Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

EDİMİN İFASINA FESAT KARIŞTIRMA SUÇU VE CEZASI

      EDİMİN İFASINA FESAT KARIŞTIRMA SUÇU VE CEZASI

 

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu ve Cezası Üzerine Makale

 

Giriş

 

Türk Ceza Kanunu, suçlar ve cezalarla ilgili düzenlemeleri yaparken toplumsal düzeni korumayı hedefler. Bu bağlamda, edimlerin ifası sırasında ortaya çıkan kötü niyetli ve hileli eylemleri cezalandırmak amacıyla "edimin ifasına fesat karıştırma" suçu düzenlenmiştir. Bu suç, bir kişinin yerine getirmesi gereken bir edimin kötü niyetle engellenmesi veya manipüle edilmesi durumunda devreye girer. Bu makalede, "edimin ifasına fesat karıştırma" suçunun tanımı, unsurları, yasal düzenlemeleri ve cezası üzerine detaylı bir inceleme yapılacaktır.

 

1. Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçunun Tanımı

 

Türk Ceza Kanunu'nun 237. maddesinde düzenlenen "edimin ifasına fesat karıştırma" suçu, bir kişinin yerine getirmesi gereken edimi (yani borcunu veya yükümlülüğünü) ifa etmesini engellemeye yönelik hileli eylemleri kapsar. Bu suç, esasen borç ilişkisi çerçevesinde gerçekleşir ve bir kişinin başka bir kişinin edimini yerine getirmesini kasıtlı olarak engellemeye yönelik davranışları içerir.

 

Edim, hukuk dilinde, bir kişinin yapması gereken bir davranışı, yani yerine getirmesi gereken bir yükümlülüğü ifade eder. Örneğin, bir sözleşmeye dayalı olarak mal teslimi veya ödeme yapma gibi yükümlülükler edim olarak kabul edilir. Edimin ifasına fesat karıştırmak, bu tür bir edimin yerine getirilmesini hileli bir şekilde engellemeyi ifade eder.

 

2. Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçunun Unsurları

 

Bu suçun oluşabilmesi için birkaç temel unsurun varlığı gereklidir:

 

Kötü niyet (fesat): Suçun temelinde kötü niyet bulunur. Bir kişi, karşısındaki kişinin edimini ifa etmesini engellemek amacıyla hareket eder. Bu hareketlerin amacı, başkasının edimini hileli yollarla yerine getirmesini engellemektir.

 

Hileli davranış: Suçu işleyen kişi, hileli yollarla karşısındaki kişinin edimini yerine getirmesini engelleyecek bir davranış sergiler. Bu, yanlış bilgi verme, aldatma, yanıltma veya manipülasyon gibi eylemler olabilir.

 

Edimin ifası: Hedef alınan eylem, bir edimin ifasını engellemeye yöneliktir. Bu, sözleşmeye dayalı bir edim olabileceği gibi, borç ilişkisine dayalı bir yükümlülük de olabilir.

 

Sonuç: Bu suçun gerçekleşebilmesi için, hileli davranışların neticesinde bir edimin yerine getirilmesinin engellenmesi gereklidir. Yani, mağdur kişi ya da taraf, yerine getirmesi gereken edimi ifa edemez hale gelir.

 

3. Suçun Cezası

 

Türk Ceza Kanunu'nun 237. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, "edimin ifasına fesat karıştırma" suçunun cezası belirli bir yaptırıma bağlanmıştır. Bu suç, kasıtlı bir suçtur ve cezalandırılması amacıyla bir ceza öngörülür.

 

Cezası: Edimin ifasına fesat karıştırma suçu işleyen kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer bu suç, birden fazla kişi veya daha geniş bir çerçevede gerçekleşirse, ceza daha da ağırlaştırılabilir. Ceza, suçun işlendiği koşullara göre farklılık gösterebilir.

 

Ağırlaştırıcı faktörler: Suçun işlendiği koşulların ve eylemin ciddiyetine bağlı olarak ceza daha ağırlaştırılabilir. Örneğin, suçun büyük bir maddi zarara yol açması, suçlunun daha ağır cezalandırılmasına sebep olabilir. Ayrıca, suçlu kişinin daha önce aynı türde bir suç işlemiş olması da cezayı artırabilir.

 

4. Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçunun Hukuki Önemi

 

Bu suç, özellikle ticari ilişkilerde ve sözleşmelere dayalı yükümlülüklerde önemli bir rol oynar. Kişilerin, borçlarını yerine getirmelerini engellemek amacıyla başvuracakları hileli yöntemlerin cezalandırılması, toplumsal düzenin ve ekonomik güvenin sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu suç, yalnızca bireysel zararları engellemekle kalmaz, aynı zamanda ticaret hayatının düzenini de korur.

 

5. Sonuç

 

Türk Ceza Kanunu'nda yer alan edimin ifasına fesat karıştırma suçu, bireylerin veya kuruluşların yükümlülüklerini yerine getirmelerini engellemeye yönelik kötü niyetli davranışları cezalandırmayı amaçlar. Bu suç, sadece kişisel hakları değil, aynı zamanda ticaretin ve ekonomik düzenin güvenliğini de sağlamaya yöneliktir. Kötü niyetli müdahaleler, toplumsal barış ve güveni zedeleyeceği için, bu tür suçların caydırıcı cezalarla önlenmesi büyük bir önem taşır.

 

Edimin ifasına fesat karıştırma suçunun cezası, suçun işlendiği koşullar ve sonuçları doğrultusunda değişebilir, ancak temel amacın haksız edim engellemeleri ve hileli girişimlerin önüne geçilmesi olduğu unutulmamalıdır.

 

TCK 236 (Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu) Emsal Yargıtay Kararları

YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2017/660 Karar : 2017/822 Tarih : 6.03.2017

 

TCK 236. Madde

 

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

 

Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;

 

a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,

 

b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,

 

c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,

 

d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,

 

Suretiyle verilen hüküm özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hüküm niteliğinde olduğu, bu itibarla inceleme konusu dosyada; yerel mahkemece bozmadan önce ortada bir ihale olmadığı, doğrudan temin ile gerçekleştirilen alımlarda edimin ifasına fesat karıştırma suçunun oluşmayacağı belirtilmesine rağmen, bozmadan sonra, söz konusu kamelyanın taşınmasındaki zorluktan kaynaklı olarak belediyece teslim alınmadığı, hileli hareket bulunmadığı gibi ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle beraat kararı verildiği anlaşıldığından, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde bulunduğu gözetilerek esasın incelenmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

 

Dairemizin 01/10/2013 günlü bozma kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 236/2-b maddesinde ihale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi eyleminin suç olarak düzenlendiği, somut olayda da doğrudan temin yöntemiyle satın alınan bir adet kameriye teslim edilmediği halde edilmiş gibi Belediye Fen İşleri Müdür vekili olan sanık tarafından belge düzenlendiği ve 16/08/2006 tarihinde ödeme yapıldığının anlaşılması karşısında TCK’nın 212. maddesi hükmü de dikkate alındığında, yüklenen suçun tüm unsurlarıyla oluştuğu gözetilmeden dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,

 

Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ Esas : 2015/8481 Karar : 2016/7539 Tarih : 5.12.2016

 

TCK 236. Madde

 

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

 

I-Tüm sanıklar yönünden edimin ifasına fesat karıştırma suçundan kurulan beraat hükmünün bozulmasına yönelik Cumhuriyet savcısının ve vekalet ücreti istemi ile sınırlı olarak hükmü temyiz ettiği anlaşılan sanık … müdafiinin itirazlarının incelenmesinde ;

 

5237 sayılı TCK`nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceği cihetle; TCK 236 maddesinde yer alan suçun failinin “belirtilen niteliklere uygun olmadan yapılmış eseri kabul eden” kamu görevlisi olduğu , somut olayda ise ihaleye konu işin kabulünün kamu görevlisi olan sanıklar tarafından yapılmamış olduğundan özgü suç niteliğindeki suça diğer sanıkların da iştirakinin mümkün olamayacağı anlaşılmakla, atılı suçun unsurlarının oluşmadığına dair mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki eksik inceleme sonucu sanıkların atılı suçtan beraatine karar verildiğine ilişen bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır .

 

Yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan Sanık … müdafii ve Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,

 

II-Yasal koşulları bulunmadığından sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK`nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilip incelenerek gereği görüşüldü:

 

Cumhuriyet savcısı, sanıklar …, …..ve …müdafileri ile sanık …`in sanıklar hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;

 

…. Ltd Şti yetkilisi olan sanık …, … … … görev yapan sanıklar … ve … ile müşavir firma yetkilisi …‘nın projede yer almayan imalatların yapılmasına, keza bir kısım imalatların hiç uygulanmamasına rağmen uygulanmış gibi gösterilmesine ve ayrıca bir kısım imalatlara yüksek metraj belirlemek suretiyle gerçeğe aykırı sahte hakediş raporları düzenleyerek sahtecilik suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu kamu davasında; sanıkların atılı suçlamayı reddederek 4734 sayılı yasa gereği, anahtar teslim götürü bedelli bir sözleşme niteliğinde olan işle ilgili davaya konu hakediş ödemelerinin ilerleme yüzdelerine göre yapıldığından imalat ve metrajın mevzuat gereği hakediş raporlarında yer almadığını, karara dayanak yapılan bilirkişi raporlarının ise bu hususlar dikkate alınmaksızın metraj hesaplaması yapılarak hatalı tanzim edildiğini savunmaları; kovuşturma aşamasında gerçeğe aykırı olduğu iddia edilen hakediş raporlarının mahiyeti ve oluşan kamu zararının tespiti için bilirkişi raporu aldırılmadığı ve soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı; dosya arasında suça konu onarım işine dair Asliye Hukuk mahkemesinde açılan hukuk dava dosyaları ve bu yargılamalar sırasında alınan birden çok bilirkişi raporu bulunduğu, bilirkişi raporlarının incelenmesinde ise;….Asliye hukuk mahkemesinin…E. Sayılı dosyasında restorasyon uzmanlarınca düzenlenen 05.04.2012 tarihli,… Cmhuriyet Başsavcılığınca Sayıştay uzman denetçisi, inşaat yüksek mühendisi ve işletme uzmanına düzenlettirilen 11.09.2009 tarihli bilirkişi raporlarında hükümle çelişki yaratacak şekilde “sebebiyet verilen kamu zararından İdare de görev yapan teknik elemanların sorumlu olmadığı” ve “yapılan işlerin sözleşme ve mahal listesine ve projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunda; sözleşme ve mahal listesine ve projesine uymayan ters ve aykırı iş görülmediği”ne dair kanaat bildirilmiş olduğu anlaşılmakla; öncelikle gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sanıkların hukuki durumlarının takdiri açısından; uzman bilirkişiler aracılığıyla mahallinde keşif yapılarak, ihale edilen işin mevcut ihale usulü olan anahtar teslim götürü usulü mevzuatı çerçevesinde işlerin sözleşmeye, mahal listesine ve projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığı, hakediş raporlarında yer almasına rağmen yapılmadığı veya eksik yapıldığı belirtilen işlerin olup olmadığı kesin suretle tespit edilerek, bir kısım işlerin hiç yapılmadığı veya eksik yapıldığının tespit edilmesi halinde bunlardan hangi sanığın ne suretle sorumlu olduğu belirlendikten sonra, sanıkların zarar vermek bilinç ve iradesiyle ve sahtecilik kastıyla hareket ettiklerinin kabulü halinde eylemlerinin aldatma kabiliyetinin olup olmadığı da değerlendirilerek eylemin kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçunu; aksi halde eylemin kamu görevlisi olan sanıklar … ve …. yönünden 5237 sayılı Kanun’un 257. maddesi kapsamında görevi kötüye kullanma suçunu, sanıklar… ve …`nin eyleminin ise TCK.nun 40/2. maddesi kapsamında bu suça yardım eden olarak katılmaktan ibaret olup olmadığı karar yerinde tartışılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilmeksizin, savcılık aşamasında alınan bilirkişi heyetinin raporu ile yetinilerek eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup;

 

Kabule göre de;

 

1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 21.02.2012 gün ve 486/54 sayılı kararında açıklandığı üzere 22.09.2010 günlü celsede hazır bulunan sanıklar ve müdafilerinden katılma talebine karşı diyecekleri sorulmadan istemin kabulüne karar verilmesi yasaya aykırı ;

 

2-T.C. Anayasa Mahkemesi`nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,

 

Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, sanıklar……..müdafileri ile sanık …`in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : 2013/1905 Karar : 2014/6101 Tarih : 4.06.2014

 

TCK 236. Madde

 

Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu

 

Her ne kadar yapılan yargılama sonucunda Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı KOSGEB kurumunun hizmet alımı niteliğindeki araç kiralama ihalesini kazanarak kurumla sözleşme imzalayan firmanın yetkili müdürü olan sanığın sözleşme ve ihale şartlarına aykırı biçimde kilometre saatleri ile oynanıp 50.000 km`den fazla yol yapmış araçları bu miktarın altında yol yapmış şeklinde göstererek Kuruma teslim ettiği gerekçesiyle edimin ifasına fesat karıştırmak suçundan mahkumiyetine karar verilmişse de;

 

TCK’nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, hizmet niteliğindeki edimin ifasına fesat karıştırılmasını düzenleyen TCK`nın 236/2. fıkranın e bendindeki “Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi” şeklindeki düzenleme içeriğine göre bu suçun failinin ancak hizmetin kabulüyle sorumlu görevliler olabileceği,

 

ilgili kurumda görevli olmayan sanığın eyleminin ise suça konu olayda görevlilerin kandırılarak içeriği itibarıyla sahte araç teslim tutanaklarının düzenlenmesini sağlamak olduğu ve TCK`nın 204/1 ve 43. maddelerine uyan zincirleme biçimde sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin yanılgılı hukuki değerlendirmeyle edimin ifasına fesat karıştırma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,

 

Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün ( BOZULMASINA ) , oybirliğiyle karar verildi.

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28