KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE
Gönderilmek Üzere
KAYSERİ 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
CEVAP VEREN DAVALI: H*** Ö*** Ş****, T.C.: ***********
VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun
İSTİNAF EDEN DAVACI: Y**** Ö******, T.C.: ***********
VEKİLLERİ : Av. *************, Av. ***********, Av. **********
KONU : Kayseri 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin **/**/20** T. 2022/*** E. ve 2023/*** K. sayılı kararına karşı istinaf kanun yolu başvurusuna cevaplarımızdan ibarettir.
CEV APLAR :
1-MÜVEKKİL HİLEYLE KANDIRILMIŞ VE MÜVEKKİLDEN AÇIĞA İMZA ALINMIŞTIR. İCRA TAKİBİNE KONU SENETTE ÜSTTEKİ YAZILAR İŞVEREN TARAFINDAN SONRADAN MÜVEKKİLİN HABERİ OLMAKSIZIN İSTENİLDİĞİ
İşvereni tarafından maaş kesintisi yaşamaması adına müvekkilimiz boş kağıda imza atmıştır. İşverenleri Y**** Ö****** ve Ç**** Ö******, müvekkilimize ''boş kağıda adını soyadını ve imzasını atmasını, bu boş kağıdın muhasebe tarafından doldurulacağını aksi takdirde maaşını alamayacağını'' şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır. Müvekkilimiz işverenlerinin bu beyanları karşısında maaşını alamama korkusuyla işverenleri tarafından yanılgıya düşürülüp boş kağıda imza atmıştır. Keza işverenler, müvekkilimizin maaşını asgari ücrete zam gelmesine rağmen eksik yatırmış ve müvekkilimizin çalıştığı fazla mesai ücretlerini de ödememiştir. Daha önce birçok kez mağdur olan ve maddi durumu iyi olmayan müvekkilimiz maaş kesintisi yaşamamak ve tekrar mağdur olmamak adına boş kağıda imza atmıştır.
2-BİLİRKİŞİ TARAFINDAN İNCELENDİĞİNDE MAHKEMEYE SUNULAN BELGENİN İÇERİĞİNİN MÜVEKKİLİMİZİN EL YAZISIYLA YAZILMADIĞI GÖRÜLECEKTİR. KEZA İŞVERENLER HAKSIZ KAZANÇ ELDE ETMEK AMACIYLA MÜVEKKİLİMİZE BOŞ KAĞIDA İMZA ATTIRMIŞ VE İÇERİĞİNİ KENDİLERİ YAZMIŞTIR.
Belgenin içeriğine baktığımızda ''okudum, anladım kabul ediyorum.'' şeklindeki yazı stili ile müvekkilin adı soyadı imzasının atıldığı yazı stili birbirinden oldukça farklıdır. Dışarıdan bakıldığında bile fark edilen bu yazı stilinin farklılığını bilirkişi tarafından hazırlanacak bir raporla tasdik edilmesini Sayın Mahkemenizden talep ederiz.
Keza müvekkil birçok kere hak kaybına uğramıştır. Bir defasında işverenler müvekkili haksız yere işten çıkarmışlardır. Müvekkil bu durumda işverenine hakkı olan alacağını ödemesini aksi takdirde dava yoluna başvuracağını beyan etmiştir. İşverenler bu durumun ardından müvekkilin imzasının bulunduğu boş kağıdı istedikleri gibi doldurmuşlardır. İşverenler haksız menfaat ve haksız kazanç sağlamak isteyerek kötü niyetlerini ortaya koymuşlardır.
3- İŞVERENİN İŞÇİSİNE BU KADAR YÜKLÜ MİKTARDA BORÇ PARA VERMESİ OLAĞAN HAYATIN AKIŞINA AYKIRIDIR. İŞVERENLER MÜVEKKİLİN HAKKI OLAN MAAŞINDA BİLE KESİNTİ YAPMIŞLARDIR. İŞVERENLERİN BORÇ VERMESİ BİR YANA DURSUN MÜVEKKİLİN HAKKIYLA KAZANDIĞI MAAŞINDA BİLE KESİNTİLER YAPMIŞLARDIR.
Müvekkilimiz asgari maaşla çalışan bir işçidir. İşveren davacı asgari maaşla çalışan müvekkile 118 çeyrek altın ile 1950 USD parayı on altı ay içerisinde ödemek şartıyla verdiğini iddia etmektedir. Ancak asgari maaş bırakın borç ödemeyi insanların günlük yaşamını zar zor idame ettirebileceği miktarlardadır. Kaldı ki dolar kuru günümüz Türkiye ekonomisinde sürekli olarak değişkenlik göstermektedir. Bu durumlar göz önünde tutulduğunda işverenin asgari ücretle çalışan işçisine bu miktarlarda yüksek borç vermesi olağan hayatın akışına aykırıdır. Somut olayda da davacı işverenin müvekkilimize yüksek miktarda borç vermesi gibi bir durum söz konusu olmamaktadır. Yukarıda da izah ettiğimiz gibi işverenler müvekkilimizin hakkı olan çalışma ücretini bile vermek istemezken asgari maaş alan müvekkilimize bu kadar yüksek miktarda borç vermeleri mümkün değildir.
4-DAVACI TARAF KENDİLERİNİN DÜZENLEMİŞ OLDUĞU BELGEYE DAYANARAK HAKSIZ MENFAAT ELDE ETMEYE ÇALIŞMAKTADIR. MÜVEKKİLİMİZİN SÖZ KONUSU BELGEYLE İLGİLİ HİÇBİR BİLGİSİ BULUNMAMAKTADIR. KEZA MÜVEKKİLİMİZ BOŞ BİR KAĞIDA İMZASINI ATMIŞTIR.
Davacı taraf kendilerinin hazırladığı belgeyi istinaf dilekçesinde tutanak olarak arz ederek bir resmiyet kazandırmaya çalışmaktadır. Mahal mahkemenin isabetli kararından da anlaşılacağı üzere davacı tarafın hazırlamış olduğu belge, senet niteliğine haiz bir yapıda olmadığından kesin delil değildir. Keza müvekkilimiz hiçbir zaman ''okudum, anladım, kabul ediyorum.'' kısmını kendisinin yazdığını kabul etmemiştir. Cevap dilekçemizde de sunduğumuz üzere bu kısım davacı tarafça sonradan eklenmiştir. Müvekkilimiz boş bir kağıda imza attığından mütevellit karşı tarafça sonradan içeriği hazırlanan belge hakkında da bir bilgisi bulunmamaktadır.
Yukarıda açıkladığımız nedenlerle birlikte olaydan anlaşılacağı üzere mahal mahkeme tarafından verilen davacının alacak istemlerinin reddi kararı son derece isabetlidir. Davacının bu anlamda itirazı haksız ve yersizdir.
İSTEM SONUCU :Yukarıda belirttiğimiz sebep ve gerekçelerle re’sen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak;
-Mahalli mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesine,
-Vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine,
-Kötü niyetle istinafa başvuran karşı tarafın 329. madde gereğince giderlere ve cezaya mahkum edilmesine karar verilmesini, arz ve talep ederiz.
İSTİNAF YOLUNA BAŞVURANA CEVAP VEREN DAVALI VEKİLİ
AVUKAT GİZEM GÜL UZUN