bu kişileri dolandırmaktan ibarettir. Şüpheliler, müşterilere para kazandırıyor gibi görünüp, müşteriler paralarını çekmek istediklerinde müşterilerin iradesi dışında işlemler yapıp müşterileri zarara uğratmaktadırlar. Müşterilerin bakiyelerini sıfırladıktan sonra müşterilerinden sürekli para istemektedirler. 

 

Müvekkil, hesabındaki parayı çekmek istediğinde müvekkilin parayı çekmemesine türlü türlü hilelerle engel olunmuş, müvekkile çok daha fazla kar edeceğine yönelik yeminler edilmiş, bunun akabindeyse hileyle müvekkilin hesaplarında irade dışı işlemler yapılmıştır. Şüpheliler, bu yöntemle müvekkilin hesabındaki paraları çekememesi için müvekkilin bakiyesini sıfırlayana kadar zarar eden işlemler açmıştır. Şüphelilerin bu fiilleri açıkça dolandırıcılık suçunu oluşturmaktadır. 

 

Yapılan açıklamalar doğrultusunda şüpheliler, sözde bu faaliyetleri yürütmekte oldukları izlenimini vermek amacıyla çeşitli internet siteleri açmış ve her türlü yanıltıcı içerikle sahte bir izlenim yaratmışlardır. Şüpheliler Forex yatırım ve kazanç vaadiyle müvekkili aldatarak yapılan işlemlerin yasal olduğu intibasını uyandırmak istemiştir. Yasal olduğunu beyan eden şirket ve şahısların Sermaye Piyasası Kurulunca verilmiş faaliyet izinleri bulunmamaktadır. Müvekkil, Türkiye'de kayıtlı sabit numaralar, wp mesajları ve yönlendirici reklamlar yoluyla yanıltılmıştır.

 

Şüpheliler para transferlerini aracı hesaplarla yapmaktadır. Keza müvekkile hesabına para aktarması için vermiş oldukları birçok iban numarası bulunmaktadır. Bu ibanlar kısa süre önce açılmış şahıs şirketlerine ait hesaplardır. Şüphelilerin amacı kendilerine ulaşılmamasını sağlamaktır. Şüphelilerin bu şahıs şirketleriyle çete halinde çalıştığı gerçeği kuvvetle muhtemeldir. Bu şirketlere yönelik Ticaret Sicil Gazetesi dilekçemize ek olarak Sayın Savcılığınıza sunulacaktır. 

 

Şüphelilerin mobil bankacılık sistemi ile işlem yapmış olma ihtimali yüksek olduğundan, söz konusu şirketlerin hesaplarının mobil bankacılık şifrelerini kullanan kişilerin tespiti ile bu kişilerin ilgili şirket yetkililerinden farklı kişiler olması durumunda bu kişilerin de ifadelerinin alınmasını saygılarımızla talep ederiz.

 

Tarafımızca müvekkilin banka hesap hareketlerine ilişkin olarak sunmuş olduğumuz ekte yer alan ve müvekkilin para göndermiş olduğu banka hesaplarının hesap hareketlerinin incelenmesinin akabinde hesapların işlem yapmasının kısıtlanmasını ve işbu yargılama sürecinde bu hesaplara bloke konulmasını Sayın Savcılığınızdan saygılarımızla talep ederiz. 

 

Yüne kuvvetle muhtemel ki şüpheliler bu hesaplardan para kaçırmaya ve para aktarmaya çalışmaktadırlar. Bunun önüne geçilebilmesi amacıyla Sayın Savcılığınız tarafından gerekli görülmesi takdirde bu hesaplara ilişkin olarak ihtiyati tedbir konulmasını saygılarımızla talep ederiz.

 

AYRICA EHEMMİYETLE BELİRTMEK İSTERİZ Kİ;

 

Başka şirketlerin adını, sitesini ve başka bilgilerini kullanarak insanları dolandırmayı hedef alan şüpheliler, aralıklı olarak kimlik bilgilerinde, telefon numaralarında ve kendilerine ulaşılabilecek diğer bilgilerinde hukuk dışı değişiklikler yapmaktadırlar. Bu sebeple şüphelilerin müvekkile iletişime geçmiş oldukları;

 

 +382 67 967 102 numaralı hattan müvekkille iletişime geçen kişi kendisini Vural olarak tanıtmış,

 +382 69 246 821 numaralı hattan müvekkille iletişime geçen kişi kendisini Miray olarak tanıtmış,

 + 382 67 246 441 numaralı hattan müvekkille iletişime geçen kişi kendisini Veli olarak tanıtmış,

 

Sayın Savcılığınızdan paylaşmış olduğumuz telefon numaraları üzerinden şüphelilerin kimlik bilgilerinin saptanmasını ve bu telefon numaralarına ilişkin HTS kayıtlarının celbini talep ederiz. 

 

HUKUKİ NEDENLER                     : TCK, CMK ve yasal sair her türlü mevzuat

 

HUKUKİ DELİLLER                       :

Banka dekontları

Mail yazışmaları

Whatsapp yazışmaları

Şüphelilerin müvekkile göndermiş oldukları mesaj içerikleri

Tanık 

Bilirkişi

Banka hesap bilgileri

HTS kayıtları, SMS ve arama bilgileri

Her türlü yasal sair delil

 

SONUÇ VE İSTEM                           :

 

Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Savcılığınızca re'sen gözetilecek nedenlerle,

 

Şüphelilerin tespit edilip, şüpheliler hakkında nitelikli dolandırıcılık başta olmak üzere re'sen tespit edilecek her türlü suçlardan kamu davası açılmasına ve ihtiyati tedbir talebimizin kabulüne karar verilmesini vekaleten saygılarımızla arz ve talep ederiz.18/10/2023

 

 

                                                                                                                                      MÜŞTEKİ VEKİLİ

                                                                                                                                    Av. Gizem Gül UZUN

 

 

 

 

 

 

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com