• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK İSTİNAFA CEVAP DİLEKÇESİ

ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

 

Gönderilmek Üzere

 

ADANA AĞIR CEZA MAHKEMESİNE

 

DOSYA NO :

 

KARAR NO :

 

KATILAN :

 

VEKİLİ :

 

SANIK :

 

KONU : Adana Ağır Ceza Mahkemesi’nin … sayılı kararı ile sanık hakkında verilen mahkumiyet kararı yerindedir, onanmasını, istinafa cevaplarımızın sunulması hakkındadır.

 

AÇIKLAMALAR:

 

Resmi Belgede Sahtecilik suçu bakımından;

 

Müvekkilin bilgisi ve rızası dışında sanık senet düzenleyerek kambiyo senetlerinden sayılan bonoda sahtecilik suçunun yasal unsurları oluşarak mahkemece bu sebeple TCK’nın 210/1 maddesi delaletiyle Resmi Belgede Sahtecilik suçundan hüküm kurulmuştur.

 

Resmi belgede sahtecilik suçunun oluşması için aşağıdaki üç unsurun oluşması gerekmektedir.

 

Sahtecilik konusu belgenin resmi belge niteliğinde olması

 

İcraya konulan senet kambiyo senetlerine mahsus senetlerdendir ve senet TCK 210 gereği Resmi Belge Hükmünde Belgeler arasındadır.

 

YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/9054 Karar: 2017/772 Tarih: 16.02.2017

 

Belgenin zarar olasılığı doğurmaya elverişli olması

 

Sanık bu belgeyi icraya koyarak her ne kadar müvekkilin şikayetçi olmasıyla haciz, kıymet taktiri gibi süreçleri işletmemişse de müvekkili cebri icra marifetiyle haklarını ihlal ederek zarar vermiştir. Müvekkilin iş bu süreç dolayısıyla maddi – manevi bir çok zararı meydana gelmiştir.

 

Belgenin aldatıcılık özelliğine sahip olması

 

Belgedeki aldatıcılık objektiftir. Kaldı ki sanığın aydınlatılmış onamı müvekkile imza attırmasını ikrar etmektedir, akabinde bu imzaya benzer basit tersimli imza örneği oluşturarak aldatıcılık oranı ciddi düzeyde yüksek bir imza örneği oluşturmuştur.

 

Kamu Kurum ve Kuruluşları, vb. Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçu bakımından;

 

Her ne kadar atılı suçun tamamlanmadığı ve teşebbüs aşamasında kaldığını başlatılan icra takibine dayanarak herhangi bir haciz ya da kıymet takdirinin uygulanmadığı gerekçesi ile teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;

 

Hileli hareket

 

Sanığın müvekkile mesaj atması ve haksız ücret talep etmesiyle, bu unsur gerçekleşmiştir.

 

Aldatıcılık

 

Hem sanığın atmış olduğu mesajlar hem de aydınlatılmış onam formundaki imzaya benzer imzanın kullanılması bu unsurun da gerçekleştiğini göstermiştir. Sanık müvekkile dahi bu durumu inandırmaya çalışmıştır.

 

Zarar

 

Dolandırıcılık suçunda zarar, objektif ölçüler dikkate alınarak belirlenecek ekonomik zarar olsa da müvekkilin her yerde karşısına çıkan iş bu icra dosyası nedeniyle iş başvuruları olumsuz neticelenmiş ve mahrum kalınan kardan dolayı zarara uğramıştır, müvekkilin psikolojik olarak gördüğü zarar da cabasıdır. Haricen bu mevcut dosyaya itiraz etmiş olması maddi zarar oluşturmuştur, mahkeme masrafı ve harç ödememiştir. Her ne olursa olsun yargılama gideri ve masrafların iadesi olsa da müvekkil kendisini temsil için tarafımızı yetkilendirmiştir, avukatlık ücreti ödemek zorunda kalmıştır. Her türlü müvekkil bu durumdan maddi olarak etkilenmiştir.

 

Teşebbüs yönünde verilen kararın eksik olduğunu düşünmekteyiz, sanığın suçun tamamlanmış halinden ceza alması gerektiğini düşünmekteyiz, itiraz etmekteyiz.

 

ESAS HAKKINDA AÇIKLAMALARIMIZ VE CEVAPLARIMIZ:

 

1- Müvekkil aleyhine Adana İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine konu kambiyo senetlerindeki borçlar müvekkile ait değildir. Müvekkilimiz hakkında Adana İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmıştır. İcra Hukuk Mahkemesi … esas sayılı dosyası ile müvekkil icra takibine itiraz etmiştir. Ve talebimiz doğrultusunda davacı olan müvekkilin imzaya itirazının KABULÜ ile, İİK 170/3 maddesi gereğince Adana İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyadan davacı borçlu yönünden TAKİBİN DURDURULMASINA karar verilmiştir.

 

2- Yerel mahkemece talepte bulunulup ADLİ TIP KURUMUNDA yapılan inceleme neticesinde alınan adli tıp kurumu raporunda senet üzerindeki “İnceleme konusu senetteki borçlu imzaları ile … mukayese imzaları arasında başlangıç formasyonu ve gramalar bakımından kısmi benzerlik görülmekle birlikte; söz konusu imzaların basit tersimli olması nedeniyle … eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR.” imza için kanaat raporu bildirilmiştir. Raporda imzanın NE KUVVETLE MUHTEMEL NE DE KESİN OLARAK müvekkile ait olduğu bildirilmemiştir. Aksine … ELİ ÜRÜNÜ OLUP OLMADIĞI YÖNÜNDE DAHA İLERİ BİR TESPİTE GİDİLEMEDİĞİ bildirilmiştir.

 

3- Davanın konusu ve dosya mahiyeti itibariyle ek rapor istemişsek de rapordaki açıklamaların yeterli olduğunu beyan ederek terditli olarak davalıdan imza örnekleri alınarak yeniden bilirkişi raporu aldırılması yönünde talepte bulunmuştuk, ancak davanın 2019 esaslı olduğunu göz önüne alırsak gerek iş bu dosyada gerekse icra hukuk mahkemesinin talebimizin reddine ilişkin kararda bir eksiklik görmeyerek ara karara da itiraz etmeyerek rapor yönünde kesin karar verilmiştir.

 

4- YARGITAY 12. Hukuk Dairesi 2017/4390 E. 2018/6993 K. Sayılı ilamında;

 

“Bu durumda, … Laboratuvarı’nın 16/03/2015 tarihli raporu ihtimale dayalı olup imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediği, bu hali ile kesin kanaat içermediği ve dolayısıyla hüküm kurmaya elverişli olmadığı açık olduğu gibi, mahkemece borçlunun itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu’ndan aldırılan 22/12/2015 tarihli raporda da, imzaların basit tersimli olmaları nedeniyle daha ileri bir tespite gidilemediğinin belirtilmiş olduğunun belirtildiği ve 24/05/2016 tarihli raporun da ilk raporla aynı doğrultuda olduğu görülmektedir. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK’nın 26.04.2006 tarih ve 2006/12-259 E., 2006/231 K. sayılı kararı). Bu durumda eldeki davanın niteliği itibariyle “imzanın borçluya ait olduğunu”  kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu göz ardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir.” hükmü yer almaktadır.

 

Karar mahiyet gereği dosyamız ile birebir örtüşmekte olup emsal karar gibi hüküm kurulması hakkaniyetli olacaktır.

 

5- Adana Kriminal Polis Laboratuvarınca sanığın el ürünleri ile senetteki imzalar karşılaştırılmış olup benzer olduğu tespit edilmiştir.

 

Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün … sayılı uzmanlık numaralı rapor içeriğinde; “inceleme konusu senet üzerindeki tanzime esas el yazıları ile … isimli şahsın mukayese yazıları arasında benzerlikler bulunduğu müşahede edilmiş olup, bahse konu el yazılarının … elinden çıktığı kanaatine varıldığı, inceleme konusu senet üzerindeki … adına atılı borçlu imzaları ile adı geçen şahısların mukayese imzaları arasında kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden ilgi ve irtibat tespit edilememiştir.” şeklinde olduğu belirtilmiştir.

 

6- Sanığın icraya koymuş olduğu senet 2019 yılına aittir. Müvekkile, davalı işlemleri yapacağı için bilgi formu imzalatmıştır ama müvekkil kesinlikle bir senet imzalamamıştır. Orijinal bir imzayı kopyalamak suretiyle atılmış sahte imzalar (belge, orijinal imzayı taşıyan belgenin üzerine veya altına konmak suretiyle orijinal imza takip edilerek atılırlar) en sık başvurulan sahte imza kullanma yöntemidir. Müvekkilin bir imza örneği sanığın işlem için imzalattığı aydınlatılmış onam formunda mevcuttur. Kuvvetle muhtemel sanık bu imza örneğini kullanarak kendi el yazısı ile doldurmuş olduğu senette müvekkilin imzasına benzer bir imza entegre etmiştir. Adana Kriminal Polis Raporu da bizim bu iddiamızı doğrular niteliktedir. Davalının müvekkil imzasına benzer senet tanzim etmesi sonucu adli tıp kurumunca da raporda müvekkilin imzası ile senetteki imza arasında kısmi benzerlik görülmesinin nedeni de bu durumdur.

 

7- MÜVEKKİL SANIĞIN İMZASINI BİLMEDİĞİ İÇİN TAKLİT EDEMEZ, AMA SANIK MÜVEKKİLİN İMZA ÖRNEĞİNİ BİLDİĞİ İÇİN KOLAYLIKLA TAKLİT EDEBİLECEKTİR.

 

O halde raporlara üstünlük tanıma mahiyeti görülmeden Adana Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün incelemesi sanık ile senet metnini karşılaştırdığı için daha doğru bir tespit olduğunu söylememiz mümkün olacaktır. Ayrıca basit bir inceleme ile de görülmektedir ki müvekkilimin imzası çok kolay taklit edilebilecek basit bir imzadır.

 

8- Müvekkil evlendikten sonra eşinin soyadını da kullanmaya başlamıştır. 2015 yılında müvekkilin diplomasında … olarak isim soy ismi varken kullanmış olduğu imza ile evlendikten sonra … olan isim soy isminin kullandığı imzanın farklılaşmasında bir abes bulunmamaktadır. Kaldı ki müvekkilim resmi bir kurumda çalışmamaktadır, yahut işi gereği düzenli imzalama işlemi yapmamaktadır. Bilindiği üzere imzalama işlemleri arasındaki zamanlar uzadıkça imzalardaki benzerliklerinin azaldığı bir gerçektir.

 

9- Müvekkilin sabıka geçmişi temizdir, iş bu dosya harici ne icra dosyası ne de hakkında açılmış bir ceza dosyası vardır. Karşı tarafı TCK Madde 271 Suç Uydurma Suçundan müvekkilin cezalandırmasını talep etmesi için itiraz dosyasının aleyhimize reddi gerekecektir. Ancak sanığın dosyaya kazandırılan sabıka geçmişinde de görüleceği üzere bir çok ceza dosyası mevcuttur. İşbu ceza dosyalarından çoğu dolandırıcılık, belgede sahtecilik gibi bizim dosyamızın da esası olan benzer suç tipi olan dosyalar ile doludur.

 

Ceza dosyalarına bakarak iş bu kişinin bu hususu meslek edindiği çıkarımı yapmamız çok doğal olacaktır. Davalı az bir hizmet vererek misli edim elde etme niyetindedir, cebri icranın vermiş olduğu korkutucu gücü kullanarak haksız kazanç elde etmeyi ummaktadır. Hukukta kötü niyetin korunmadığı en temel hukuk prensiplerindedir.

 

10- Dosya kapsamından da açıkça anlaşılacağı üzere, İcra Hukuk Mahkemesinde alınan bilirkişi raporu ile kesin olarak imzanın müvekkilime ait olduğu ispatlanamamıştır. Bu sebeple de davamızın kabulüne karar verilmiştir.

 

Mahkemenin vermiş olduğu karar yerindedir. Miktar itibariyle de İİK 363 maddesi gereğince “miktarının yedi bin Türk lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulur” ancak senet miktarı 2.250,00 TL olduğundan karar KESİN’dir. Davalının kararı istinaf etmesinin hiçbir hukuki gerekçesi bulunmamaktadır. İcra mahkemesi kararları aleyhine işlemleri uzatmak gibi kötüniyetle istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılırsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 422. maddesi hükmü uygulanacağı aşikardır.

 

ÖZETLE : Sanığın iş bu ceza dosyasında ve icra hukuk dosyasında istinaf talebinde bulunma gerekçeleri dayanaksızdır. Zaten icra hukuk dosyasında isteseydi ara karara itiraz ederek bilirkişi raporu aldırılması konusunda talebini öne sürebilirdi. Sanığın amacı dosyaların sürünceme de kalmasıdır. Takdir mahkemenizde olmak üzere sanığın ilgili sevk maddeleri doğrultusunda, teşebbüsten değil tamamlanmış halinden cezalandırılmasını taleplerimizin dikkate alınmasını gereğinin yapılmasını talep ederiz.

 

HUKUKİ DELİLLER: Whatsapp mesaj kayıtları, aramalar, tanık beyanları, Yargıtay kararları, mevcut senet, dosya kapsamında imza incelemesi için alınan rapor, tanık, yemin, keşif, bilirkişi ve ikamesi mümkün her türlü delil.

 

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen itiraz sebeplerimiz ve resen göz önünde bulundurulacak sebepler ile;

 

-Sanığın istinaf başvurusunun usulden ve esastan REDDİNE,

 

İstinaf incelemesinin itirazlarımızla; Kamu Kurum ve Kuruluşları, vb. Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçu bakımından teşebbüs değil tamamlanmış halinin uygulanmasına,

 

Vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederiz.

 

MÜŞTEKİ VEKİLİ

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com