• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

Ceza Mahkemesi Tanık İfadelerine Karşı Beyan Dilekçesi

                             ADANA 28.ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

 

 

DOSYA NO : 2022/*** E.

 

MÜŞTEKİ : 

 

SANIK : 

 

MÜDAFİİ : 

 

KONU : Tanık ifadelerine karşı beyan dilekçesi ve savunma dilekçesi

 

AÇIKLAMALAR :

 

1-MÜŞTEKİNİN TANIKLARI ANNE VE BABASIDIR. AYRICA MÜŞTEKİNİN TANIKLARI BUNA RAĞMEN GÖRGÜ TANIĞI OLMADIKLARINI BEYANLARINDA AÇIKÇA DİLE GETİRMİŞLERDİR.

 

İşbu yargılamada müştekinin tanıkları annesi ve babası olmuştur. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere uygulamada mahkemelerde gerçeğe aykırı beyan olduğu bilinse dahi herkes, aile yakını lehine tanıklık etmektedir. Bu yüzden müşteki yakını ve tanığı olan ***** *****ın ve ******'ın beyanlarından aleyhe hususları kabul etmiyoruz.

 

Ayrıca tanık *******, tanık ******** Sayın Mahkemeniz huzurunda vermiş oldukları ifadelerinde OLAYI BİZZAT GÖRMEDİKLERİNİ BİZZAT BEYAN ETMİŞLERDİR.

 

Somut olayı rasyonel bir bakış açısıyla değerlendirelim. A kişisi, B kişisine söylediklerini anlatırken doğruyu söyledi mi? Bunu bilebilir miyiz? Sırf cezalandırılması amacıyla böyle bir beyanda bulunmuş olabilir mi? Boşanma aşamasında kinle, hırsla veyahut öfkeyle hareket etmiş olabilir mi?

 

TANIĞIN BEŞ DUYU ORGANIYLA BİZZAT EDİNDİĞİ BİLGİLERİN DAHİ GÜVENİLİRLİĞİ YÜKSEK DEĞİLKEN; BİR BAŞKASINDAN TANIK OLDUĞU VAKIAYI ONDAN VEYA ÜÇÜNCÜ BİR KİŞİDEN DİNLEYEREK TANIKLIK YAPILMASI DURUMUNDA OLAĞAN OLARAK BEYANA OLAN GÜVENİLİRLİK DAHA DA AZALACAKTIR. YARGITAY DA DUYUMA DAYALI TANIK KONUSUNDA BENZER GÖRÜŞTEDİR.

 

Dolayısıyla genel itibariyle duyuma dayalı tanık beyanı ilgili olarak tanıklık müessesinin davanın esasına daha güvenilir bir şekilde etkili olabilmesi, suistimal edilmemesi, mağduriyetlerin yaşanmaması adına tanığın beyan ettiği hususlarda beş duyu organı ile doğrudan bilgi sahibi olan kişilerin beyanlarına itibar edilmesi daha doğru olacaktır. Bu bağlamda duyuma dayalı tanık beyanlarının tek başına davanın esasına etkili olmaması gerektiği kanaatindeyiz.

 

“Somut olayda, davacı kadın düğünde takılan ziynetlerin davalı tarafından alınıp iade edilmediğini iddia etmiş ise de dinlettiği tanık beyanları duyuma dayalı olup görgüye dayalı bilgileri bulunmamaktadır. Bu nedenle de, sırf duyuma dayalı tanık beyanlarına dayanarak hüküm kurulması doğru değildir. Bunun yanında; davacı kadın iddiasının ispatı yönünden yemin deliline de başvurmamıştır. O halde mahkemece; davacının iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş BOZMAYI gerektirmiştir.” (Yargıtay 3. HD., E. 2014/19468 K. 2015/15186 T. 07.10.2015)

 

“Davacıdan duyuma dayalı tanık beyanları boşanmaya esas alınamaz.” (Yargıtay 2. HD., E. 2013/15132 K. 2013/28479 T. 4.12.2013)

 

“Örgütle organik bir bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde herhangi bir delil bulunmayan ve devletin her kurumuna sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik, örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlandığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hale geldiği, üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten sonra görgüye yönelik olmayan, duyuma dayalı tanıklar beyanları kapsamında örgütle bağlantıları zayıfladığı anlaşılan, örgüte müzahir Bylock programını kullandığına ilişkin hakkında bir iddia ve tespit olmayan, Bank Asya’da herhangi bir hesap hareketi bulunmayan, hakkında mahkeme huzurunda dinlenen tanık …’in ”17-25 Aralık 2013 olayları sonrasında cemaatle ilişiğini kestiğini bizzat kendisi söylerdi” şeklinde beyanı bulunan sanık hakkında gizli tanık anlatımlarının delil olarak gösterildiği, ne var ki, hiçbir somut delille desteklenmeyen gizli tanık anlatımıyla ilgili Tanık Koruma Yasasının 9/8 maddesi düşünüldüğünde ve ikametinde yapılan aramada örgüte ait kitapların ve yayınların ele geçirilmesinin, sanığın konum ve kişisel özellikleri de nazara alındığında sempati ve iltisak boyutunu aşan, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetildiğinde, istinaf mahkemesince kurulan BERAAT hükmü usul ve yasaya uygun bulunduğundan” (Yargıtay 16. CD., E. 2019/11090 K. 2020/3296 T. 6.7.2020)

 

DUYUMA DAYALI TANIK BEYANINA DAYALI OLARAK HÜKÜM KURULMASI DOĞRU DEĞİLDİR. SOMUT OLAYDA MÜŞTEKİ TANIKLARI, SADECE MÜŞTEKİNİN BEYANLARINA DAYANARAK OLAYI İZAH ETMEYE ÇALIŞMIŞLARDIR. ANCAK NE YAZIK Kİ MÜŞTEKİ, O DÖNEM MÜVEKKİL İLE BOŞANMA AŞAMASINDA OLDUĞUNDAN MÜVEKKİLE KİN VE ÖFKE HİSSETMİŞTİR. 

 

YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ 2021/488 E. 2021/1608 K. 23.02.2021 T. SAYILI KARARI DER Kİ; TANIKLARIN SOYUT İFADELERİ HÜKME ESAS TEŞKİL ETMEYECEĞİ GİBİ DUYUMA DAYALI TANIKLIK DA GEÇERSİZDİR.

 

2-MÜVEKKİLİN LEHİNE TANIKLIK EDEN KİŞİLER, MÜŞTEKİNİN KENDİ KENDİSİNİ DARP EDEN KİŞİLİK YAPISINA SAHİP OLDUĞUNU, MÜŞTEKİNİN MÜVEKKİLİ DAHA ÖNCESİNDE DE DARP ETTİĞİNİ VE OLAY GÜNÜ ASIL DARP EDİLEN KİŞİNİN MÜVEKKİL OLDUĞUNU AÇIKÇA BEYAN ETMİŞLERDİR.

 

Tanık Cihan ifadesinde müştekiyi olayın sıcağı sıcağına gördüğünde dahi elinde yüzünde bir şey olmadığını açıkça ifade etmiştir. Ayrıca yine tanık Cihan, müştekiyi aradığını, müştekinin darp raporu almayacağını söylediğini beyan etmiştir.

 

Ayrıca tanık Cihan, müvekkilin boğazında kızarıklık olduğunu, darp raporunu ona rağmen almadığını da beyan etmiştir.

 

Yine müvekkil lehine tanıklık eden diğer tanıklar da müştekinin günlük yaşamda da öfke kontrol problemine sahip biri olduğunu, müştekinin müvekkili daha öncesinde de darp ettiğini ve müştekinin kendi kendisini de darp eden biri olduğunu açıkça beyan etmişlerdir.

 

3-DARP RAPORU KESİN DELİL NİTELİĞİ TAŞIMAMAKTADIR.

 

DARP RAPORU CEZA YARGILAMASINDA TEK BAŞINA DELİL NİTELİĞİ TAŞIMAMAKTADIR. 

 

Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere uygulamada birçok kişi yalan yere darp raporu alabilmektedir. Müşteki de müvekkili kendisi darp etmesine rağmen olayı ört pas edebilmek için kendisi darp raporu almıştır.

 

Tanık Cihan da müştekinin bu iddiasını doğrulamıştır.

 

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerden ötürü müvekkil lehine BERAAT kararı verilmesini, Sayın Mahkemeniz aksi kanaate ise müvekkil lehine lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ederiz. Saygılarımızla .. 18.12.2023

 

 

                                                                                                   SANIK MÜDAFİİ

                                                                                                 AV.GİZEM GÜL UZUN

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com