ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE
Gönderilmek Üzere
TARSUS 4. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO : 2021/532 E.
KARAR NO : 2023/798 K.
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
TEBLİĞ TARİHİ : 10/11/2023
SANIK :
MÜDAFİ : Av. Gizem Gül UZUN
İSTİNAF EDEN KATILAN :
VEKİLİ :
KONU : Karşı tarafın yapmış olduğu istinaf başvurusuna cevaplarımızdan ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil ********** hakkında, yukarıda esas ve karar numarası belirtili olan dosya kapsamında, "Başkasına Ait Banka veya Kredi Kartının İzinsiz Kullanılması Suretiyle Yarar Sağlama
" suçundan Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından, ceza kovuşturması yürütülmüştür. İşbu kovuşturma neticesinde, Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli karar aşağıdaki gibidir;
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
"Her ne kadar sanık hakkında Başkasına Ait Banka veya Kredi Kartının İzinsiz Kullanılması
Suretiyle Yarar Sağlama suçundan 5237 sayılı TCK'nın 245 ve 43/2 maddeleri uyarınca
cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de; Sanığın üzerine atılı suçu işlediğini gösterir,
mahkumiyete yeter, kesin ve somut bir delil bulunmaması, şüpheden sanık yararlanır ilkesi
gereğince sanığın atılı suçtan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,
Sanık kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.900,00.-TL maktu vekalet ücretinin
hazineden alınarak sanığa verilmesine,
Yargılama giderlerinin hazine üzerine bırakılmasına,
Dair, Sanık ********** ve müdafi ************ yerine yetki belgesi
ibraz eden A***********l, Katılan ************ vekili Av. *********'un yüzüne karşı,
katılanın yokluğunda Cumhuriyet Savcısı *****************'un Katılımı ile Sanık
************** ve müdafi Av. Gizem Gül Uzun yerine yetki belgesi ibraz eden Av.
*************l , Katılan ************ vekili Av. ************** yönünden tefhimden itibaren,
katılan yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek veya
mahkememize gönderilmek üzere havale ettirilecek dilekçe ile ya da tutanağa geçirilmek ve
Hakime onaylattırılmak üzere Zabıt Katibine beyanda bulunmak suretiyle, sanığın cezaevinde
bulunması halinde ise; Zabıt Katibine veya bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne
beyanda bulunmak veya bu hususta bir dilekçe vermek suretiyle Adana Bölge Adliye
Mahkemesine İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere ( yasa yoluna başvurulmadığı takdirde
karar kesinleşecek ve infaza verilecektir.) mütalaaya uygun olarak verilen karar açıkça okunup
gerekçesi ana hatları ile anlatıldı."
Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi, müvekkil hakkında her ne kadar yukarıda ismi belirtili olan suç kapsamında, cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmışsa da; müvekkilin üzerine atılı suçu işlediğini gösterir, mahkumiyete yeter, kesin ve somut bir delil bulunmaması ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince müvekkilin BERAATİNE karar verilmiştir.
Hükümde istinaf yolunun açık olduğunu belirtmesi üzerine katılan tarafından Sayın Mahkemenize dava dilekçesi verilmiştir. İşbu verilen dava dilekçesi sebebiyle savunmalarımızı Sayın Mahkemenize sunma zorunluluğumuz doğmuştur. Şöyle ki;
KATILAN A********** VE EŞİ FATMA *********, MÜVEKKİL İLE ESKİ EŞİ ARASINDA YAŞANAN TARTIŞMALARI ÇÖZMEK AMACIYLA SIK SIK MÜVEKKİL İLE ESKİ EŞİ *****************'IN EVİNE GELMİŞLERDİR. BURAK TURAN, MÜVEKKİLLE YAŞADIĞI HER SORUNDA AYKUT ***********'I ARAYARAK ARABULUCULUK ETMESİNİ İSTEYEN TARAF OLMUŞTUR
Katılan ***********, müvekkilin eski eşi ************* ile liseden arkadaştır. Katılan ile müvekkilin eski eşinin arkadaşlıkları 20 yıla dayanmaktadır. Müvekkil, Aykut ******'ı, eski eşinin arkadaşı olması hasebiyle 2015 yılında tanımıştır. Müvekkil ile eski eşi Burak ********** sorunlu bir evlilik dönemi geçirmişlerdir. Öyle ki bu evlilik, Tarsus 1. Aile Mahkemesinin 2019/*** E. Sayılı dosyası ile boşanmayla sonuçlanmıştır. Müvekkil ve eski eşi Burak *****, arasında yaşanan her tartışmada, başlarda tarafların aileleri devreye girerek, aralarındaki sorunları çözmeye çalışmıştır. Ancak ailelerin yüz göz olmasını istemeyen taraflar, Aykut ****** ile eşi Fatma *******'ın kendileriyle ailece samimi bir ilişki kurmuş olmaları sebebiyle, onları bir nevi arabulucu olarak tayin etmişlerdir. Müvekkilin ailesi ile katılanın ailesi arasındaki samimiyet git gide artmış ve her hafta sonu aileler bir araya gelir olmuştur. Bu sebepten müvekkilin eski eşi Burak *******, müvekkile yaşamış olduğu her tartışmada, Aykut **********'ı sık sık arayan taraf olmuştur. Aykut ******** ile eşi, müvekkil ile eski eşinin yaşadığı konuta gelerek çay içmiş, tarafların evliliğindeki problemleri konuşup, tarafları defalarca yatıştırmıştır.
MÜVEKKİL İLE AYKUT ****** ARASINDA NE DUYGUSAL NE DE CİNSEL ANLAMDA HERHANGİ BİR İLİŞKİ YAŞANMAMIŞTIR. EĞER TARAFLAR ARASINDA KATIANIN İDDİA ETTİĞİ TÜRDE BİR İLİŞKİ YAŞANSAYDI, KATILANIN HER DEFASINDA MÜVEKKİL İLE ESKİ EŞİ BURAK *********'IN EVLİLİĞİNDEKİ PROBLEMLERİ ÇÖZMEK AMACIYLA ARABULUCULUK ETMESİ DÜŞÜNELEMEZDİ. ZATEN AYKUT *********, TARSUS 4. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNDE MÜVEKKİLE YÖNELİK İDDİA ETTİĞİ CİNSEL BİRLİKTELİK VE TEHDİT İDDİALARINI KANITLAMAYA YÖNELİK DELİL SUNAMAMIŞTIR
Aileler arasında oluşan samimiyetten dolayı Aykut *****, müvekkil ile eski eşi arasındaki tartışmaları bilen ve çoğunlukla da müvekkilin haklı olduğunu beyan eder nitelikli söylemlerde bulunmuştur. Müvekkil ile katılan arasında hiçbir zaman, katılanın iddia ettiği gibi duygusal ve cinsel herhangi bir ilişki yaşanmamıştır. Zira gerek katılanın Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinde sunmuş olduğu dava dilekçesinde, gerekse de müvekkilin savunma dilekçesinde belirttiği üzere taraflar, müvekkilin evliliğinde olan sorunları çözebilmek amacıyla sık sık yan yana gelmişlerdir. Müvekkil ile katılan arasında, katılanın iddia ettiği türde ilişki yaşanmış olsaydı, tarafların müvekkilin evliliğinde yaşanan sorunlar sebebiyle ailece görüşmeleri düşünülemez; bu durum hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ederdi. Kaldı ki Aykut ****** her ne kadar müvekkille arasında cinsel bir birliktelik ve bu birliktelik sonucu müvekkilin kendisini, yaşanılan ilişki sebebiyle her ikisinin de eşlerine bu durumu bildireceğinden bahisle tehdit ettiğini iddia etse de; iddiaları ispatlamaya yeter ölçüde hukuka ve maddi gerçeğe uygun, somut bir delil sunamamıştır.
Katılan; yaptığı savunmalarda dahi kendisiyle çelişmiştir. Zira katılan ve eşi, başta müvekkilin boşanma davasında tanıklık yapmak istediklerini beyan etmişler; ancak işbu ceza yargılamasındaki haksız iddialarına dayanak göstermek amacıyla, müvekkil ile katılan arasında cinsel birliktelik yaşandığına ilişkin çirkin iddialarda bulunabilmek için tanıklık yapmaktan vazgeçmişlerdir. Müvekkil ile Aykut ******* arasında cinsel bir birliktelik yaşandığı iddiası tarafımızca kesinlikle kabul edilmemektedir.
AYKUT *******, ÇALIŞMAYI SEVMEYEN, KOLAY YOLDAN PARA KAZANMANIN PEŞİNDE OLAN BİRİDİR. MEZARLIKTA ÇALIŞAN MERMERCİ USTALARINA RÜŞVET DAHİ VERMİŞ VE BU SEBEPLE CEZA SORUŞTURMASI GEÇİRMİŞTİR. AYKUT ŞAN, KABASAKAL MEZARLIĞINDA ÇALIŞMASINA RAĞMEN, SIK SIK TARSUS VE ANKARA'YA GİDİP GELMEKTEDİR. ZİRA KAÇAK İDDİA İŞLERİ İÇİN BURALARDA BULUNMAKTADIR.
Aykut *******'ın iş ve özel yaşamı dikkate alındığında, karanlık bir geçmişe sahip olduğu görülebilecektir. Zira Aykut ******, paraya düşkün, ancak çalışmayı sevmeyen bir kimsedir. Bundan yaklaşık on yıl önce, kaçak iddia ve birtakım usulsüz ve karanlık işlerden dolayı ailesinin evine 60.000,00TL civarında haciz gelmesine sebebiyet vermiştir. Bu hususu, Aykut *******'ın ailesine, müvekkilin eski eşi haber vermiştir. Zira müvekkilin eski eşi Burak *******'ın Aykut *****'ın ailesiyle arası iyidir ve Aykut ****** ile ilgili bir sıkıntı olduğu zaman Burak TURAN bu durumu Aykut ŞAN'ın ailesine bildirmektedir.
Aykut ******, çalışarak yasal yollardan para kazanmak yerine, kaçak iddia gibi yasa dışı yollardan kolay şekilde kazanç sağlayarak geçimini sürdürme ve lüks yaşama amacında olan birisidir. Çevresinde dahi, "Parası yok yemeye ama içmelerden, lükslerden geri kalmaz." cümlesiyle anılan bir kimsedir. Aykut ****, lüks harcamalarını gerek kaçak iddia gibi yasa dışı işlerden elde ettiği kazanç ile; gerekse de arkadaşları ve tanıdıklarından "borç" adı altında almış olduğu paralar ile finanse eden bir kimsedir. Öyle ki Aykut *********'ın İngiltere'de Cihan adında bir arkadaşı bulunmaktadır. Aykut *****, diğer arkadaşlarında olduğu gibi; Cihan isimli arkadaşından da aldığı paraları iade etmemiştir.
Aykut *****'ın dayısı Mehmet **********, nüfuzlu biridir. Hangi siyasi partide olduğunu bilmediğimiz meclis üyesi sıfatına sahiptir. Aykut ********, dayısının referansı ile Adana Kabasakal Mezarlığında çalışmaya başlamıştır. Aykut *******, Kabasakal Mezarlığında çalışırken de usulsüz işler yapmıştır. Kaçak iddia işine girmiştir. Davetiyeler bastırmıştır. Kabasakal Mezarlığında çalışmasına rağmen kendisi çoğunlukla Tarsus'ta ve Ankara'da bulunmaktadır. Kendisine Güney Mezarlık Bakım işine dair internet sitesi dahi kurmuştur. Aykut ********, Kabasakal Mezarlığında çalışan mermerci ustalara dahi pay verip, rüşvet vermiştir. Bu konu hakkında soruşturma geçirmiştir. Bu iddiamıza Fatih ********* ismindeki mezarlıkta çalışan kişi de şahittir. Aykut *****, yaptığı bu usulsüzlüklerden dolayı işten kovulmuştur. Aykut ******* karanlık işleri olan, kolay para kazanmanın yollarını arayan, bu sebeple de rüşvet vermek, kaçak iddia işine girmek, insanlardan samimiyet ve hatır ilişkisi kapsamında haksız menfaatler kovalamaktan çekinmeyen bir kimsedir.
MÜVEKKİL, TÜRKİYE'NİN ÖNDE GELEN FİRMALARINDAN OKYAY HELVA'DA GIDA MÜHENDİSİ OLARAK İYİ BİR ÜCRETLE ÇALIŞMAKTADIR. MÜVEKKİL, AYKUT ******'A AİLECE KURDUKLARI SAMİMİYET NEDENİYLE BİRÇOK KEZ ELDEN OLACAK ŞEKİLDE VE İNDİRİMLİ FİYATLARI ÜZERİNDEN HELVA, LOKUM, TAHİN GİBİ ÜRÜNLER SATMIŞTIR
Müvekkil, üniversite mezunudur ve ******* Helva'da gıda mühendisi olarak çalışmaktadır. Müvekkil, kendi ayakları üzerinde duran ve iyi bir ekonomik gelire sahip bir kimsedir. Müvekkilin çalışmış olduğu ********* Helva, Türkiye'nin bu sektörde önde gelen firmalarından biridir. Söz konusu fabrikada helva, lokum, tahin gibi ürünlerin üretimi gerçekleştirilmektedir. Fabrikada marketlerde bulunamayacak çeşitlilikte helva üretimleri yapılmaktadır. Müvekkilin söz konusu fabrikada gıda mühendisi olması ve fabrikanın personellerine özgü indirimlerden yararlanabilmesi sebebiyle, birçok arkadaşı müvekkilden helva, lokum, tahin gibi ürünler talep etmekte; müvekkil de arkadaşlarına yardımcı olmaktadır.
Aykut ********'da, dayısı Mehmet **********'in referansı ile Kabasakal Mezarlığında çalışmaktadır. Cenaze için gelenlere helva, lokum gibi ürünler satmak için müvekkilden talepte bulunmuştur. Müvekkil de eski eşinin, Aykut *********'a yardımcı olmasını söylemesi ve ailece kurdukları samimiyetten dolayı bu talebe karşılık vermiştir. Aykut *********, müvekkilden defalarca 40'ar gramlık paketlerde satılan helvalardan istemiştir. Bu helvaları bazen bizzat kendisi Tarsus'a gelerek almıştır; bazen de teslim alması için başka birisini göndermiştir.
Müvekkil, dürüst bir kimsedir. Aykut *********'a söz konusu indirimli satışları, çalıştığı iş yerindeki patronlarının rızası dahilinde gerçekleştirmiştir. Müvekkil, helvaları fiş keserek göndermiştir. Müvekkilin fiş keserek Adana'ya helva gönderdiğine aynı fabrikada çalışan işçiler dahi şahittir. Aykut *******, çok fazla borcu olan bir kimsedir. Bu sebeple ödemeleri banka hesabına havale yoluyla değil; elden şekilde gerçekleştirmiştir.
Aykut *********, müvekkili bu durumu eski eşi Burak ********'a söylememesi konusunda sıkı sıkı tembihlemiştir. Zira müvekkilin eski eşi Burak ******'ın, Aykut ******N'ın ailesi ile arası iyidir ve bir durum olduğu zaman bunu Aykut *******'ın ailesine bildirmektedir. Müvekkil de Aykut ******'a ailece kurdukları samimiyet dolayısıyla kolaylık sağlamış ve ödemeleri çoğu kez elden almıştır. Müvekkilin çalıştığı fabrikada, satış yerinden yapılan harcamalarda fatura düzenlenmemektedir. Post cihazı çıktısı olmaktadır. Eğer müşteri özellikle fatura isterse, fatura düzenlenmektedir. Aykut ***** müvekkilden zaten kendisine ait bir vergi numarasının olmadığını beyan ederek faturasız şekilde, sadece fiş ile ürün satın almıştır. Müvekkil de satış yerinden Aykut ******'ın istediği ürünleri hazırlatarak, sanki nakit ödenmiş gibi post cihazından fiş almıştır. Gönderdiği ürünlerin üzerine de fişleri zımbalamıştır.
AYKUT *****, HER NE KADAR MÜVEKKİL HAKKINDA, ARALARINDA DUYGUSAL VE CİNSEL YAKINLAŞMA BULUNDUĞU VE BUNUN SONUCUNDA MÜVEKKİLİN, KENDİSİNİ TEHDİT EDEREK KENDİSİNE AİT KREDİ VE BANKA KARTLARINDAN HARCAMALARDA BULUNDUĞUNU İDDİA ETSE DE; İDDİALARINI İSPAT EDER NİTELİKLİ SOMUT VE MADDİ GERÇEĞE UYGUN HİÇBİR DELİL İLERİ SÜREMEDİĞİNDEN TARSUS 4. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ TARAFINDAN MÜVEKKİL HAKKINDA BERAAT KARARI VERİLMİŞTİR
Aykut **********, farklı zamanlarda müvekkilden bir çok kez ürün almıştır. Ancak ödemeyi zamanında yapmamış; elinde olduğu zamanlarda ödemeyi gerçekleştirmiştir. Bu durum yer yer müvekkili zor durumda bırakmıştır. Aykut *******'dan zamanında ödeme alamayan müvekkil, bir çok kez satmış olduğu ürünlerin parasını maaşından fabrikaya ödemek durumunda kalmıştır. Müvekkil hiçbir zaman Aykut *******'ı tehdit etmemiştir. Aksine müvekkil, ailece kurulmuş olan samimiyetten ve eşinin hatırına Aykut *******'a kolaylık sağlamıştır. Ancak ne yazık ki müvekkil, iyi niyetinin kurbanı olmuş ve çok çirkin iftiralarla karşı karşıya kalmıştır. İftira dememizini sebebi şudur; Aykut ********, her ne kadar müvekkilin, kendisine yönelik yukarıda adı anılan suçu işlediğini, kendisiyle cinsel anlamda yakınlaştığını ve bunu eşlerine söylemekle tehdit ettiğini iddia etse de Sayın Mahkemenizin, Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında yapacağı incelemelerde iddia edilen olaya ilişkin somut ve maddi gerçeğe uygun herhangi bir delile ulaşılamadığından müvekkil hakkında BERAAT kararı verildiği görülecektir.
AYKUT ********, NEREDEYSE HAKTADA DÖRT GÜN TARSUS'TA BULUNMUŞTUR. MÜVEKKİLİN AİLESİ İLE AYKUT ********'IN AİLESİ ARASINDAKİ DOSTANE İLİŞKİ VE AİLE DOSTLUĞU, KÜÇÜK BİR YER OLAN TARSUS'TAKİ MÜVEKKİLİN İŞ, AİLE VE AKRABA YAŞAMINDA BİLİNMEKTEDİR
Aykut *******, müvekkilin kendi kartlarını aldığını iddia etmiştir. Bu iddia asılsız ve mesnetsizdir. Şöyle ki; Aykut *****, Tarsus'ta karttan para çektiğinde müvekkil zaten Aykut *********'ın yanındadır. Çoğu alışverişte dahi müvekkil ile Aykut ***** yan yana bulunmuştur. Ancak bu ilişki tamamen dostanedir. Kendileri zaten ailece görüşmektedir. Müvekkil, çevresinde iyi, sevilen, sayılan ve güzel ahlaklı olarak bilinen bir kimsedir. Ayrıca müvekkilin 6 yaşında ****, 2 yaşında ise ***** isimli iki çocuğu bulunmaktadır. Müvekkil ile Aykut *****'ın arasındaki aile dostluğu iş ve özel yaşamlarındaki herkes tarafından bilinmektedir. Zira Tarsus küçük bir yerdir. Müvekkil de, insanların Aykut ****** ile arasındaki dostluk ve samimiyeti bilmesinden ötürü rahatça hareket etmiş, birçok kez Aykut ********'ın yanında bulunmuştur. Aykut **********'ın iddia ettiği türde çirkin bir algılamanın olacağını hiç düşünmemiştir.
MÜVEKKİL, AYKUT *******'A HELVA ALIMINDA BİRÇOK KOLAYLIK SAĞLAMIŞTIR. ANCAK AYKUT ********, BORCUNU ZAMANINDA ÖDEMEYEREK MÜVEKKİLİ ZOR DURUMDA BIRAKMIŞTIR. ÖYLE Kİ AYKUT *********'IN HALEN FABİRKAYA 5.000,00TL TUTARLARINDA BORCU BULUNMAKTADIR
Müvekkil, Aykut ****'a hem ödeme hem de fiyatlandırma konusunda ciddi kolaylık sağlamıştır. Müvekkil sahip olduğu personel indiriminden yararlanarak iskontolu şekilde ürünleri Aykut ******'a satmıştır. Ancak Aykut *****, dolandırma ve insanları kandırma alışkanlıkları olan birisi olarak, müvekkilden indirimli şekilde almış olduğu tahinleri neredeyse iki katı fiyatına satmıştır. Finlandiya'da bulunan ablasına dahi tahin göndermiştir. Müvekkil, tahin, helva gibi ürünleri göndermekten dolayı maddi manevi anlamlarda sarsılmıştır. Aykut *****N, teslim aldığı ürünlerin ücretlerini ise birçok kez zamanında ödememiştir. Aykut ********'ın fabrikaya halen 5.000,00TL dolaylarında borcu bulunmaktadır.
AYKUT *******, HER NE KADAR TİCARİ İLİŞKİLERDE FATIRA DÜZENLENMESİ GEREKTİĞİNİ, MÜVEKKİLİN İSE KENDİSİNE HELVA SATTIĞINI SÖYLEDİĞİNİ FAKAT BU HELVAALRIN SATIŞINI İSPATLAR NİTELİKTE FATURA GÖSTEREMEDİĞİNİ İDDA ETMİŞSE DE, GEREKÇELİ KARARDA DİNLENEN TANIK ********'IN BEYANI AYKUT *****'IN İDDİALARINI ÇÜRÜTMÜŞTÜR
TANIK EYYÜP ******* BEYANINDA; " Müştekiyi iş ilişkisi sebebiyle tanırım.
Birkaç kez çalıştığım firmaya da gelmişti. Kendisini sipariş üzerine ürün teslim ettiğim oldu. Onun
dışında tanımam. Tanıklık ücreti talep etmiyorum" dedi. Devamla; "Biz sattığımız ürün için
müştekiye fatura düzenlememiştik. Fiş ile işlem yapmıştık. Para alışverişine ilişkin bir bilgim
yoktur. Ben ürünleri teslim ettikten sonra para almadım. Ürünlerin miktarına ilişkin bir kayıt
tutulmaz, bu yüzden net bir şey söyleyemiyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur. Nitekim gerçekten de, Müvekkil de Aykut *****'a ailece kurdukları samimiyet dolayısıyla kolaylık sağlamış ve ödemeleri çoğu kez elden almıştır. Müvekkilin çalıştığı fabrikada, satış yerinden yapılan harcamalarda fatura düzenlenmemektedir. Post cihazı çıktısı olmaktadır. Eğer müşteri özellikle fatura isterse, fatura düzenlenmektedir. Aykut **** müvekkilden zaten kendisine ait bir vergi numarasının olmadığını beyan ederek faturasız şekilde, sadece fiş ile ürün satın almıştır. Müvekkil de satış yerinden Aykut ******'ın istediği ürünleri hazırlatarak, sanki nakit ödenmiş gibi post cihazından fiş almıştır. Gönderdiği ürünlerin üzerine de fişleri zımbalamıştır.
MÜVEKKİL, ESKİ EŞİ BURAK *******'IN SORUMSUZ BİR KİŞİLİK YAPISINA SAHİP OLMASI VE AİLECE KURDUKLARI SAMİMMİYETTEN DOLAYI AYKUT *****'DAN BİR ANNE OLARAK RİCADA BULUNABİLMİŞTİR. AYRICA MÜVEKKİL, ESKİ EŞİ İLE KAVGA EDEREK HASTANELİK OLDUĞU SIRA, AYKUT ******'IN KENDİ TERCİHİ İLE HASTANE MASRAFLARINI ÖDEMESİ SEBEBİYLE MÜVEKKİL, AYKUT *****'A HASTANE PARASINI ELDEN NAKİT ŞEKİLDE, TEŞEKKÜR EDEREK İADE ETMİŞTİR
Müvekkilin eski eşi ********* vurdumduymaz birisidir. Çocuklarla ve aile ekonomisiyle ilgilenmemektedir. Çocukların bakımı, eğitimi, hastalıklarının tedavisi, aile ekonomisinin kontrolü, harcamalar gibi birçok sorumluluk müvekkilin üzerindedir. Müvekkil ile *********'ın müşterek çocuğu, 6 yaşındaki ******** sık sık hastalanmaktadır. Hatta ********** iki kez havale geçirmiştir. Doktor EEG çekilmesini istemiştir. Ancak Burak ***********, iş yerinden izin alamayacağını belirterek kızları *******'ı doktora götürmemiştir. Müvekkil de çocuğu hasta olan bir anne olarak, aralarındaki samimiyete istinaden Aykut ****'dan yardım istemiştir. Aykut *******'da müvekkilin babasına ait arabayla müvekkili, *********'ı ve müvekkilin annesini de alarak Adana'daki Seyhan Başkent Hastanesine götürmüştür. Aykut *******'ın müvekkilim kızını doktora götürmesi konusunda müvekkilin rahatça ricada bulunabilmesinin sebebi, ailece kurulan samimiyet ve bu samimiyetin herkesçe biliniyor olmasıdır.
Müvekkil, eşiyle kavga ettiği bir zaman fenalaşarak hastanelik olmuştur. Müvekkilin eşi, müvekkile ne destek olarak hastaneye gitmesini sağlamış; ne de hastanede müvekkili ziyarete gelmiştir. Aykut ********, bir aile dostu olarak ve müvekkil ile eşinin kavgalarına sık sık şahit olan bir kimse olarak, hastaneye, müvekkilin yanına gelmiştir. Müvekkilin hastane giderlerini de kimsenin olmasından dolayı, yardım amaçlı kendi insiyatifiyle gerçekleştirmiştir. Ancak hastane çıkışında ödemenin Aykut *******tarafından gerçekleştirildiğini öğrenen müvekkil, kendisini toparlayınca ilk iş olarak Aykut *****'a teşekkür ederek hastane ücretini ödemiştir.
Müvekkilin, Aykut *****'ın iddia ettiği gibi eczaneden herhangi bir alışverişi olmamıştır. Bilakis, Aykut ******'ın eşi Fatma ****** yeni doğum yaptığı için müvekkilin tanıdığı eczaneden kampanyalı şekilde bebek mustela ürünleri satın almıştır.
MÜVEKKİLİN EVLİLİĞİNDE MÜVEKKİL, AYKUT ******'IN EVLİLİĞİNDE İSE AYKUT ŞAN, MASRAFLARI KARŞILAYAN, AİLE GİDERLERİNİ YÖNETEN KİŞİLER OLMUŞLARDIR. MÜVEKKİLİN BİR KADIN OLARAK, AYKUT ŞAN İLE MAHSUPLAŞMA İLİŞKİSİNİ YÖNETMESİ, MÜVEKKİLİN AYKUT ŞAN İLE DUYGUSAL İLİŞKİ YAŞADIĞINA KARİNE OLAMAZ
Aykut *****'ın kartından alışveriş yapan kişi müvekkil değil; bizzat Aykut ******'ın eşidir. Müvekkil, müvekkilin eşi B**************, cafe, restaurant gibi birçok mekana ailece birlikte gitmektedirler. Hesabı ise genellikle ********* ya da müvekkil ödemektedir. *********, kendi ailesinde harcamaları kontrol eden ve yöneten kimsedir. Müvekkil ise kendi ailesinde harcamaları yöneten ve kontrol eden bir kimse olmuştur. Bu sebeple ailece dışarıda gerçekleşen toplantı ve oturmalarda hesaplar ya müvekkil tarafından ya da ************ tarafından MAHSUPLAŞMA ilişkisi çerçevesinde karşılanmaktadır.
Müvekkil, eski eşi Burak **********, kızları *********** ve *********** ile eşi ve iki çocuğu, 2018 temmuz sonu ağustos başında birlikte tatile gitmişlerdir. Fatma *******, kartının mil kazanması için kendi kredi kartının kullanılmasını teklif etmiştir. Tatil ücreti bu sebeple Fatma ŞAN'ın elindeki kartla ödenmiştir. Müvekkil ise biletleri ETS turdan telekonferans yöntemi ile satın almıştır. Müvekkil daha sonra ise 9 eşit taksitle Fatma ŞAN'a borçlarını ödemiştir.
Müvekkilin eski eşi Burak ******** sorumsuz ve vurdumduymaz bir kimse olduğundan aile giderlerinin neredeyse tamamının sorumluluğu müvekkilimce üstlenilmiştir. Kartların birçoğu müvekkildedir. Bu sebeple Aykut ***** ile mahsuplaşmalar müvekkil tarafından gerçekleştirilmektedir. Türk aile yapısında, ailenin harcamalarından genellikle erkek sorumlu olsa da; müvekkilin ailesinde bu durum böyle olmamış; farklılık teşkil etmiştir. Aykut ***** ile alacak borç ilişkisini yürüten tarafın müvekkil olması sebebiyle, müvekkilin kadın olmasından ötürü Aykut ***** ile para alışverişlerinin duygusal ve cinsel ilişki kapsamında değerlendirilmesi düşünülemez. Burak *********'ın aile ekonomisinden uzak olması Aykut ******'ın iftira atmasına zemin oluşturmuştur.
Ailece yapılan dışarıdaki görüşmelerde mekanları, sosyal bir insan olması sebebiyle genellikle Aykut ******* seçmektedir. Aykut *******'ın neredeyse gittiği her yerde bir tanıdığı mutlaka olmaktadır. Bu sebeple hesapları genellikle Aykut ****** ödemektedir. Ancak müvekkil hiçbir zaman bunun altında kalmamış; nakit olarak Aykut *****'a, kendi ailesinin payına düşen kısım kadar ödemelerde bulunmuştur.
MÜVEKKİL, İYİ BİR FİRMADA GIDA MÜHENDİSİ OLARAK DOLGUN BİR ÜCRETE ÇALIŞAN BİR KADINDIR. ÖYLE Kİ MÜVEKKİL, AİLE BİRLİĞİ GİDERLERİNE DAHİ TEK BAŞINA KATLANMIŞ; KENDİ KOCASINA MİNNET ETMEMİŞTİR. MÜVEKKİLİN AYKUT ŞAN İLE BU TARZ ÇİRKİN BİR İLİŞKİ İÇİNDE OLARAK ONDAN MADDİ MENFAAT SAĞLAMAYA ÇALIŞMASININ KABULÜ MÜMKÜN DEĞİLDİR
Müvekkil, kurumsal bir firmada, gayet iyi bir ücretle çalışan gıda mühendisi bir kimsedir. Müvekkil, kendi evliliğinde dahi ekonomik giderleri üzerine alarak, eski eşinden dahi giderlere katılmasını talep etmeyecek kadar kendine güvenen, gururlu bir kimsedir. Müvekkil, kendi evliliğinde dahi giderleri üzerine almış ve kendi eşinden dahi bu hususta herhangi bir talebi olmamışken, daha sonra tanıdığı, eşinin lise arkadaşından kredi kartlarını alarak yarar sağlamaya yönelik fiilleri gerçekleştirmesinin düşünülmesi ve iddia edilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Müvekkilin bir kadın olarak evliliğinin devam ettiği süre içerisinde eşine dahi herhangi bir muhtaçlığı söz konusu olmamıştır.
AYKUT ******, TARSUS 4. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNDE GÖRÜLEN YARGILAMADA HER NE KADAR TARSUS'A GİTMEDİĞİNİ, BU SEBEPLE DE TARSUS'DA YAPILAN HARCAMALARIN MÜVEKKİL TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİNİ İDDİA ETSE DE, AYKUT ********'A AİT ARACIN HGS VE OGS KAYITLARI AKSİNİ SÖYLEMEKTEDİR
Aykut ******'ın eşi Fatma *******, yazın kayınvalidesinin yazlığına gitmektedir. Aykut *****'da bu yüzden yazları müvekkilin ve eşi*******'ın evine yemeğe gelmiştir. Aykut *********'ın müvekkilin evine her geldiğinde mutlaka evde müvekkilin eski eşi ********'da olmaktadır. 01 AAF 685 plakalı beyaz renkli Clio marka aracın HGS ve OGS kayıtlarından bu durum net olarak anlaşılmaktadır. Aykut *******, neredeyse haftanın dört günü Tarsus'ta bulunmuştur. *******, kartları bizzat kendisi kullanmıştır. Aykut *******, Tarsus'a gelmediğini iddia etse de aracın HGS ve OGS kayıtları aksini belirtmektedir. Adana ile Tarsus birbirine çok yakındır. Öyle ki arabayla yarım saatte; otobüsle ise 45 dk süreyle Adana'dan Tarsus'a ulaşabilmek mümkündür. Eş deyişle Aykut ******, türlü sebeplerle Tarsus'a sık sık gidip gelen, bu sebeple de kart harcamalarında, ATM'lerden para çekimlerinde bulunması normal karşılanması gereken bir kimsedir.
Aykut **********, Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkile yönelik çirkin iddialarını desteklemek için öyle bir beyanda bulunmuştur ki; sanki Aykut ******, ömründe bir kere dahi Tarsus'ta bulunmamış; önünden dahi geçmemiştir. Ancak Aykut *********, kaçak iddia işleri, müvekkil ve ailesini ziyaret etme, helva alımı gibi birçok sebeple sık sık Tarsus'a gidip gelmektedir. Aykut ********'ın iddiaları arasında müvekkilin, Aykut *******'ın kredi kartlarını tehdit yoluyla alarak yapmış olduğunu iddia ettiği hastane harcamaları da bulunmaktadır. Bu iddialar asılsız ve mesnetsizdir. Açıklamak gerekirse;
AYKUT ******, YARGILAMA KONUSU ÇİRKİN İDDİALARINI İLERİ SÜRMEK İÇİN MÜVEKKİL İLE ESKİ EŞİ ********'IN BOŞANMA DAVALARINI FIRSAT BİLMİŞTİR. AYKUT *******N, 2017 YILININ SONLARINDA BAŞLADIĞINI İDDA ETTİĞİ SUÇ HAKKINDA UZUN BİR ZAMAN SONRA YANİ, 2020 YILINDA ŞİKAYETÇİ OLMUŞTUR. MÜVEKKİLİN ESKİ EŞİ *********, MÜVEKKİLE KARŞI TEHDİT VE ŞANTAJ SUÇUNU İŞLEMİŞTİR. *********'DA ÇOCUKLUK ARKADAŞINA YARDIMCI OLMAK VE İNTİKAM ALMAK İÇİN İŞBU YARGILAMANIN BAŞLAMSINA SEBEP OLAN İDDİALARI ORTAYA ATMIŞTIR
Aykut ***********, gerek cafe, restaurant gibi mekanlardaki hesapları, gerekse de müvekkile yönelik hastane giderini kendi cüzdanından çıkarmış olduğu kartlarla gerçekleştirmiştir. Müvekkilin cebinde hiçbir zaman Aykut *****'a ait herhangi bir kart bulunmamıştır. Müvekkil ile eşi *********, evlilikleri boyunca sık sık tartışmalar yaşamışlardır. Ancak müvekkil, eşinden boşanmayı hiçbir zaman düşünmemiş; eşini her zaman sevmiştir. Müvekkil ile eşinin arasını *******'ın çirkin iddiaları bozmuştur. Bu çirkin iddialardan sonra dahi müvekkilin eşi **********, müvekkilin böyle bir şey yapmayacağını düşündüğünden olsa gerek, Aykut ******** ile görüşmeye devam etmiştir. Aldatıldığını düşünen bir eşin, eşinin kendisini aldattığı kişi ile görüşmeye devam etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.
Aykut *********, içten içe beslediği ve karşılık bulamayan hislerini, müvekkil ile ******** arasındaki boşanma davasından faydalanarak işbu ceza yargılaması kapsamında ve çirkin bir şekilde ortaya dökmüştür. Ayrıca Aykut *********, işbu ceza yargılaması neticesinde haksız bir maddi menfaat elde etmek amacıyla müvekkile iftira atmıştır. Müvekkilin, evi kendisinin geçindirmesi ve eşiyle boşanma davasının bulunması da Aykut *********'ın iftirasını ileri sürmesini kolaylaştırmıştır. Müvekkil ile Aykut ******** arasındaki ilişkiyi belgeler nitelikte ne bir ses kaydı, ne bir fotoğraf, ne de herhangi bir tanık bulunmamaktadır. Müvekkil, eski eşine karşı boşanma davası açmıştır. Müvekkil, eski eşi Burak ********* aleyhine olarak tehdit ve şantaj suçlarından suç duyurusunda bulunmuştur. Zira eski eş Burak **********, müvekkile hitaben; "İkinci evliliğin olduğu için sen susacaksın, susmazsan fabrikaya gelip çarşaf çarşaf her şeyini dökeceğim, ya bu parayı verirsin ya da her türlü pisliğe hazır ol." şeklinde çirkin beyanlarda bulunmuştur.
Müvekkil, 13/11/2019 tarihinde eski eşine boşanma davası açmış olup; 27/05/2020 tarihinde ise müvekkil, eski eşinden tehdit ve şantaj suçlarından ötürü şikayet dilekçesi hazırlamış ve işbu şikayet dilekçesini 03/08/2019 tarihinde suç duyurusu ile işleme koymuştur. Tarihler incelendiği zaman Aykut *******'ın, müvekkilin eski eşi ile boşanma ve soruşturma dosyasında taraf olarak yer almalarından sonra devreye girdiği ve işbu haksız ceza yargılamasının başlamasına sebep olduğu görülecektir. Müvekkilin eski eşi Burak *********, müvekkilden intikam almak amacıyla yakın arkadaşı *********'dan yardım istemiş ve işbu kurgusal iddialar ile yargı sistemi meşgul edilmiştir. Ancak, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir kuralından bir haber olan ***********, müvekkile karşı birden fazla haksız iddia öne sürse de; iddialarını ispatlar nitelikli tek bir delil dahi sunamamıştır. Aykut ********, halen müvekkilin çalışmış olduğu fabrikaya 5.000,00TL tutarlarında borçludur. Zaten borçlarından dolayı da müvekkile elden para ile aldığı ürünlerin ödemesini gerçekleştirmiştir. Ekonomik durumu iyi olmayan, borç içinde yüzen bir kişinin, müvekkile 200.000,00TL tutarlarında para vermiş olması mümkün değildir. Sayın Mahkemenizce de bilindiği üzere,
TARSUS 4. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ, AYKUT *******'IN HAKSIZ İDDİALARI SEBEBİYLE MÜVEKKİL HAKKINDA TCK M.245 UYARINCA KOVUŞTURMA YAPMIŞ; ANCAK İŞBU YARGILAMA NETİCESİNDE BERAAT KARARI VERMİŞTİR. ZİRA İLGİLİ SUÇUN MADDİ UNSURLARINDAN OLAN "BAŞKASINA AİT KREDİ VEYA BANKA KARTINI ELE GEÇİRME VEYA ELİNDE BULUNDURMA" ŞEKLİNDEKİ UNSUR GERÇEKLEŞMEMİŞTİR. AİLECE, HATIR VE MAHSUPLAŞMA İLİŞKİSİ KAPSAMINDA YAPILAN HER HARCAMA, AYKUT ŞAN VE MÜVEKKİLİN AYRI AYRI OLARAK KENDİ CÜZDANLARINDAN ÇIKARDIKLARI KARTLARLA GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
Madde 245 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/27 md.)
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 245. Maddesi uyarınca, 1. Fıkrada başkasına ait bir banka veya kredi kartının her ne suretle olursa olsun ele geçirilmesi veya elde bulundurulması yoluyla bu kartların sahibinin rızası olmaksızın kullanılması ile kendisine veya başkalarına yarar sağlama fiilleri yaptırıma bağlanmıştır. Kanun maddesinin 2. Ve 3. Fıkralarında ise sırasıyla, sahte banka veya kredi kartı üretmek, satmak, devretmek, satın almak, kabul etmek ve sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartının kullanılması suretiyle kendine veya başkalarına yarar sağlamış olma fiilleri yaptırıma bağlanmıştır. Aykut ŞAN adına sahte herhangi bir kredi kartı veya banka kartı zaten mevcut değildir. Haksız şekilde iddia edilmiş olan, müvekkilin eylemine uyan yalnızca kanun maddesinin 1. Fıkrasıdır. Ancak müvekkil, hiçbir zaman Aykut ŞAN'a a,t herhangi bir kredi kartı veya banka kartını ELİNDE BULUNDURMADIĞINDAN dolayı suçun maddi ve manevi unsurları eksik kalmıştır. Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinin yapmış olduğu kovuşturma neticesinde zaten müvekkil hakkında BERAAT kararı verilmesi uygun görülmüştür.
HUKUKİ NEDENLER : TCK, CMK, HMK ve yasal sair tüm mevzuat
HUKUKİ DELİLLER : Tarsus 4. Asliye Ceza Mahkemesinin yukarıda numarası belirtili olan dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yasal sair tüm deliller
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce re'sen gözetilecek nedenlerle,
İstinaf talebinin reddine karar verilmesini,
Yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini,
Saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. 27/11/2023
SANIK MÜDAFİ
Av. Gizem Gül UZUN