ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE
Gönderilmek Üzere
ANKARA 10.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE
DAVACI :******************************
VEKİLİ: Av. Gizem Gül UZUN
ADRES: Sahabiye Mah. Teoman Sok. Avukatlar İş Hanı Bina No:9 Kat:5 Daire No:501 Kocasinan/KAYSERİ
DAVALI : ************************
NEOVA SİGORTA A.Ş.
Kozyatağı Mah. Saniye Ermutlu Sok. No:6 Şaşmaz Plaza Kat:3-5-12
34742 Kadıköy/İstanbul
Mersis No: 0455033186300019
KONU : İstinaf başvuru dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR :
Gerekçeli karar 04.04.2024 tarihinde tarafımıza tebliğ edilmiştir. Yasal süre içerisinde istinaf başvurumuzu yapıyoruz.
Olayın özeti ve Kusur Durumu:
1- Davalı sürücü Ramazan ******'in sevk ve idaresinde bulunan ''06 ** 615'' plakalı araç kaza tespit tutanağında belirtili olan Kayseri ile Kırşehir arasında bulunan Kırşehir'in Mucur ilçesine girecekken davalı sürücü **********, Kapadokya Kavşağına geldiğinde orta kavşakta olmasına rağmen durmamış ve davacı ************n kontrolündeki ''06 ** 5534'' plakalı araca çarpmıştır.
2- Karayolları Trafik Yönetmeliğinde ''kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine izin vermek zorundadırlar'' şeklinde açık hüküm bulunmaktadır. Ramazan Tekten bu kuralı ihlal ederek oldukça süratli ve tedbirsiz araç kullanmış olup bu kaza sonucunda davalı sürücü Ramazan Tekten %100 kusurlu bulunmuştur.
3- Bu kaza nezdinde tutulan trafik tutanağında da görüleceği üzere müvekkilin kazanın oluşmasında herhangi bir kusuru bulunmayıp, davalı sürücü *********, kazaya tam (%100) kusurlu hareketi ile sebebiyet vermiştir. Bu nedenle davalı sürücünün ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda müvekkil nezdinde doğan psikolojik zarar nedeniyle manevi zararı tazmin etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Somut olayda ise davalı sürücü *******, müvekkilin aracına çarpmış olup; müvekkilime ait araçta bulunanların psikolojik zarara uğramasına sebebiyet vermiştir. Davacı müvekkil kaza esnasında aracında birisi çocuk yaşta olmak üzere toplam 4 kişi ile seyahat etmiştir. Bu büyük kaza sonrası araç içerisindeki bireyler ölüm korkusu yaşamış, çocuk yaştaki birey bu hazin kaza sonrası travma yaşamış ve geceleri uyumakta güçlük çekmiştir. Araçtaki çocukta (yaş 6) araç fobisi oluşmuş ve araçtaki çocuk her türlü sese ani tepkiler vermeye başlamıştır. Yine araçtaki çocuklarda(yaş 6 ve yaş 20) anksiyete bozuklukları meydana gelmiştir. Yapılan kaza her ne kadar maddi hasarlı olsa da kaza o kadar büyük bir şiddetle meydana gelmiştir ki kazanın yaralanmalı veya ölümlü olmaması adeta mucize olmuştur. Bu durumda müvekkilim manevi tazminat talebinde bulunmak istemiştir ancak Sayın Mahkemenizce takdir edilecektir ki manevi tazminat ücretleri Sigorta Şirketlerince tahsil edilememektedir. İşbu davayı davalı sürücü Ramazan ******'e ve Ramazan *********'in IMM sigortası yaptırdığı NEOVA Sigorta şirketine açma zorunluluğu hasıl olmuştur. Keza işbu dava açılmadan önce Neova Sigorta şirketine tarafımızca iadeli taahhütlü olarak başvuru yapılmıştır. Ancak bir dönüş alınamamıştır.
Ancak Ramazan ******, IMM sigortası yaptırmıştır ve IMM sigortasını NEOVA sigorta şirketine yaptırmıştır. Davalı Ramazan *******, IMM sigortasına manevi tazminat hususunu da ekletmiştir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere sigorta şirketlerinden manevi tazminat talep edilememektedir. Ramazan **********'in IMM sigortasına tarafımızca başvuru yapılmış ancak herhangi bir dönüş alınamamıştır. IMM sigortası ektedir. Davalı olarak hem sürücüyü hem sigorta şirketini göstermemizin sebebi Ramazan ***********'in IMM sigortası yaptırmış olmasıdır. Her ne kadar sigorta şirketlerinden manevi tazminat talep edilemese de SÜRÜCÜ RAMAZAN *******, IMM SİGORTASINA MANEVİ TAZMİNAT HUSUSUNA DA EKLETMİŞTİR.
4-Davalının sorumluluğu
4a- Kazaya karışan 06 ** 615 plakalı aracı kullanırken Karayolları Trafik Yönetmeliği'nde Kavşaklarda Geçiş Hakkı konulu Madde 109/a, "kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine izin vermek zorundadırlar'' şeklindeki açık hükme uymayıp, bu kuralı ihlal ederek oldukça süratli ve tedbirsiz araç kullanmakta olup, bu kazaya sebep olan davalı sürücü Ramazan Tekten kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurludur. Bu nedenle Borçlar Kanunun 49. maddesine göre; "kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür" hükmü de uyarınca davalı Ramazan Tekten'in ruhsat sahibi de olması nedeniyle meydana gelen zararın giderilmesinden sorumludur. Aracın ruhsat kaydı Mahkemenizce araca ait trafik kayıtları celp edildiğinde de bu durum sabit hale gelecektir.
4b- Ayrıca davalı güvenlik işinde çalışmaktadır ve kaza günü uykusuz bir şekilde gece nöbeti bitiminde iş yerinden ayrılıp adeta insan hayatını ve trafik güvenliğini hiçe sayarak bu kazaya sebebiyet vermiştir. Davalı, gece nöbetinden çıkıp hiç uyku uyumadan trafiğe çıkarak insan hayatını tehlikeye atmış ve araçta bulunan herkesin travma yaşamasına sebebiyet vermiştir.
Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere uykulu araç kullanmak, emniyetli araç kullanmaya engel olacak boyuta varmışsa suç oluşur. Uykulu araç kullanmak TCK 179 maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna sebebiyet verebilir. Her somut olayda tutanaklar, kazanın oluş şekli ve deliller değerlendirilerek ayrıca inceleme yapılmalıdır. Davalı aleyhine suç duyurusunda bulunma hakkımız saklıdır.
T.C YARGITAY 12.Ceza Dairesi Esas: 2020/ 4200 Karar: 2022 / 4012 Karar Tarihi: 24.05.2022
ÖZET: Direksiyon başında uyuma neticesinde meydana gelen kazalarda sanıkların TCK’nın 22/3. maddesinde tanımlı bilinçli taksir hükümleri uyarınca sorumlu tutulması gerektiği, direksiyon başında uyuması nedeniyle kazaya sebebiyet veren sanık hakkında TCK’nın 22/3. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir.
5- Manevi Tazminat talebimiz;
Müvekkilin ve araçta bulunanların kaza nedeniyle uğradıkları psikolojik zararlardan doğan manevi zararlarının davalı tarafından ödenmesi yasa gereğidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. Maddesi, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” şeklindedir. Müvekkilim ve ailesi kaza günü kurban bayramı için yolculuk etmekte olup, yaşanan bu kaza sonrasında kazanın psikolojisinden çıkamayıp, kurban bayramları zehir olmuştur. Ayrıca müvekkil ve araçta bulunan diğer yolculara yönelik olarak Sayın Mahkemenizin belirttiğimiz manevi zarar miktarından daha fazlasına karar verebileceğine yönelik hakkımız saklı olmakla beraber:
Davacı ********'un kaza sırasında kullandığı araçta bulunan davacının ve eşinin müşterek çocuğu 01.09.2015 doğumlu Elif ***, kaza gerçekleştiğinde henüz 6 yaşında olup, kaza tarihinden sonra bir daha hususi araca hiçbir şekilde binememiştir. Elif ***, duyulan ani seslere tepki vermekte yine her türlü ses duyduğunda irkilmektedir. Elif ***, uyumakta güçlük çekmekte olup, uykusundan ağlayarak uyanmaktadır. Ayrıca Elif ***'un eğitim ve öğretim hayatı devam ettiğinden sabahları okula gitmek için uyanmak zorunda kaldığında geceleri uyuyamadığından uykusuz kalmıştır, bu durum eğitim ve öğretim hayatını da olumsuz etkilemiştir. Yine Elif *** sürekli olarak akranlarıyla dahi iletişimden kaçınmaya başlamıştır.
Davacı Esalettin ***'un kaza sırasında kullandığı araçta bulunan bir diğer çocuğu olan 01.01.2002 doğumlu Kadir ***, kaza gerçekleştiğinde 20 yaşında olup, kaza tarihinden sonra ehliyeti olduğu halde kendisi araç kullanamamıştır. Hatta ve hatta kaza tarihinden sonra tanıdığı kimsenin aracında yolcu konumunda dahi olamamış ve toplu taşıma araçları kullanmaya başlamıştır. Kadir, kazadan sonra uzun süreli olarak psikolojik problemler yaşamış, günlük hayatta yaşadığı en ufak olaylarda bile bir anda sinirlenmeye başlamıştır. Yine Kadir günlük hayatta sosyal bir birey olmasına karşın kaza tarihinden sonra uzun süre arkadaşlarıyla görüşmemiş ve dış dünyadan kendisini soyutlamıştır.
Yine Davacı Esalettin ***'un eşi ******* da kaza sırasında *******'un kullandığı araçta bulunmuştur. Kaza yüzünden eşinin ve çocuklarının ölüm tehlikesi korkusuyla baş başa kalan Sibel ********, kaza tarihinden sonra geceleri uyumakta güçlük çekmiştir. Hatta ve hatta Sibel ******, kabuslarında çocuklarının kazada öldüğünü görmüştür. Keza Sibel *****, kaza sonrasında ailecek arabayla bir yerlere gitmeye korkar hale gelmiştir.
Müvekkilim davacı ******, kaza sırasında araçta şoför olarak bulunmuştur. Araçta kendisi dışında kendi canından daha fazla kıymet verdiği eşi ******ve çocukları **** ve ******** bulunmuştur. Gerçekleşen kaza sonrasında canından çok sevdiği eşi ve çocuklarının başına kötü bir şey gelebilme ihtimali davacı ********'un psikolojisini bozmuş olup, müvekkil uzun süre boyunca ailesiyle arabaya binememiş, seyehat edememiştir. Davacı kaza sonrasında uzun bir süre ailesini kaybetme korkusuyla yaşadığı için, iç huzursuzluk çekmiştir. Davacı, tekrardan arabaya yolcu veya sürücü olarak binmeye çekinmiştir. Bu durum açıkca müvekkilim üzerinde psikolojik bir travmaya yol açmıştır. İşbu psikolojik durum nedeniyle Borçlar Kanunu Madde 49 uyarınca manevi tazminat istemek tarafımıza hasıl olmuştur.
Davalılardan alınıp, davacıya verilmek üzere 10.000,00 TL manevi zararın ödenmesini Sayın Mahkemenizden talep ederiz. Davacı ve araçtaki tüm kişiler adına müvekkilimiz lehine toplam 10.000,00 TL manevi tazminat talebimiz bulunmaktadır. Zira kazanın gerçekleştiği tarihte araçta toplam müvekkilimiz ile birlikte dört kişi bulunmuştur. Diğer kişiler yukarıda da bahsettiğimiz üzere müvekkilimizin çekirdek ailesi olduğundan ayrı ayrı tazminat talebimiz bulunmamakta, kazada psikolojisi bozulan herkes adına sadece müvekkilimiz lehine tazminata hükmedilmesi talebimiz bulunmaktadır.
5- Trafik kazalarından sonra yaşanan en önemli sorunlardan bir tanesi de psikolojik travmalardır. Kazaya maruz kalan bireyler araç kullanmaya ve arabaya binmeye belli bir süre çekinmektedirler. İşte bu hallerin tam olarak bir karşılığı vardır.
Ruh, canlılığı ayakta tutan, duygu ve can anlamına gelmektedir. Ruhun insan vücudundaki en büyük görevi bulunduğu bedene, can, canlılık ve hareket vermektedir.
Gerçekleşen kaza sonucunda ruh hasar aldığında beden üzerindeki olumsuz etkisi fazladır. Ruh hasar aldığında insanın duygu ve düşüncelerindeki olgunlaşmayı yavaşlatır veya tamamen durdurur.
5a- Kazada ruhsal bütünlüğünün bozulması durumunda kazazede yaşadığı üzüntü, duyduğu acı ve duygu durum bozuklukları için manevi tazminat adı altında bir tazminat davası açabilmektedir. Manevi tazminattaki amaç kaza sonucu oluşan maddi hasarları ve ya bedensel hasarları karşılamak değildir. Kazazedeye manevi boyutta olan hasarlar için verilmektedir. Ruhsal bütünlüğün bozulması amacıyla manevi tazminat açabilecek kazazedelerde görülen ruhsal problemlere örnek olarak aşağıdaki maddeler gösterilebilmektedir:
Tekrar arabaya yolcu ve ya sürücü konumunda binememek, araba fobisinin oluşması,
Duyulan her türlü sese, uyarıya korkma, irkilme,
Uyuyamama ya da uykudan sıçrama, kâbus görme,
Hızlı sinirlenme veya ani tepkiler,
Ölümlü kazaysa neden kendisinin ölmediğini sorgulama,
İç huzursuzluk,
Kazazede kendini diğer insanlardan veya toplumdaki her şeye karşı kendini soyutlaması,
Ruhsal bütünlüğün ihlali durumunda manevi tazminat hesaplanırken kanun koyucu tarafından özel bir metot kullanılmaz fakat Sayın Mahkemenizden kazadaki kusur dağılımı ve kazazedelerin yaşlarını da göz önünde bulunarak karar vermenizi talep ederiz.
5b- Yasa maddesi gereği davalının asli ve tam kusurlu hareketi ile gerçekleşen bu trafik kazası nedeniyle müvekkilin ve araçta bulunanların kaza tarihiden ve tedavi sürecinden bu yana geçirdiği evreler nedeniyle çektiği ve tüm yaşamı boyu çekeceği sıkıntılar gözetilerek davalının kusur durumuna, sorumluluk derecesine ve zararın kapsamına göre 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp, davacı müvekkile verilmesini talep ederiz.
İSTİNAF BAŞVURUSU TALEBİMİZ;
YEREL MAHKEME TARAFINDAN HUKUKA AYKIRI BİR ŞEKİLDE EKSİK İNCELEME YAPILARAK DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMİŞTİR. GEREKÇE OLARAK İSE PSİKOLOJİK RAPOR BULUNMADIĞI İFADE EDİLMİŞTİR. MÜVEKKİLİMİZİN HASTANEDEN ARAÇ SÜRMEYE KORKAR, ARACA BİNMEYE KORKAR ŞEKLİNDE BİR RAPOR ALABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR. KEZA UYGULAMADA BÖYLE BİR RAPOR ADI BULUNMAMAKTADIR. YİNE TEK BAŞINA RAPORUN BULUNMAMASI YETERLİ OLMAMALIDIR. PSİKOLOJİK OLARAK KİŞİNİN ÇÖKÜNTÜYE UĞRADIĞININ TESPİTİ İÇİN TANIK BEYANLARI YETERLİ OLMALIDIR. YEREL MAHKEME TANIK DAHİ DİNLEMEDEN DAVAYI REDDETMİŞTİR. MÜVEKKİLİN EŞİNİN VE ÇOCUKLARININ DİNLENMESİ GEREKMEKTEDİR.
Dava dilekçemizde de detaylı olarak bahsettiğimiz üzere müvekkilimizin aracı davalının ağır kusuru yüzünden pert olmuştur. Ağır ve hazin kaza dolayısıyla müvekkilimiz ve müvekkilimizin ailesi araca binmeye korkmaktadır. Ancak müvekkilimiz hastaneye gittiğinde psikolojik rahatsızlık adı altında bir rapor alamayabilecektir. Çünkü hiçbir hastaneye araç sürmeye korkmaktadır şeklinde ibare içeren bir rapor veremeyecektir.
KAZANIN ÜZERİNDEN NEREDEYSE 2 YIL GEÇMİŞTİR. HER DAVA AÇILDIĞI TARİHTEKİ ŞARTLARA GÖRE DEĞERLENDİRİLMELİDİR.
Müvekkilimizin karışmış olduğu kazanın üzerinden neredeyse 2 yıl geçmiştir. Kazanın üzerinden geçen zaman diliminden sonra müvekkilimiz araç sürmeye korkar olmuştur. Ancak bu korkusu şu an eskiye nazaran azalmıştır. Davanın açıldığı tarihte müvekkilimiz araç sürememiştir. Ancak araç kullanmaktan uzak durmuş, hastaneden rapor almamıştır. Çünkü sadece araç sürmekten korkmuştur. Günlük yaşantısı etkilenmemiştir. Dolayısıyla psikolojik rapor talebi yerinde değildir. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmelidir.
HAKSIZ FİİL SONUCU ELEM, ÜZÜNTÜ, KEDER HİSSEDEN KİŞİ LEHİNE MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLMEKTEDİR. PSİKOLOJİK RAPOR, MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİ İÇİN ŞART DEĞİLDİR. TANIK BEYANLARI DA MANEVİ TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİ İÇİN YETERLİ OLMALIDIR. TANIK DİNLENMEDEN DAVANIN REDDEDİLMESİ USULE AYKIRIDIR.
Müvekkil, haksız fiil sonucu üzüntü ve endişe hissetmiştir. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için psikolojik rapor şart değildir.
Mahkemenin psikolojik rapor talebi yerinde değildir. Beyanlarımız yeterli olmalıdır. TANIKLARIMIZIN DİNLENMESİNİ ÖZELLİKLE MÜVEKKİLİN KAZADA YANINDA OLAN EŞİNİN VE ÇOCUKLARININ DİNLENMESİNİ TALEP EDERİZ. TANIK DİNLENMEDEN EKSİK ARAŞTIRMA YAPILARAK KARAR VERİLMESİ USULE AYKIRIDIR.
YEREL MAHKEMEDE DURUŞMADA MÜVEKKİLİN KAZA ANINDA YANINDA OLAN EŞİNİN VE ÇOCUKLARININ DİNLENMESİNİ TALEP ETTİĞİMİZ HALDE TARAFIMIZA SÖZ HAKKI DAHİ VERİLEMEMİŞ, PSİKOLOJİK RAPOR YOK DENİLEREK DAVA REDDEDİLMİŞTİR! YETERİNDE İRDELEME YAPILMAMIŞTIR. MÜVEKKİLİN HAZİN KAZADAN ETKİLENİP ETKİLENMEDİĞİNİN İRDELENMESİ İÇİN TANIK DİNLENMESİ GEREKMEKTEDİR. OLAY ANINDA BİZZAT YANINDA OLAN EŞİ VE ÇOCUKLARI DAHİ DİNLENMEDEN DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ USULE VE HUKUKA AYKIRIDIR. YEREL MAHKEME İŞBU SADECE SADECE PSİKOLOJİK RAPORU SORMUŞTUR. RAPOR YOKLUĞU MANEVİ TAZMİNAT DAVASININN REDDİNİ GEREKTİRMEZ. TANIK BEYANLARINA TEK BAŞINA İTİBAR EDİLEBİLİR.
AYRICA YARGITAY GÜNCEL KARARLARINDA DA ARACI PERTE ÇIKAN KİŞİLER LEHİNE MANEVİ TAZMİNATA HÜKMETMEKTEDİR.
HUKUKİ SEBEP : KTK, TTK, TBK, TMK, HMK, Sigortacılık Kanunu ve ilgili mevzuat
HUKUKİ DELİL : Tanık beyanları, 06 ** 5534 plaka numaralı araca ait ruhsat bilgisi, sürücü belgeleri, sigorta poliçeleri, kazaya ilişkin fotoğraflar, ekspertiz raporu, kimlik fotokopileri, 11.07.2022 tarihli kaza tespit tutanağı, tanık, bilirkişi, yemin ve sair her türlü delil
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda ve Yerel Mahkeme dosyasında arz ve izah ettiğimiz ve re’sen dikkate alınacak gerekçelerle;
Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2024/*** E. 2024/*** K. sayılı 27.02.2024 tarihli Kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve davamızın kabulüne karar verilmesini,
Müvekkilin eşi *****'un ve müvekkilin kaza anında yanında olan çocukları ******* ve *******'un dinlenmesini,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini bilvekale saygılarımızla arz ve talep ederiz. 4.04.2024
DAVACI VEKİLİ
AV.GİZEM GÜL UZUN