EŞ VE AİLESİNİN KADINA NAMAZ KILMASI VE KAPANMASI KONUSUNDA BASKI YAPMASI BOŞANMA SEBEBİDİR.
2. Hukuk Dairesi 2015/15136 E. , 2016/6533 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarları ile reddedilen tazminat talepleri yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velayet, nafakalar, reddedilen tazminat talepleri ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı-davalı kadının erkeğin ailesi ile görüşmek istemediği, eşini küçümsediği, davalı-davacı erkeğin de kadının ailesini küçümsediği, ailesi ile görüşmek istemediği, eşi ile ailesinin, kadına namaz kılması ve kapanması konusunda baskı yaptığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı erkek ağır kusurludur. Hal böyle iken taraflar eşit kusurlu kabul edilip, bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-davalı kadının boşanmanın eki niteliğinde maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece, velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında “aynı şehirde oturmaları hali” ve “farklı şehirde oturmaları hali” için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Annenin ...’te, babanın ise ...'te oturduğu anlaşılmaktadır. Taraflar mevcut duruma göre ayrı şehirlerde yaşıyor olmakla birlikte, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse, "ayrı şehir, aynı şehir ayırıma" gidilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, aynı şehir-ayrı şehir ayırımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 31.03.2016 (Perş.)