• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

Eşine Hakaret Eden Kadın Ağır Kusurludur.

DAVALI KADININ AŞIRI KISKANÇ OLDUĞU, EŞİNE SÜREKLİ AĞIR HAKARETLERDE BULUNDUĞU VE AŞAĞILADIĞI; DAVACI KOCANIN İSE AİLESİNİN EVLİLİK BİRLİĞİNE MÜDAHALESİNE SESSİZ KALDIĞI VE EŞİNE EŞYALARINI ALIP EVDEN AYRILMASINI SÖYLEYEREK MÜŞTEREK KONUTTAN KOVDUĞU OLAYDA DAVALI KADIN AĞIR KUSURLUDUR.

 

2. Hukuk Dairesi         2014/9628 E.  ,  2015/807 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından; kocanın boşanma davasının kabulü ve fer'ileri ile birleşen nafaka davasının reddi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 03.02.2015 günü temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece davalı-karşı davacı (kadın) tamamen kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı (kadın)'ın, aşırı kıskanç olduğu, eşine sürekli ağır hakaretlerde bulunduğu ve aşağıladığı, buna karşılık davacı-karşı davalı (koca)'nın da, ortak konutu terk ederek birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı ve eşine “eşyalarını alıp, evden ayrılmasını" söyleyerek müşterek konuttan kovduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı (kadın)'ın ağır kusurlu olduğunun, evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığının ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmiş bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken mahkemece davalı-karşı davacı (kadın)'ın tamamen kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de; verilen boşanma kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan davalı-karşı davacı (kadın)'ın, boşanma hükmüne yönelik temyiz itirazının reddi ile, hükmün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiş (HUMK m. 438/son) ve davalı-karşı davacı (kadın)'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Toplanan delillerden, davacı-karşı davalı (koca)'nın, ortak konutu terk ederek birlik görevlerini yerine getimekten kaçındığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı ve eşine "eşyalarını alıp evden ayrılmasını" söyleyerek müşterek konuttan kovduğu anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 197. maddesi koşulları oluşmuştur. Davalı-karşı davacı (kadın)'ın birleşen nafaka davasının kabulü ile uygun miktarda tedbir nafakası takdiri gerekirken, bu talebin yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmek suretiyle ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 1.100,00 TL. vekalet ücretinin ... alınıp...'e verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03.02.2015 (Salı)

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com