• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

Kişisel İlişkinin Kaldırılmasına Karşı İtiraz Dilekçesi Örneği

KAYSERİ 6. AİLE MAHKEMESİNE

DOSYA NO           : 2022/***

DAVACI                 A**** Ö****

VEKİLİ                  Av. ***********

DAVALI                 F****** Ö****

VEKİLİ                 Av. Gizem Gül UZUN

KONU                   Davacının müvekkil aleyhine müşterek çocukla kişisel ilişki kurulmasının kaldırılması talebine karşı itirazlarımızdan ibarettir.

 

AÇIKLAMALAR:

Davacı, talep dilekçesinde müşterek çocuğun müvekkil ile görüşmek istemediğini, müşterek çocuğun annesi ile görüşmek istemediğini, annesinin yakınında dahi bulunmak istemediğini ve kişisel ilişki kararı neticesinde müşterek çocuğun psikolojisinin bozulduğunu iddia etmiş ve müvekkil ile müşterek çocuğun kişisel ilişkisinin kaldırılmasını talep etmiştir. Ancak işbu talep ve dayanaklar tamamen Sayın Mahkemeyi yanıltma amaçlı olup adalete ve hakkaniyete aykırıdır. Şöyle ki;

1- Öncelikle davacı, içten pazarlıklı bir karakter yapısına sahip olup, müvekkili boşanma sürecinde konuşmak için kendi evine çağıran, müvekkilin ses kaydını alan, müvekkilin telefonunu müvekkilden bilgisizce ve izinsizce alıp kendisine sanki müvekkil mesaj atıyormuş gibi mesaj atan ve bu mesajları ve ses kayıtlarını Sayın Mahkemeye ''delil'' adı altında sunan birisidir.

Açıkladığımız bu haksız fiileri işleyen davacı, aynı zamanda müşterek çocuğu manipüle etmekte ve müşterek çocuğun kendi annesi ile arasındaki kutsal bağı zedelemeye çalışmaktadır. Davacı ve davacının ailesi, müşterek çocuğa sürekli olarak annesini kötülemekte, müşterek çocuğa sürekli olarak annesinin kendisine zarar vereceğini söylemekte ve müşterek çocuğun zihnini bulandırmaktadır. Davacı, yine çocuk teslim zamanında müşterek çocuğu manipüle etmiş, müşterek çocuğun aklını bulandırmıştır. Davacının talebine dayanak olarak sunduğu görüşme tutanaklarında müşterek çocuk özgür iradesiyle değil davacının sözleriyle konuşmuştur.

Müşterek çocuğun davacının etkisi altında kaldığı gayet açıktır. Müşterek çocuğun davacı etkisinde olduğu Sosyal İnceleme Raporu'nda görülecektir.

SOSYAL İNCELEME RAPORU DEĞERLENDİRME VE SONUÇ BÖLÜMÜ

4. PARAGRAF

''... Müşterek çocuğun görüşme esnasındaki beyanlarındaki ifadelerinin yaşı ile paralellik göstermediği''

Diğer dilekçelerimizde de açıkladığımız üzere müşterek çocuk davacının manipülasyonları sonucu kendi annesinden korkmaktadır. Davacı, müşterek çocuğu öyle safsatalarla etkisi altına almıştır ki; müşterek çocuk Sosyal İnceleme sırasında dahi sürekli olarak babasına bakmış, babasının odadan çıkmasını istememiş ve tamamıyla davacının kendisine tembihlediği cümleleri kurmuştur.

Davacı, her ne kadar müvekkilin müşterek çocuğa fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilin müşterek çocuğun psikolojisine zarar verdiğini idda etmiş olsa da yeterli delil sunamamıştır. Dosyada çocuğun

beyanlarını doğrulayan delil de bulunmamaktadır. İşbu sebeple bile dahi davacının talebinin reddine karar verilmelidir.

Nitekim somut olayımızla birebir bağlantılı bir Yargıtay Kararı:

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/6087 E., 2016/7572 K. sayılı kararı

''Velayet hakkına sahip olan davacı, çocukla diğer taraf (babası) arasında tesis edilen kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun bozulduğunu, davalının uyuşturucu madde kullandığını, çocuğuna ilgisiz olduğunu, ileri sürerek, kişisel ilişkinin kaldırılmasını, bunun kabul edilmemesi halinde süresinin sınırlandırılmasını ve eşliğinde kişisel ilişki kurulmasını istemiş, mahkemece çocuğun kişisel ilişki kurmayı istemediği ve babasına ''o kişi'' diye hitap ettiği gerekçesiyle kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmiştir.

Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanununun 324. maddesinin (1.) fıkrasında gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2). Tarafların müşterek çocuğu 2002 doğumludur. Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalının, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Mahkemece baba hakkında alınan sosyal inceleme raporu ile Adli Tıp Kurumu 4. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 30.09.2015 tarihli raporda babanın çocukla kişisel ilişki kurmasına engel bir durumun olmadığı rapor edilmiştir. Anne ve çocuk hakkında alınan 18.12.2014 tarihli sosyal inceleme raporu, baba ile görüşülmeden tek taraflı olarak hazırlanmış olup, çocuğun beyanlarına dayanmaktadır. Dosyada, çocuğun beyanlarını doğrulayan bir delil ve olgu da bulunmamaktadır. Bu haliyle bu rapor, davalıdan kişisel ilişki hakkının alınmasını veya bu hakkın sınırlandırılmasını gerektirecek yeterlikte değildir. O halde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.''

2- Müşterek çocuk **/**/20** doğumlu olup * yaşındadır. Müşterek çocuk açıkça anne ilgisine ve sevgisine muhtaçtır. Müşterek çocuğun üstün yararı adına müşterek çocuğun annesi kişisel ilişki kurması hayati öneme sahiptir. Müşterek çocuğun müvekkili görünce ağlamasının sebebi müvekkilin çocuğa fiziksel şiddet uygulaması değil davacının müşterek çocuğu etkileyerek safsatalar anlatmasıdır. Bu yaşta ki bir çocuğun üstün yararı, annesinin elinden alınması ve görüştürülmemesi değil çocuğun annesi ile kişisel ilişki kurmasıdır. Zira, kural olarak çocuğun ana ve babasının her ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurması ve doğrudan görüşmesi onun sağlıklı bir birey olarak özellikle duygusal ve psikolojik gelişimi açısından gereklidir.

''Anne çocuk ilişkisindeki süreklilik, tutarlılık ve aynılık çocukta temel güven duygusunun özünü oluşturmaktadır. Bebeklik çağında elde edilen güven duygusunun niceliği, bebeğe verilen besinlerin ya da yapılan sevgi gösterilerinin niceliğine değil, daha fazla anne çocuk arasındaki ilişkinin niteliğine bağlıdır. Yaşamın ilk yılında çocukla kurulan duygusal iletişim, çocukta güven ya da güvensizlik duygularının oluşumuna neden olmaktadır. Bu dönemde bebeğin temel görevi, güvenmeyi öğrenmektir. Erikson’a göre, bu dönemde çocuk, kurduğu güvenli ilişkilerle kendine ve çevresine güvenmeyi, ya da kurulan yetersiz temaslarla kendisine ve çevresine güvenmemeyi öğrenir. Bu da bebeğin, ileride çevresi ile kuracağı ilişkilerin temelini belirlemektedir.''

-Psikolog Burçak Demirkan

Ayrıca davacının iddia ettiğinin aksine delillerimiz içerisinde sunduğumuz fotoğraflardan görüleceği üzere müşterek çocuk, müvekkil ile beraber vakit geçirmekten keyif almakta ve müvekkilden korkmamaktadır. Sırf bu husus dahi davacının tamamen safsatalarla küçüğü kandırdığının delilidir.

3- Davacının mesnetsiz ve gerçeklikten uzak iddialarından aynı zamanda müvekkil de büyük ölçüde zarar görmektedir. Sayın Mahkemenizce de bilineceği üzere kişisel ilişkinin kurulmasındaki temel nedenlerinden birisi de ebeveynlerin annelik veyahut babalık duygularının tatminidir. Davacı, deyim yerindeyse kurguladığı ali cengiz oyunlarıyla Sayın Mahkemeyi yanıltmakta ve müvekkilin annelik duygusunu yaşamasına da engel olmaktadır.

2. HD. 21.01.2004- 14407/665

“ Kabule göre de kişisel ilişki annelik babalık duygularını tatmin edecek yeterlikte ve nitelikte olmalıdır. Küçüklerin annenin yanında gece de kalacak şekilde uygun kişisel ilişki tesisi gerekirken bu hususun gözetilmemesi doğru değildir.”

Arz ve izah ettiğimiz sebepler dolayısıyla işbu dilekçeyi Sayın Mahkemenize sunma zorunluluğu tarafımıza haiz olmuştur.

SONUÇ VE İSTEM : Dilekçede arz ve izah ettiğimiz üzere davacının müvekkil aleyhine müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin REDDİNE karar verilmesini Sayın Mahkemenizden arz ve talep ederiz. **.**.20**

 

DAVALI VEKİLİ

AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com