• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

TANIK BEYANLARINA KARŞI BEYAN DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

KAYSERİ 2. AİLE MAHKEMESİNE 

 

 

DOSYA NO : 2022/*** E.

 

BEYANDA BULUNAN

DAVALI : 

 

VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun

 

DAVACI : 

 

VEKİLİ : 

 

KONU : Tanık anlatımlarına karşı beyanlarımızdır.

 

AÇIKLAMALAR : 

 

1) Tanıklarımız İddialarımızı Açık Bir Şekilde İspatlamıştır. Evlilik Birliği Davacının Tam Kusurlu Hareketleri İle Temelinden Sarsılmıştır. Yine davacı yanın tanıkları da iddialarımızı doğrular nitelikte beyanda bulunmuşlardır. Başlıklar halinde irdelenecek olursa,

 

Ayrı ev sağlanmadığı hususunun asılsız ve mesnetsiz olduğu tanık beyanlarıyla gün yüzüne çıkmıştır.

 

Davacı tarafça fikri dahi alınmadan davacının müvekkilin babasıyla yaşamaya zorlandığı ayrıca evlenmeden önce müvekkil tarafından davacıya kendilerine ait bir ev alınacağı beyan ettiği iddia edilmişse de bu hususun asılsız ve mesnetsiz olduğu, tamamen müvekkile kusur izafe etmek maksadıyla davacı tarafça beyan edildiği gün yüzüne çıkmıştır. Tanık beyanlarına değinecek olursak;

 

Tanık Ali ********  " Veli ve Gizem ilk başlarda ayrı evde karı koca olarak yaşamaktaydılar. Daha sonra anlaşmaları üzerine kayınpederim Ahmet ********* da onlarla kalmaya başladı." şeklinde beyanda bulunmuştur. Yine Tanık Ahmet ********n " Benim eşim vefaat etti, ben annemle birlikte kalıyordum, taraflar başta ayrı evde yaşıyorlarken daha sonra aralarında anlaşmışlar beni çağırdılar ve beraber yaşamaya başladık." şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık Asiye ********** " Evlendikten sonra Veli ve Gizem birlikte yaşadılar, babam babaannemin evinde yaşamaktaydı. Babamdan maddi destek almak için Gizem babamı çağırdı ve babam da onlarla beraber yaşamaya başladılar." şeklinde beyanda bulunmuştur. Tüm bu beyanlardan da anlaşılacağı üzere, davacı müvekkilin babasıyla yaşamayı kendisi kabul etmiştir. Nikah akdinden sonra ise müvekkilin babasını kendileri ile yaşamaya bizzat davacı zorlamıştır. Bu sürede, hem müvekkilin hem de müvekkilin babasının gelirinin birleşmesini düşünmüş kendi lüks harcamaları için iyi bir fırsat gözüyle bakmıştır. 

 

Davacı Tanığı Rıfat *********k ise beyanında " davalı davacı kardeşime bir müddet ailesiyle oturduktan sonra ayrı eve çıkacaklarını söylemiş" şeklinde beyanda bulunmuştur. Yine tanık Zafer **********n " taraflar evlenirken gizem velinin ailesinin evinde yaşayacaklarını biliyordu, bunu bilerek evlendi, çünkü burada yaşayıp birikim yapacaklardı." şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık Selda *******z "taraflar evlendiğinde velinin ailesi ile yaşanacağını gizem biliyordu, bunu kabul ederek geldi" demiştir. Tüm beyanlar ışığında davacının bir müddet müvekkilin ailesiyle yaşayacağını bildiği ve kabul ettiği, ancak müvekkilden olağan dışı beklentilere girerek 9 ay gibi bir sürede ev alınmasını beklediği gün yüzüne çıkmıştır. Zira sayın mahkemenizce de takdir edileceği üzere, günümüz koşullarında asgari ücretle çalışan bir kişinin tek bir gelirle bırakın ev almayı ev geçindirmesi dahi mümkün görünmemektedir. Davacı tarafça dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde iddia edilen hususlar ispatlanamamıştır.

 

Davacı evi TERK etmiş, evden ayrılmadan önce bütün ziynetleri almıştır. İşbu iddiamız tanık anlatımlarıyla gün yüzüne çıkmıştır.

 

Tanık Ali ********n beyanında, " Eşim Asiye beni telefonla arayarak Veli ve Gizem'in kavga ettiğini ve gelmemi söyledi. Gizem gittiğimde "Beni baba evime götürebilir misin?" diye sordu. Ben de kendisini baba evine bıraktım." demiştir. Zira, davacıyı baba evine bırakan Ali **********an'dır. Davacının isteği üzerine gidip davacıyı baba evine bırakmıştır. Davacı evi ziynet eşyalarını da alarak TERK etmiştir. Yine Tanık Ahmet *********n beyanında "Dükkandayken telefon geldi, Gizem'in annesi aradı "Seninle bundan sonra düşmanız, kızımı gönder" dedi. Daha sonra Gizem ziynetleri de alarak evden ayrılmış." demiştir.

 

Davacı tanığı Rıfat ********** beyanında "gizem ertesi gün velinin eniştesine beni babamın evine götür demiş ve bu şekilde gizem babamın evine geldi, gizem altınları götürdü diye kendisi hakkında bir söylenti olmasın diye yanına çantasını dahi almamış" demiştir.  Davacı tanığı ve davacının kardeşinin bu beyanından da anlaşılacağı üzere, davacı evi kendi isteğiyle terk etmiş, planlı bir şekilde hareket etmiştir. Hangi durumlarda altınların kendisinde olmadığının düşünüleceği hangi durumlarda evi terk etmiş sayılmayacağının dahi bilincinde olup, işbu sebeple de kendisini müvekkilin eniştesine bıraktırdığını düşünmekteyiz. Zira, davacı planlı hareket ederek altınları yanına almış ancak çanta vesaire yanına almamıştır ki altınların kendisinde olmadığı yönünde Mahkeme nezdinde bir intiba bırakabilsin. Keza bu doğrultuda davacı tarafça Ali *********n (müvekkilin eniştesi) tarafından davacının hiçbir eşyasını dahi alamadan baba evine bırakıldığı iddia edilmiştir. Ancak işbu iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğu tanık beyanlarıyla gün yüzüne çıkmıştır.

 

Davacı kendi ailesinden yana tavır takınmış, kendi ailesi rahatça müşterek konuta gelebiliyorken müvekkili ailesinden ve akrabalarından soyutlamayı amaç edinmiştir. İşbu iddiamız tanık beyanlarıyla ortaya çıkmıştır.

 

Tanık Soner ******l beyanında " Gizem'in ailesi evlerine gelip gitmekteydiler. Veli'nin akrabalarının gelip gittiğini bilmiyorum." şeklinde beyanda bulunmuştur. Zira Sayın Mahkemenizce de takdir edileceği üzere, Davacının ailesinin gelip gittiğini gören bir kişi müvekkilin ailesinin ve akrabalarının gelip gittiğine hiç şahit olmamıştır. Tanık Ahmet *********n " Gelinim beni ve Veliyi, Veli'nin kardeşleri ile görüştürmezdi. Gizem'in ailesi ise ortak konutlarına gelirdi. Ayrıca Gizem de ailesiyle haftada 3 gün görüşmeye giderdi." şeklinde beyanda bulunmuştur. Yine davacının babası tanık Bayram *********k beyanında " Biz 15 günde bir kendilerini ziyarete giderdik." demiş, müvekkilin hiçbir şekilde davacının ailesiyle görüşmesine mani olmadığını, rahatça görüşebildiklerini ikrar etmiştir. Yine davacı tanığı Özlem *******n beyanında kardeşinin evine ziyarete gittiğini ikrar etmiştir.  

 

Tanık Asiye **********an "Gizem evlendikten sonra kendi babamı bana karşı dolduruyordu. Kardeşimi bizle görüştürmüyordu. Yaşadıkları eve gidemiyorduk. Gizem kimseyi istemiyordu. Kendi ailesini ise kabul ediyordu ve özel ihtiyaçlarını karşılıyordu." şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık Selda Yılmaz "veli gizemle evlendikten sonra bizden uzaklaştı, veli böyle olması gerektiğini bize söyledi, tarafların evine gittiğimizde gizem hizmeti az yapardı, ancak biz çok fazla gidip gelmiyorduk" şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık Ahmet ********n "Torunlarım mesela eve gelirse Gizem, Veli'ye hakaret ederdi." şeklinde beyanda bulunmuştur. 

 

Tüm bu beyanlar ışığında davacının kendi ailesinden yana tavır aldığı, davacının müvekkili kendi ailesinden dahi soyutlamaya çalıştığı iddialarımız tanık beyanlarıyla ispat edilmiş, Müvekkil tarafından davacının ailesine sevgi ve saygı gösterilmediği iddiaları asılsız ve mesnetsiz kalmıştır zira, davacının tanık olarak dinlenen anne baba ve kardeşleri beyanlarında kendilerine karşı bir saygısızlık görmediklerini ikrar etmişlerdir. Hatta ve hatta müvekkil o kadar ilgili bir damattır ki, davacının kardeşlerine yardımcı olmuş, davacının ailesinin her türlü ihtiyaçları müvekkil tarafından bizzat karşılanmıştır. Davacı tarafça müvekkile kusur yüklemek adına iddia edilen bu olay da davacı tarafça ispatlanamamıştır.

 

Davacı, müvekkilin geliriyle alay etmiştir, her daim yıkıcı bir tavır sergilemiştir.

 

Müvekkil bütün maddi imkanlarını davacının ayakları altına sermiştir. Ancak davacı, her daim yıkıcı tavır sergilemiştir. Müvekkil yuvam yıkılmasın düşüncesiyle her tartışmada alttan almaya çalıştıkça davacı müvekkilin üzerine her zamankinden daha çok gitmiştir. 

 

Davacı ve müvekkil bir gün derin dondurucu almak için Tufanbeyli'ye gittiklerinde davacı taraf burada bile herkesin içerisinde tartışma çıkarmış ve müvekkili toplum içerisinde küçük düşürmüştür. Yine bu iddiamız Tanık Soner *******'ın beyanlarıyla gün yüzüne çıkmıştır. Tanık Soner ***** beyanında "Yanılmıyorsam geçen yıl ayrılmadan 5-6 ay önce Veli dükkanıma geldi. Beko bayisinden derin dondurucu alacağını söyledi, Gizem kendi istediği derin dondurucu alınmayınca tartışma çıkarttı. Ben sadece bu tartışmaya şahit oldum." demiştir. İşbu iddiamız da tanık beyanlarıyla ispatlanmıştır.

 

Ayrıca Davacı ve ailesi müvekkilin hastalığıyla dahi dalga geçmişlerdir. Davacının ailesi müvekkilin epilepsi hastası olmasıyla dalga geçmişler ve müvekkilin gururunu, onurunu incitmişlerdir. 

 

Müvekkil epilepsi (sara) hastasıdır. Ancak bu hastalık ileri boyutta değildir. Davacının ailesi müvekkile sanki bu hastalığa sahip olmayı kendi tercih etmiş gibi davranmışlar ve müvekkili toplum içerisinde rencide etmişlerdir. Müvekkilin hastalığıyla alay etmişlerdir. Zira tanık Asiye *****************n "Kardeşimin epilepsi hastalığı vardı ve Gizem'in ailesi de dalga geçmekteydi.", "Kardeşimin ilaç kullanmasından sürekli dalga geçiyorlardı." şeklinde beyanda bulunmuştur. İşbu iddiamız da tanık anlatımlarıyla gün yüzüne çıkmıştır.

 

Müvekkilin sürekli içki içtiği hususu yalan beyandan ibarettir. 

 

Müvekkil, nişanlandığı günden itibaren alkol kullanmamıştır. Müvekkil sadece davacının  isteği üzerine alkol almıştır ve davacıyla beraber alkol almıştır. Davacının bu iftirayı atmaktaki amacı yargılama içerisinde haksız menfaat sağlamaktır. Yine bu hususta,

 

Tanık ******** beyanında "Veli içki içen bir insan değildi.",

Tanık *********** beyanında "Veli evlendiğinde alkolü bırakmıştı, alkol tüketmeye çağırdığımızda da gelmezdi.",

Tanık ************ beyanında "Veli bildiğim kadarıyla alkol tüketmemekteydi." ,

Tanık ************ beyanında "veli alkol kullanmazdı",

Tanık *************** beyanında "Veli içki de sigara da içen biri değildir."

 

Şeklindeki beyanlardan da anlaşılacağı üzere, müvekkil nişanlandığı günden bu yana alkol kullanmamış, alkollü ortamda dahi bulunmamıştır.

 

Davacı kadın müvekkilin maaşının yattığı hesap kartını dahi elinden almıştır. Davacının asıl derdi müvekkilin maaşının kendi ailesinin ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasıdır.

 

Davacı müvekkilin kendi alın teriyle kazandığı paranın kuruş kuruş hesabını sormuştur. Davacı kadın müvekkilin maaşının yattığı hesap kartını dahi elinden almıştır. Davacı, müvekkilin eline tıpkı bir çocuğa harçlık verir gibi 50-100 lira para vermiş ve bunun da kuruş kuruş hesabını sormuştur. Müvekkilin maaşı üzerinde hakimiyet kurmuş, müvekkile adeta ekonomik şiddet uygulamıştır. Tanık Ahmet ************ beyanında "Veli'nin maaş kartı sürekli Gizem'in elindeydi. Gizem maaş kartıyla kendi annesinin ihtiyaçlarını alırdı." demiştir. Tanık Ufuk *********a beyanında "Evin mali işleri yengeden sorulurdu. Bildiğim kadarıyla Veli'nin maaş kartı Gizem'deydi." demiştir. Tanık Asiye *********** beyanında "Gizem para biriktirmek için gerek Veli'nin maaş kartını gerekse babamın gelirini almaktaydı. Veli'de buna güvenerek Gizem'e kartı verdi." demiştir. Tanık Selda ************** beyanında "velinin kartının gizemde olduğunu bir defasında görmüştüm hatta veliye neden kartını verdin dediğimde öyle gerekti teyze dedi" demiştir. Tüm bu beyanlardan da sarih bir şekilde anlaşılacağı üzere Davacı tarafça müvekkile ekonomik şiddet uygulanmış, maaş kartı dahi müvekkilin elinden alınmıştır.

 

Tüm bunların yanında Davacı ailesine para göndermiş, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamıştır. Davacının önceliği her zaman kendi ailesi olmuştur.

 

Bu hususta, Tanık Ahmet ************ beyanında "Veli'nin maaş kartı sürekli Gizem'in elindeydi. Gizem maaş kartıyla kendi annesinin ihtiyaçlarını alırdı." demiştir.Tanık Asiye ************n beyanında "Gizem babasının maaşına dokunmaksızın kendi ailesine Veli'nin maaş kartından harcama yapıyordu." demiştir. Yine tanık Zafer ************n beyanında "velinin hesabından gizemin kendi ailesine para gönderdiğini duyuyordum." şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı tarafından her zaman kendi ailesi öncelikli olmuş, evli birey bilincine varılamamıştır. Davacı ailesine para göndermiş, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamıştır. İşbu iddiamız tanık anlatımlarıyla ispatlanmıştır. Ayrıca dekontlar da Sayın Mahkemenize sunulmuştur.

 

Davacı, müvekkilin erkeklik gururunu kendisine bir çocuk veremediği yönünde incitmiştir. Oysaki davacı, müvekkilden gizli olarak doğum kontrol hapları kullanmıştır. 

Davacı, müvekkilden sözde çocuk sahibi olmak istediğini beyan etmesine rağmen müvekkilden gizli olarak doğum kontrol hapları kullanmıştır. Zira çekmeden çıkan doğum kontrol haplarını müvekkilin babası tanık Ahmet ********** görmüştür ve bu hususta beyanında "Eşinden gizli bir şekilde doğum kontrol hapı kullanmış, en son çekmeceden çıktı." demiştir.

 

Müvekkilin davacıyla ilgilenmediği hususu yalan beyandan ibarettir. Davacı kadın eşine hiçbir zaman ilgi ve alaka göstermemiştir. Müvekkil ise sürekli olarak eşine ilgi ve alaka gösteren taraf olmuştur. Ayrıca davacı tarafça müvekkilin özel hayatına müdahale edilmiş , arkadaşlarıyla görüşmesi daha davacı tarafça engellenmiştir. Davacı müvekkili hemcinslerinden dahi kıskanmıştır.

 

Davacı kadın, eşi işten geldiği zaman eşine hoşgeldin dahi dememiştir. Davacı, bireysel menfaatlerini ön planda tutan, fedakarlık ve özveri göstermeyen bir kişilik yapısına sahiptir. Davacı, eşlerin birbirine göstermesi gereken saygı, sevgi, anlayış, şefkat, yakınlık, ilgi, önemli işlerde eşinden fikir alma, aile ekonomisine yardımcı olma hususlarından bihaberdir. Bu hususta tanık Ufuk ******* "Veli eşiyle oldukça ilgilenmekteydi. Öyle ki Veli evliyken dışarıda görmedim; fakat eşi ona karşı ilgi miydi bilmiyorum." demiştir. Tanık Ahmet ******** " Gizem eşiyle ilgilenmezdi. Veli ise Gizem'in üzerine titrerdi." şeklinde beyanda bulunmuştur.  Davacı tarafça iddia edilen müvekkilin davacıyla ilgilenmediği hususunun asılsız ve mesnetsiz olduğu bu beyanla gün yüzüne çıkmıştır. Müvekkil her daim davacıyla ilgilenmiş, davacıyı toplum içinde her zaman yüceltmiştir.

 

Yine tanık Ufuk *********a "Veli'nin eşi kıskançtı, bizle bile gelmesine izin vermezdi" şeklindeki ve tanık Ahmet **********'ın "Gizem'in aşırı kıskançlığı vardı. Telefonumu niye elliyorsun diye de kavga ederdi." şeklindeki beyanlardan da anlaşılacağı üzere davacı müvekkile adeta nefes aldırmamıştır ve hayatı zindan etmiştir. Davacı, müvekkili bütün sosyal çevresinden soyutlamaya çalışmıştır.

 

Davacı telefonunu müvekkilden sürekli olarak saklamıştır. Bu hususa da müvekkilin babası bizzat şahit olmuştur.

 

Tanık Ahmet *********n "Gizem'in aşırı kıskançlığı vardı. Telefonumu niye elliyorsun diye de kavga ederdi." şeklindeki beyandan da anlaşılacağı üzere davacı telefonunu müvekkilden sürekli olarak saklamıştır. Bu hususa da müvekkilin babası bizzat şahit olmuştur.

 

Davacı kadının, müvekkilin kendisini çalıştırmadığı yönündeki iddiası asılsız ve mesnetsizdir.

 

Davacı kadın, lise mezunu olup; iş aramasına rağmen iş bulamamıştır. Sonrasında ise evde kalmanın rahatlığına alıştığı için iş konusunu gündeme dahi getirmemiştir. İşbu iddiamız Davacının babası tanık Bayram ***************k tarafından ikrar edilmiştir. Tanık Bayram ***********k beyanında "Gizem şehirde oturup çalışmak istiyordu; fakat köyde olduğu için çalışamadı." demiştir. Müvekkil tarafından Davacının çalışmasına engel olunmamış, davacı iş bulamadığı için çalışmamıştır. 

 

Davacı, müvekkilden habersiz ve kafasına buyruk hareket eden bir kişilik yapısına sahip olmuştur.

 

Davacının bu tutumlarına aynı evde yaşadıklarından ötürü müvekkilin babası bizzat şahit olmuştur. Tanık Ahmet *********** beyanında "Evlilerken bir gün Tufanbeyli'ye gideceğini söyledi. Kimin arabasıyla istersem giderim diye söyledi. Ben bunun doğru olmadığını söyledim" şeklinde beyanda bulunmuştur. Müvekkilin babası bu duruma bizzat şahit olmuştur.

 

Davacı müvekkile fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamıştır. Ayrıca davacı müvekkile ve müvekkilin babasına hakaret etmiştir. Müvekkil davacıya hiçbir zaman fiziksel şiddet ve psikolojik şiddet uygulamamış, hakaret etmemiştir.

 

Davacı her tartışmada müvekkile fiziksel şiddet uygulamıştır. Tanık Gürcan ******** beyanında "Veli'nin boynunda ve bileğinde darp izi bir keresinde gördüm; ama ne olduğunu babasına sordum, Gizem'in Veli'yi darp ettiğini söyledi" demiştir. Müvekkilin vücudundaki darp izlerini arkadaşı bizzat görmüştür. Tanık Ahmet *********** beyanında "Gizem Veli'ye hakaret ederdi. Bir gece Veli işten geldiğinde koltukta uyuyakaldı diye Gizem, Veli'nin bacağına vurmuş, ben sese uyandım." demiştir. Tanık Ufuk *********** beyanında " Gizem'in Veli'ye ve kayınpederine hakaret ettiğini duydum." demiştir. Tanık Selver ********** beyanında "Veli sürekli durgundu. Eşi ile anlaşamadıklarını, Gizem'in sürekli kendisine hakaret ve şiddette bulunduğunu anlatıyordu. Veli'nin bacağına sopa demiriyle vurmuş, boynunda da yara izleri gördüm. Ben de bunu görünce üzüldüm." demiştir. Tanık Zafer ********** beyanında "taraflar arasında yaşanan en son ki olaydan sonra velinin bacağında ve boynunda morluk görmüştüm" demiştir. Davacı her tartışmada müvekkile fiziksel şiddet uygulamıştır. Müvekkil iş arkadaşlarına ve çevresine karşı kendisini mahcup hissetmiştir. Yukarıda tanıklar tarafından da anlatılan, müvekkilin bacağına soba demiriyle vurulduğu iddiamızı ispatlayacak fotoğraflar ayrıca müvekkilin darp raporu da mevcuttur.

 

Tarafımızca davacının lüks istekleri olduğu beyan edilmiş olup, bu husus tüm köy halkı tarafından bilinmektedir.

 

Tanık Selda ********** beyanında "ben gizemin lüks istekleri olduğunu duyuyordum" şeklinde beyanda bulunmuştur. Zira davacının lüks istekleri olduğu tüm köy halkınca bilinmekte ve konuşulmaktadır.

 

Ev eşyalarının tamamı müvekkil ve müvekkilin ailesi, akrabaları tarafından alınmıştır. 

 

Davacının kayınbabasının evinde yaşamış olması, yeni eşya alınmadığı anlamına gelmemektedir. Zira hiçbir şeyden memnun olmayan davacı evlenirken tabi ki evi baştan dizdirmiş ve yeni eşyalar aldırmıştır. Zira müvekkilin ve akrabalarının yapmış olduğu harcamaların dekontları mevcuttur. Davacının ailesi ise ellerini ceplerine dahi atmamışlardır. Davacı, gelin olarak giderken çeyiz eşyası almamıştır. Bu hususta tanık Gülay ******** beyanında " taraflar evlenirken yatak odası takımlarını hediye aldım" demiştir. Tanık Zafer ******** beyanında "taraflar evlendiği için velinin ailesinin eşyalardan buzdolabı, yatak odası, koltuk takımı gibi bazı eşyaları değiştirdik, bunları taraflar evlendiği için velinin ailesi olarak değiştirdik." şeklinde beyanda bulunmuştur. İşbu iddialarımız tanık beyanları ve dekontlarla ispat edilmiştir.

 

Davacı Tanığı ve davacının kardeşi Rıfat ********** Beyanında "gizem sigara içiyordu bırakacağım diyerek veliye söz verdi ve bu sözünü tuttu" demiştir. Ancak davacın müvekkile eve gelirken sigara alması için attığı mesaj kayıtları bulunmaktadır. Davacı tarafça kendi kusurları müvekkile yüklemeye çalışılmakta olup, işbu sebeple müvekkilin içki içtiğini iddia ettiklerini düşünmekteyiz.

 

2) Davacı Tanıklarının Doğrudan Görgüye Dayalı Bilgileri Yoktur. Davacı İddialarını İspat Edememiştir.

 

Davacı tanıkları **********************in doğrudan görgüye dayalı bilgileri yoktur. Duyduklarını aktarmış olup, aleyhe hususları kabul etmediğimizi bildiririz. Davacı iddialarını ispat edememiştir.

 

SONUÇ VE İSTEM :

 

Yukarıda arz ve izah etmiş olduğumuz nedenlerle;

 

Tanık anlatımları doğrultusunda davamızın kabulüne, karşı davanın iddianın ispat edilememesi sebebiyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygıyla ve vekaleten arz ve talep ederiz. 26.10.2023

 

DAVALI VEKİLİ

Av. Gizem Gül Uzun

 

 

 

 

 

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com