• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

Eşin Sürekli Alkol Kullanması Yargıtay Kararı

EŞİN BİRLİK GÖREVLERİNİ İHMAL EDECEK DÜZEYDE SÜREKLİ ALKOL KULLANMASI VE AİLESİNE İLGİSİZ DAVRANMASI BOŞANMA SEBEBİDİR.

 

2. Hukuk Dairesi         2018/2264 E.  ,  2019/1648 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVACI-DAVALI :...
DAVALI-DAVACI :...
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından davasının reddi, fer'i talepleri ve değerli eşyaların teslimine dair ihtiyati tedbir kararı kurulmaması yönünden; davalı-davacı erkek tarafından birleşen boşanma davasının reddi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 26.02.2019 günü duruşmalı temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... ve vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı-davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Taraflar arasında birleştirilerek görülen boşanma davalarının yapılan muhakemesi sonucunda, davacı-davalı kadının açtığı boşanma davası yönünden, tanıkların anlattıkları olayların bir kısmının evlilik birliği içerisinde üzerinden uzun süre geçmiş olması sebebiyle hükme esas alınamayacağı, bir kısım tanık anlatımlarının ise zaman ve sebep kavramından yoksun olduğu, bu hali ile asıl davada müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve ortak hayatın devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunduğunun davacı-davalı kadın tarafından ispatlanamadığı, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davası yönünden ise dinlenen tanık anlatımlarına göre birleşen dosya davacısı erkeğin başka biriyle ilişkisinin mevcut olduğu ve bu kadınla farklı yerlerde, zamanlarda görüştüğü, böylelikle birleşen davada davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, birleşen dosya davalısı kadının herhangi bir kusurunun bulunmadığı gerekçeleriyle mahkemece her iki davanın da ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 31.05.2016 tarihli bozma ilamında da belirtildiği üzere; aralarında derdestlik ilişkisi bulunmayan aynı taraflar arasındaki ve aynı konudaki davalardan biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte olduğuna göre her iki davanın birleştirilerek görülmesi ve delillerin hep birlikte değerlendirilerek sonuca ulaşılması gerekmektedir. Bu bağlamda, mahkemece her iki davanın birleştirilerek görüldüğü ve artık taraflarca dosyaya sunulan mevcut tüm delillerin bir kül halinde değerlendirilmesi ve taraflar için bir kez (her iki dava için ortak) kusur belirlemesi yapılması gerektiği gözetilmeyerek her iki boşanma davasının da birbiriyle fiili bağlantısı olmayan davalar olarak ele alınıp tarafların birleşen her iki dava yönünden sundukları delilleri birbirinden ayrı tutarak tarafların kusur durumlarının belirlenmesi usule ve kanuna aykırıdır.
Öyleyse tüm bu açıklamalar ışığında ve birleştirilerek görülen her iki davadaki mevcut delil durumu dikkate alındığında, davalı-davacı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, birlik görevlerini ihmal edecek düzeyde sürekli alkol kullandığı ve ailesine ilgisiz davrandığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK m. 166/l) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davacı-davalı kadının davasının reddi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, 2. bentteki bozma sebebine göre davacı-davalı kadının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma ve inceleme kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 2.037,00 TL. vekalet ücretinin Ali'den alınıp Fatma'ya verilmesine, aşağıda yazılı harcın Ali'ye yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
temyiz peşin harcının istek halinde Fatma'ya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2019 (Salı)

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com