• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

VELAYET DEĞİŞİKLİĞİ DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

                    GİZEM UZUN HUKUK VE DANIŞMANLIK BÜROSU

                     SAHABİYE MAH. TEOMAN SOK. AVUKATLAR

                          İŞ HANI BİNA NO:9 KAT:5 DAİRE NO:501

                                           KOCASİNAN/KAYSERİ

 

 

                                KAYSERİ AİLE MAHKEMESİNE

 

 

                                                                 ARA KARAR KURULMASI TALEPLİDİR.

 

 

DAVACI :

 

VEKİLİ : Av. Gizem Gül Uzun

 

DAVALI : 

 

KONU : VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ ve iştirak nafakasının  

                                            kaldırılması talepli dava dilekçemizdir.

 

 

AÇIKLAMALAR :

 

Müvekkilimiz ile davalı, Tokat Aile Mahkemesi 2022/*** Esas sayılı dosya ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Taraflar arasında anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanmış ve müvekkilimiz boşanma sürecinde oldukça medeni davranmış, çocukları anne sevgisinden mahrum etmemek maksadıyla müşterek çocuklar Hasan ****, **** ve Alperen ******'nın velayeti davalı ********r'e verilmiştir. Ancak müvekkilin boşandığı günden itibaren yaşadıkları, gördükleri müvekkile öz annenin dahi çocuğuna neler yapabileceği hususunu acı bir şekilde göstermiştir. Çocukların velayetinin davalıdan alınarak MÜVEKKİL BABAYA verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;

 

1.DAVALI KADIN, TARAFLARIN EVLİLİĞİ DEVAM EDERKEN DAHİ ÇOCUKLARIN HİÇBİR SORUMLULUĞUNU ALMAMIŞ VE ÇOCUKLARA HER DAİM HIRÇIN VE AGRESİF BİR ANNE OLMUŞTUR.

 

Müşterek çocuklardan ********* ve Ela ********'yı müvekkilin annesi yani çocukların babaanneleri büyütmüştür. Zira davalı anne, çalışan bir kadındır. Taraflar da ortak iradeleriyle ve fikirleriyle kendileri işteyken çocuklara babaannelerinin bakması gerektiği hususuna kanaat getirmişlerdir. Ancak davalı anne, çocuklara bu süreçte oldukça ilgisiz ve alakasız davranmıştır. Hayatın olağan akışında çoğu çocuğun en sevdiği kişi annesi veyahut babası olurken müşterek çocuklardan Ela'nın hayatta en sevdiği kişi babaannesi olmuştur. Çünkü babaanne, çocuğa en çok ilgi, sevgi alakası gösteren kişi olmuştur. Çocuklar da kim tarafından sevildiğini yetişkinlerden dahi iyi bilmektedir.

 

Taraflar boşanana kadarki süreçte çocukların tüm bakım ve gözetimiyle babaanne ilgilenmiştir. Tarafların evlilik birliği devam ederken ise düzenli olarak çocuklar pazar akşamı babaanneye bırakılmış ve cuma gününe kadar babaanneleriyle kalmışlardır. Davalı anne, çocuklar doğduğu günden bu yana sorumluluk almamaya alışmıştır. Ancak ne yazık ki davalı annenin sorumsuz tutumları şu an da devam etmektedir. Çünkü davalı anne, evlilik birliği devam ederken de sorumluluk almamış, tüm sorumluluğu eşine ve eşinin annesine yüklemiştir. Davalı anne, sorumluluk almadan yaşamayı kendisine alışkanlık haline getirmiştir.

 

Kısaca burada izah etmek istediğimiz husus, davalı kadının hayatın hiçbir noktasında sorumluluk almak istemeyen kişilik yapısına sahip olmasıdır. Davalı kadın, evlilik birliği devam ederken dahi çocuklarla doğru düzgün ilgilenmemiştir. Şu an ise davalı kadının yanında kendisine ufak bir şekilde dahi olsa yardım edecek kimse olmadığından evin ve çocukların sorumluluğunu kaldıramamaktadır. Sorumluluk alma hissi ve fikri dahi davalı kadını hırçınlaştırmakta ve davalı kadın tüm hırsını çocuklardan almaktadır. Davalı kadının şu an çocuklara uyguladığı şiddetin her türünün sebebi davalı kadının sorumsuz ve bilinçsiz yapısından kaynaklanmaktadır.

 

2.DAVALI KADIN, MÜŞTEREK ÇOCUKLARA FİZİKSEL, PSİKOLOJİK, EKONOMİK ŞİDDET UYGULAMAKTADIR. DAVALI KADIN, ÖZ VE ÖZ ÇOCUKLARINI DARP ETMİŞTİR.

 

Davalı kadın, tarafların evlilik birliği devam ederken kendi kafasına buyruk bir şekilde Tokat'a çocukları da alıp yerleşmiştir. Çaresiz müvekkil de davalı kadının Tokat'ta mutlu olabileceği fikriyle davalı kadının memleketi olan Tokat'a yerleşmiştir. Ancak müvekkil daha sonrasında davalı kadının yeryüzünün neresinde yaşarsa yaşasın mutlu olamayacağını anlamış ve davalı kadının eylemleri kendisine hayatı zindan haline getirince boşanmaya karar vermiştir.

 

Müvekkilimiz Kayseri'de yaşamakta, davalı kadın ise çocuklarla birlikte Tokat'ta yaşamaktadır. Farklı şehirlerde yaşam sürülmesinden ötürü müvekkilimiz sevgi dolu bir baba olarak çocuklarla düzenli olarak WhatsApp üzerinden görüntülü olarak görüşmektedir. Müvekkilimiz her geçen gün çocukların ruh sağlığından, psikolojik gelişiminden hatta ve hatta canından endişe eder hale gelmiştir. Müşterek çocuklar her fırsatta anneleriyle yaşamak istemediklerini babalarının yanına gitmek istediklerini beyan etmişlerdir.

 

Müvekkilimiz ile müşterek çocuk **************'nın WhatsApp üzerinden görüntülü görüşme yaptığı 4.12.2022 tarihinde çocuk, annesinin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını anlatmıştır. Müşterek çocuk bu tartışmada ''Baba ben buradan kurtar!'' demiş ve davalı anne de cevaben ''Gideceksen git defol, seninle mi uğraşacağım'' demiştir. Müşterek çocuk, canına tak edince kendisine ve kardeşlerine neler yapıldığını açıkça anlatmıştır. Bu olay müvekkil için bardağı taşıran son damla olmuş ve müvekkil derin bir acıyla bu davayı açmak zorunda kalmıştır.

 

Müvekkilimiz, müşterek çocuk ile görüşme esnasında ÇOCUĞUN BOYNUNDA, ENSESİNDE MORLUKLAR olduğunu fark etmiştir. Bunun üzerine çocuğa morlukların sebebini sormuştur. Müşterek çocuk ise yaşadığı şiddeti müvekkile anlatmıştır. Davalı anne müşterek çocukların üzerinde öyle bir baskı kurmuştur ki çocuk yaşadığı olayı anlatırken "dövmek değil de vuruyordu" şeklinde beyanda bulunmuştur. Bir ANNENİN ÖZ ÇOCUKLARINI DARP ETMESİNİN NE KADAR ACI BİR HUSUS OLDUĞUNU SAYIN MAHKEMENİZİN TAKDİRİNE BIRAKIYORUZ.(Video kaydı ve fotoğraflar ekte sunulmuştur.) 

 

Yine ekte sunmuş olduğumuz ses kaydında müşterek çocuk, annesi tarafından maruz kaldığı başka bir şiddet olayını acı bir şekilde dile getirmiştir. Müşterek çocuk yüzündeki çizikleri anlatırken "Annem kızıyordu ya baba, o zaman çizildi" şeklinde beyanda bulunmuştur. Ses kaydı dinlendiği zaman çocuğun sesindeki tedirginlik aşikar şekilde anlaşılacaktır. Müvekkilimiz bu ses kaydını işlenmekte olan bir suçun ispatı için aniden ve plansız şekilde almıştır. Çocuk ses kaydında özgürce kendi iradesini yansıtmıştır. Daha sonrasında ise çocuk"koluma vurdu da o zaman belki yüzüme yüzüme de çarpmıştır" şeklinde yaşadıklarını anlatmıştır. Müvekkilin "Çok mu vurdu ki?" şeklindeki sorusuna istinaden ise müşterek çocuk "çok derken baba hızlı mı yoksa fazla mı" şeklinde soru sormuş, daha sonrasında ise "birkaç kere biraz hızlı vurdu" demiştir. Müvekkil çaresizlik içerisinde çocuğunu teselli etmiş ve üzülmemesini, kafasına takmamasını söylemiştir.

 

3.DAVALI KADININ HİÇBİR EYLEMİ VEYAHUT SÖZÜ TEDİP HAKKI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMEMELİDİR.

 

Tedip hakkı, çocuk üzerinde hakimiyeti bulunan ana, baba, öğretmen gibi kimselerin çocuğu disipline etmek ve uslandırmak amacıyla yapmış olduğu davranışlardır. Ancak somut olayda davalı annenin yaptığı eylemler tedip hakkının kapsamını aşmaktadır. Zira disiplin yetkisinin kötüye kullanılması ile kasten yaralama, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları arasında ince bir çizgi bulunmaktadır. Davalı anne bu çizgiyi aşmış ve çocukları basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde yaralamıştır.

 

Yargıtay güncel kararlarında tedip hakkının kapsamını aşan davranışları; hakareti, yaralamayı suç olarak görmüştür. Çocuğa karşı kötü muamele veyahut kasten yaralama suçlarının oluşmasına sebebiyet verecek durumlardır.

 

 

4.DAVALI ANNENİN RUH SAĞLIĞININ İYİ OLMADIĞINI DÜŞÜNMEKLE BİRLİKTE DAVALI ANNENİN KESİNLİKLE ÖFKE KONTROL PROBLEMİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMEKTEYİZ.

 

Davalı annenin ileri düzeyde öfke kontrol problemi olduğunu düşünmekteyiz. Zira davalı anne, sinirlendiği bir gün müşterek çocuklardan Hasan'ın telefonunu vurmuş, kırmış ve parçalamıştır. Ayrıca davalı anne, müşterek çocukların okuldan geldiklerinde dahi bir an olsun dinlenmelerine müsaade etmemiştir. Çocuklar okuldan geldiklerinde sadece ve sadece bir saat dinlendikleri için çocuklara bağırmıştır. Tüm bunların ötesinde davalı anne, çocuklara fiziksel şiddet uygulayarak çocukları darp etmiştir. TARAFIMIZCA DAVALI ANNE ALEYHİNDE ÇOCUĞA KARŞI KÖTÜ MUALEME ve KASTEN YARALAMA SUÇLARINDAN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA DELİLLER İLE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULMUŞTUR.

 

Davalı anne, çocuğa karşı çocuk gibi davranamamış ve çocuktan adeta yetiştin tavrı ve yetişkin sorumluluğu beklemiştir. En büyük çocuğa baba figürü yüklemiş ve en büyük çocuğun evin bütün dışarı işlerini yapmasını beklemiş ve keza yaptırmıştır. Müşterek çocuk Hasan'ın küçük kardeşinin bisikletini tamir ettirmesini beklemiş ve çocuğu dışarı gönderirken kendisi evde dinlenmiştir. Bilahare müşterek çocuk Hasan'a baba figürü yüklenerek çocuktan evin erkeği gibi evin dışarı işlerini yapması beklenmiştir.

 

5.DAVALI KADININ SORUMSUZ TAVIRLARI VE DAVRANIŞLARI YÜZÜNDEN MÜŞTEREK ÇOCUK HASAN, BURSLULUK SINAVINA DAHİ GEÇ KALMIŞTIR.

 

Davalı anne çocuklara her zaman ilgisiz davranmış, hiçbir sorumluluğu üzerine almamış, evlilik birliği içerisinde tüm sorumluluğu müvekkilimiz üstlenmiştir. Davalı anne kendi kusuruyla biten evlilikten sonra yine sorumluluk almak istememekte, çocuklarla ilgilenmemektedir. Hayata karşı olan tüm hıncını ve öfkesini müşterek çocuklardan almaktadır. Zira, müvekkil birkaç kez müşterek çocuklara ne yediniz şeklinde soru sorduğunda müşterek çocuklar "BİM'den tavuk dürüm aldıklarını ve onu yediklerini" beyan etmişlerdir. Müvekkil çocukların yeterli beslendiğinden dahi endişe etmektedir. Hatta ve hatta müşterek çocuk Hasan Alptuğ Kaya bursluluk sınavına gireceği gün davalı anne işten izin almamış ve çocuğu okula götürmemiştir. Çocuk böylesine önemli bir sınava geç kalmıştır. Müşterek çocuğun okul arkadaşının annesi arabayla yolda çocukla karşılaşmış ve çocuğu götürmüştür. Bu olay neticesinde çocuğun psikolojisi iyiden iyiye bozulmuş, kendi babasının yanında neden olmadığını düşünmüştür. Zira, bu yaştaki bir çocuğun durumu ne kadar içselleştirebileceği ve kendisini diğer çocuklarla kıyaslayıp eksik hissedeceği sarih bir şekilde ortadır.

 

6.MÜŞTEREK ÇOCUKLAR, MÜVEKKİL BABA İLE GÖRÜŞTÜKLERİ ZAMAN BABADAN HİÇBİR ZAMAN AYRILMAK İSTEMEDİKLERİNİ AÇIKÇA DİLE GETİRMİŞLERDİR.

 

En küçük çocuk Alperen, okulda bir gün BEN BABAMI İSTİYORUM, HİÇBİRİNİZİ İSTEMİYORUM! diyerek ağlamaya başlamıştır. Müvekkilimiz, çocuğun bu halinden haberdar olur olmaz Tokat'a müşterek çocuğun okuluna gitmiş ve çocuğunun yanında olmaya çalışmıştır. Müvekkil çocukları için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır, hayatını çocuklarına adamış bir babadır. Davalı anne ve müşterek çocuklar Tokat'ta yaşamalarına karşın müşterek çocuklar Tokat'ta birçok yere müvekkil ile birlikte gitmişlerdir. Davalı anne ise çocuklara adeta hapis hayatı yaşatmaktadır. Çocukların davalı annenin yanında hiçbir sosyal aktivitesi bulunmamaktadır.

 

Müvekkil, yaz ayında okullar kapanınca müşterek çocukları alıp Kayseri'ye gelmiştir ancak müşterek çocuklar Kayseri'ye geldikten sonra tekrar annelerinin yanına dönmek istememişler, babalarına bizi annemize götürüyorsun diye trip atmışlardır. Müvekkil yine de müşterek çocuklara o sizin anneniz diyerek annelerinden ayırmak istememiştir ancak davalı anne müvekkilin tüm iyi niyetini suistimal etmiştir.

 

Müşterek çocuk Ela ile müvekkil ne zaman görüşse müşterek çocuk müvekkile "baba tatile kaç gün kaldı" şeklinde beyanda bulunmuştur. Müşterek çocukların tek istediği Kayseri'ye babalarının yanına gelmektir.

 

7.ÇOCUĞU ÇOCUĞUN BÜYÜTTÜĞÜ DÜZEN ÇOCUĞUN ÜSTÜN MENFAATİNE AYKIRIDIR.

 

Hayatın olağan akışında çocukların sorumluluğunu ebeveynleri almaktadır. Ancak somut olayda küçük çocuğu adeta büyük çocuk büyütmektedir. Çocuk, çocuktur ve çocukluğunu yaşamalıdır. Küçük yaştaki çocuğa bir çocuğun sorumluğunun verilmesinin ne kadar acı bir husus olduğunu Sayın Mahkemenizin takdirine bırakıyoruz.

 

Müşterek çocuk Ela, okula abisi yani yine çocuk Hasan tarafından götürülüp getirilmektedir. Yaşadıkları ev ile okul arasındaki mesafe yakın olmasına rağmen davalı anne çocukları okula bırakmaktan bile imtina etmektedir. Müvekkilin çalıştığı sürede, bakımları velayetin anneye verilmesinden önceki süreçte olduğu gibi babaanneleri tarafından sağlanacak olup, baskı altında kalmadan kişisel gelişimlerini tamamlamaları ve sevgi ortamında büyümeleri sağlanacaktır. Ayrıca müşterek çocuklar Ela ve Alperen davacı müvekkil öğretmen olduğundan okula babaları ile beraber gidebileceklerdir.

 

TÜRK MEDENİ KANUNU GEREĞİ ÇOCUĞUN VELAYETİ DÜZENLENİRKEN ÇOCUĞUN ÜSTÜN MENFAATİ ESAS ALINMALIDIR.

 

Türk Medeni Kanunu gereği çocuğun velayeti düzenlenirken çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararlarının esas tutulması gerekmektedir. Yargıtay da birçok kararında velayetin düzenlemesinde çocuğun yararını esas almıştır. Yukarıda açıklamış olduğumuz ve mahkemenin takdirinde olan sebeplerden dolayı müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesi çocukların huzuru, kişisel gelişimi açısından yararlı olup sevgi ve şefkat ortamında yetişmesi sağlanacaktır.

 

Somut olayda çocukların, davalı anne yanında kalması çocuğun üstün menfaatine aykırıdır. Çocuklar, ebeveyn ilgisi şefkati görmesi gereken çağda iken, annelerinin çocuklarını ihmal etmesi, çocuklarının annelerinin baskı ve şiddetine  maruz kalması nedeniyle, diğer akranlarına göre daha pasif ve içine kapanık yetişmektedir. Bu durum çocuğun ileriki dönemlerde sosyal yaşamını olumsuz etkileyecektir. Bizzat müşterek çocukların ifadelerinden de açıkça anlaşıldığı üzere, davalı anne müşterek çocuklara gereken ilgiyi ve sevgiyi göstermemektedir.

 

Ayrıca müvekkilimiz öğretmendir. Müvekkilimizin velayet hakkına sahip olması halinde çocuklar, babaları ile okula rahatça gidip gelebileceklerdir. Çocuklar babalarının yanında huzur içinde yaşayacaklar ve güvende olacaklardır. Davalı anne, infaz koruma memuru olmasından ötürü VARDİYA sisteminde çalışmaktadır. Çocuklar, davalı gece de çalıştığı için evde yalnız başına kalmaktadır. Davalının hem mesleği hem karakteri ve mizacı çocuk yetiştirmeye uygun değildir.

 

SAYIN MAHKEMENİZDEN GEÇİCİ VELAYETLE İLGİLİ İVEDİLİKLE ARA KARAR KURULMASINI TALEP EDERİZ.

 

Davalı anne, çocuklarını sürekli surette darp etmektedir. Yine davalı anne, çocuklara ilgi ve şefkat göstermemektedir. Çocuklar babalarıyla kalmak istediklerini açıkça dile getirmişlerdir. Davalı anne, çocukları madden ve manen yoksun şekilde yetiştirmektedir. Davalı anne, İNFAZ KORUMA MEMURUDUR. Gelir durumu oldukça iyi olmasına karşın çocuğunu okula yırtık ayakkabıyla gönderen davalı anne, ceza evindeki diktatör tavrı ve tutumu evde de sergilemeye çalışmıştır.

 

Müvekkil işbu dava sebebiyle ve dava sürecinde müşterek çocukların şiddete maruz kalacağından ve anneleri tarafından çocuklara baskı yapılacağından endişe duymaktadır. Normal hayatta dahi çocuklarını durduk yere darp eden davalı annenin, işbu davadan haberdar olunca çocukları darp edeceğinden eminiz. İşbu sebeple geçici velayetle ilgili ara karar kurulmasını talep ederiz.

 

GEÇİCİ VELAYETİN MÜVEKKİL BABAYA VERİLMESİ HALİNDE ÇOCUKLARA ÖDENEN İŞTİRAK NAFAKASININ KALDIRILMASINI TALEP EDERİZ.

 

Müvekkilimiz çocuklar için 2.250,00 TL iştirak nafakası ödemektedir. Ancak müvekkilimiz mahkemenin hükmetmiş olduğu nafaka dışında çocukların her türlü ihtiyacını karşılamaya çalışmaktadır. Davalı anne çocukları yırtık ayakkabıyla okula göndermiş, mont dahi almamıştır. Çocuklar ihtiyaçlarının giderilmesini istediğinde ise "ben alamam babanız alsın" şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı anne çocuklarıyla ilgilenmeyip  çocukların velayetinin müvekkile verilmesi ile çocuklar davacı babanın yanında kalacağından, iştirak nafakasının kaldırılması gerekmektedir. Çocuklarının tüm ihtiyaçlarını bizzat kendisi karşılayan davacı müvekkil, öğretmen olarak çalışmakta olup gelir durumu çocuklarını refah içinde yaşatacak düzeydedir. Müvekkil tüm ilgi ve sevgisini müşterek çocuklarına vererek, iyi bir gelecek sunma gayesindedir.

 

Yukarıda izah edilen nedenlerle, müşterek çocuklar Hasan Alptuğ Kaya, Ela Kaya ve Alperen Kaya'nın davalı annede olan velayetinin değiştirilerek babaya verilebilmesi için dava açılması zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER          : HMK, TMK ve yasal mevzuat

 

HUKUKİ DELİLLER            : Nüfus kaydı, boşanma ilamları, tanık beyanı, ses kayıtları, video kayıtları, fotoğraflar ve sair yasal deliller.

 

SONUÇ VE İSTEM              : Yukarıda açıkladığımız nedenlerle,

 

*Müşterek çocuklar Hasan ***********, ***** ve **********'nın velayetinin öncelikle ve ivedilikle  karar verilinceye kadar tedbiren geçici velayet hakkının ve karar ile birlikte nihai velayetinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

 

*Çocuklar adına anneye ödenen aylık toplam 2250,00 TL iştirak nafakasının kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygıyla vekaleten arz ve talep ederiz. 16.10.2023

 

 

                                                                                          DAVACI VEKİLİ

                                                                              AVUKAT GİZEM GÜL UZUN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

VELAYET DEĞİŞİKLİĞİ DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-VELAYET DEĞİŞİKLİĞİ DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-VELAYET DEĞİŞİKLİĞİ DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-VELAYET DEĞİŞİKLİĞİ DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-VELAYET DEĞİŞİKLİĞİ DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-VELAYET DEĞİŞİKLİĞİ DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-VELAYET DEĞİŞİKLİĞİ DAVA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com