• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

Araç Değer Kaybı Tazminatı Davası Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği

ANKARA 21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

DOSYA NO            : 2023/*** E.

CEVAP VEREN

DAVACI                 E******** U***

VEKİLİ                 Av. Gizem Gül UZUN

KONU                    Cevaba cevap dilekçemizin sunulmasından ibarettir.

AÇIKLAMALAR:

Davalı sigorta şirketi sunduğu cevap dilekçesinde; Sayın Mahkemenizin yetki bakımından yetkisiz mahkeme olduğunu, huzurdaki davanın dava şartı eksikliği nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, somut olaydaki kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, manevi tazminat miktarlarının aşırı yüksek ve kabul edilemez olduğunu, müvekkil sürücünün kaza esnasında kemerinin takılı olmadığını iddia etmiştir. Ancak davalı sigorta şirketi kanımızca dava dilekçesini okumamıştır. Davalı sigorta şirketi, dava dilekçesinde sunduğumuz delil ve beyanlarımıza karşı bambaşka cevaplar vermiş, farklı bir olaydan bahsetmiştir. DAVALI SİGORTA ŞİRKETİNİ DAVA DİLEKÇESİNİ VE EKLERİNİ İNCELEMEYE DAVET EDİYORUZ. Bu ve dilekçede açıklanan diğer nedenlerle davalı sigorta şirketinin sunduğu cevap dilekçesindeki bütün iddialar mesnetsiz ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki;

1- YETKİSİZLİK İDDİALARINA KARŞI BEYANLARIMIZ:

Davalı sigorta şirketi, her ne kadar Sayın Mahkemenizin yetkisiz olduğunu iddia etmişse de Sayın Mahkemeniz kanun gereği yetkili mahkemedir. Şöyle ki;

Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları

Madde 16- Motorlu araç kazalarından dolayı hukuk sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.

Kanun hükmünden açıkça görülebileceği üzere motorlu araç kazalarından dolayı hukuk sorumluluğuna ilişkin davalar sigortacının şubesinde de açılabilmektedir. ****** Sigorta A.Ş. her ne kadar İstanbul menşeili bir şirket olsa da; Ankara'da davalı sigorta şirketinin Bölge Müdürlüğü bulunmaktadır. İşbu sebeple, davanın Ankara'da açılmış olması yetki bakımından bir usulsüzlük teşkil etmemektedir.

Ancak;

Kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte Sayın Mahkemeniz aksi kanaatteyse davanın reddedilmemesini, davanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ederiz. Nitekim davanın yetki bakımından reddedilmesi açıkça Anayasa ve HMK hükümlerine aykırıdır. Sayın Mahkemeniz eğer yetki bakımından usulsüzlük olduğu kanaatindeyse yetkisizlik kararı vermeli ve davayı talebimiz üzerine yetkili mahkemeye göndermelidir.

ANAYASA

MADDE 141-Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.

HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU

MADDE 20- Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan
birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir.

2- DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞU SEBEBİYLE REDDEDİLMESİ GEREKTİĞİ İDDİARINA KARŞI BEYANLARIMIZ:

Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde; davacının yakınlarını kaybettiğinden ötürü oluşan elem ve üzüntüsünü gidermek için manevi tazminat talep ettiğini, manevi tazminat talebinin değerlendirilebilmesi için öncelikle Savcılık Soruşturma sürecinin tamamlanması gerektiğini iddia etmiştir.

Ancak davalı sigorta şirketi bahsettiğimiz üzere dava dilekçesini okumamış ve kanımızca şablon dilekçe göndermiştir. Somut olayımızda herhangi bir suç duyurusu bulunmamaktadır. Dolayısıyla Savcılık Soruşturma dosyası da bulunmamaktadır. Ayrıca somut olayımızdaki trafik kazasında can kaybı yaşanmamış, araç içerisinde kimsenin burnu dahi kanamamıştır. Manevi tazminat talebimiz müvekkilin yakınlarını kaybettiğinden dolayı değil kaza sonucu araç içerisindeki herkesin psikolojisinin bozulmasından ötürüdür.

Davalı sigorta şirketinin iddia ettiğinin aksine somut olayımızda herhangi bir dava şartı yokluğu bulunmamaktadır. Tarafımızca süresi içerisinde sigorta şirketine başvuru yapılmış, herhangi bir cevap alınamamış daha sonrasında işbu dava açılmıştır.

3- SORUMLULUK İDDİALARINA KARŞI BEYANLARIMIZ:

Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde; kaza tespit tutanağının dosyaya sunulmadığını, kazada kusursuz olunması halinde, davacının tazminat talepleri bakımından müvekkil şirketin sorumlu olmayacağını, somut olaydaki kusur oranlarının Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumu'nca tekrar tespitinin gerektiğini iddia etmiştir.

Ancak davalı sigorta şirketi dava dilekçesini okumadığı gibi dilekçe eklerine bakmaya da tenezzül etmemiştir. Kaza tespit tutanağı dava dilekçesi ile birlikte Sayın Mahkemenize sunulmuştur. Ayrıca davalı sigorta şirketinin paylaştığı Yargıtay kararının dahi somut olayımızla hiçbir alakası bulunmamaktadır.

Trafik kazasının oluşuna, kaza tespit tutanağına, ekspertiz raporuna ve tarafların beyanlarına bakıldığında davalı sürücü R***** T*****'in %100 kusurlu olduğu açıkça ortadadır. Nitekim kaza tespit tutanağında davalı sürücü R***** T***** , sürücü görüşleri kısmında ' ' M * * * * ilçesine girecekken * * * * * * * * kavşağına geldiğimde aracı göremedim, sürdüm ve * * * * * * * * plakalı araca yandan çarptım'' şeklinde yazılı beyanda bulunmuştur. Açıkça görüleceği üzere davalı sürücü kavşak ihlali yapmış, müvekkilin aracına YANDAN çarpmıştır. Sayın Mahkemenizce de bilineceği üzere; trafik kazalarında yandan vurulan araca hiçbir şekilde kusur yüklenemez. Davalı sürücü R***** T*****, eldeki bütün olgulara, kazanın oluşatına göre %100 KUSURLUDUR.

4- MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZİN FAHİŞ VE KABUL EDİLEMEZ OLDUĞU İDDİALARI HAKKINDA:

Davalı sigorta şirketi, talep ettiğimiz manevi tazminat miktarının 150.000,00 TL olduğunu, bu rakamın fahiş bir miktar olduğunu, sigortalı davalı sürücünün kusur oranının az olduğunu, asıl kusurun işverende olduğunu, ayrıca müvekkilin maddi tazminat alacağını, müvekkilin asıl zararının ZMMS sigortasından karşılanacağını iddia etmiştir.

Öncelikle dava konusu manevi tazminat talebimiz 150.000,00 TL değil 10.000,00 TL'dir. Ayrıca davalı sigorta şirketi manevi tazminat ile maddi tazminatın birbiri ile uyuştuğunu, oluşan zararların birbirlerini örteceğini iddia etmektedir. Sayın Mahkemenizce de bilinecektir ki maddi tazminat aracın gördüğü hasarın onarımı, aracın değer kaybı için istenmektedir. Manevi tazminat taleplerimizin sebepleri ise dava dilekçemizde açıkça ortaya konmuştur. Araçta bulunan küçüğün, kaza sonrası yaşadığı tramva MADDİ TAZMİNAT ile karşılanamaz. ZMMS sigortasından karşılanan bütün tazminatlar aracın hasarı adınadır.

SOMUT TRAFİK KAZASINDA ÖLEN VEYAHUT YARALANAN KİMSE BULUNMAMAKTADIR.

5- DAVALI SİGORTA ŞİRKETİNİN DAVA TARİHİNDEN İTİBAREN YASAL FAİZLE SORUMLU OLACAĞI İDDİALARINA KARŞI BEYANLARIMIZ:

Davalı sigorta şirketi, tarafımızın sigorta şirketi başvurusunda usulsüzlük bulunduğunu, sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini ve bu sebeple davalı sigorta şirketinin dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizle sorumlu olacağını iddia etmiştir.

Ancak davalı sigorta şirketinin iddia ettiğinin aksine başvuru tarafımızca bütün belgelerle eksiksiz şekilde yapılmıştır. Davalı sigorta şirketi, tarafımızca yapılan başvuruya hiçbir şekilde cevap vermemiştir.

KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU

Madde 100 – Bu Kanunun sorumluluğun kaldırılması veya tazminatın azaltılmasına ilişkin 95 inci maddesi, doğrudan doğruya talep ve dava hakkına ilişkin 97 nci maddesi ve zamanaşımına ilişkin 109 uncu maddesi ihtiyari mali sorumluluk sigortasında da uygulanır.

KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU

Madde 97 – Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya

verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.

Trafik sigortasının rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda sigorta şirketi zarar görene bir ödeme yapmazsa temerrüt durumu gerçekleşmiş olacaktır. Dolayısıyla sigortacının temerrüde düşmesi ve bunun sonucunda faizden sorumlu tutulabilmesi için, kendisine yapılan usulüne uygun başvuruya rağmen sekiz iş günü içerisinde ödeme yapmamış olması gerekmektedir. Somut olayımızda davalı sigorta şirketinin faiz sorumluluğu dava tarihi ile değil, tarafımızca yapılan başvuruya hiçbir yanıt verilmeyen 8. günün sonunda başlamış bulunmaktadır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2017/3489 K. 2018/10044 T. 5.11.2018

“Davalı ... şirketleri, davacılar murisinin öldüğü kazayı yapan araçların trafik sigortacısı olup, 2918 Sayılı KTK’nun 99/1. maddesiyle ... Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; davacılar vekili tarafından, poliçe kapsamında ödeme yapılması için her iki davalı ... şirketine de başvurulduğu, ... tarafından başvuruya cevap verilmediği ve ... Sigorta tarafından ise kısmi ödeme yapıldığının iddia edildiği; davacı yanın başvurusu üzerine davalılar nezdinde açılan hasar dosyalarının dosya kapsamında bulunmadığı; davalıların temerrüt tarihleri bakımından yeterli araştırma yapılmadan, dava tarihinde itibaren faize karar verildiği görülmektedir. Açıklanan sebeplerle mahkemece; davalılar nezdinde açılan hasar dosyalarının tamamının getirtilip davacı yanın başvuru tarihinin net biçimde saptanması; başvuruyu takip eden 8. işgününün sonu itibariyle, dava dilekçesine konu edilen kısım yönünden, davalıların temerrüde düştüklerinin kabulüyle bu tarihten faize karar verilmesi; ıslaha konu edilen kısım yönünden ise, davacı yanın ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi de hatalı olmuştur.”

HUKUKİ SEBEPLER : KTK, TTK, TBK, TMK, HMK, Sigortacılık Kanunu ve ilgili mevzuat

HUKUKİ DELİLLER : ** ** **** plaka numaralı araca ait ruhsat bilgisi, sürücü belgeleri, sigorta poliçeleri, kazaya ilişkin fotoğraflar, ekspertiz raporu, kimlik fotokopileri, **.**.**** tarihli kaza tespit tutanağı, tanık, bilirkişi, yemin ve sair her türlü delil

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı haklı davamızın kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ihtiyati haciz talebinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, müvekkilimiz adına saygıyla arz ve talep ederiz. **.**.20**

DAVACI VEKİLİ

AV. GİZEM GÜL UZUN

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com