• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

Okuma Yazma Bilmeyen Kişi Borçtan Sorumlu Olur Mu?

BANKA İLE YAPILAN KREDİ SÖZLEŞMESİNE KEFİL OLAN DAVALININ, OKUMA YAZMA BİLMEMESİ VE BU NEDENLE DE SÖZLEŞME İÇERĞİNİ ANLAMADIĞI İDDİASI, TEK BAŞINA BORÇTAN SORUMLULUĞUNU ORTADAN KALDIRAN BİR DURUM DEĞİLDİR.

 

11. Hukuk Dairesi         2022/644 E.  ,  2023/3967 K.

  •  


"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/24 Esas, 2021/199 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/567 E., 2019/319 K.


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı temlik alan vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan Aysima Gıda...Ltd.Şti. arasında genel kredi sözleşmeleri ("GKS") imzalandığını, davalı ...'un aynı zamanda 412.500,00 TL tutarla taşınmazı üzerine banka lehine ipotek tesis ettiğini, ...'un kefil olduğu borçlar için sorumlu olduğu miktarı sınırlayarak eşinin de muvafakati ile geçerli kefaletinin bulunduğunu, ...'un taşınmazı üzerindeki ipoteğin ipotek tutarının ödenmesi ile kaldırıldığını, diğer davalıların sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine borçluların kredi hesabı kat edilip 05.09.2013 tarihli ihtarname gönderilmesine rağmen davalıların ödeme yapmadıklarını, bunun üzerine işbu davaya dayanak takibin başlatıldığını, takibin davalıların haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin okuma yazma bilmediğini, bu durumun davacınında imzası bulunan ipotek belgelerinde de kabul edildiğini, okuma yazma bilmeyen müvekkilinin atacağı imzanın noter huzurunda atılması gerektiğini, bu nedenle müvekkilinin 24.05.2011, 29.08.2012 ve 06.09.2012 tarihli kredi sözleşmelerindeki kefaletinin geçerli olmadığını, davacı banka tarafından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) yürürlüğe girmesi nedeniyle kefalet için eş muvafakati gerektiğinden 29.08.2012 ve 06.09.2012 tarihli kredi sözleşmelerinin imza atılan kısmına müvekkilinin kredinin yalnız 412.500,00 TL'lik kısmından sorumlu olduğunun yazıldığını, müvekkilinin ipotekli taşınmazının satılacağı korkusu ile bankaya başvurması üzerine banka tarafından 13.08.2013 tarihli yazı ile 412.500,00 TL ödemesi halinde ipoteğin kaldıracağının bildirildiğini, davalının bu tutarı ödemesi üzerine ipoteğin kaldırılması ile banka alacağından kaynaklanan sorumluluğunun sona erdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalılar Düriye Gökçe , ... ve ... davanın reddini talep etmişlerdir.

3.Diğer davalılar davaya cevap vermemişler, beyanda bulunmamışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 17.05.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu benimsenmek suretiyle davalı ...'un 24.05.2011 tarihli GKS'ye 750.000,00 TL limitli 29.08.2012 ve 06.09.2012 tarihli sözleşmelere 412.500,00 TL limitle müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, aynı zamanda taşınmazı üzerine banka lehine 412.500,00 TL tutarında ipotek verdiği, bu davalının 14.08.2013 tarihinde temlik eden bankaya 413.500,00 TL ödeme yaptığı, ipotek belgesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Türk Borçlar Kanun'un (818 sayılı Kanun) 15 inci ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 297 nci maddesi uyarınca davalının imzasının şahit huzurunda atılmadığı, 23.05.2011 tarihli ipotek resmi senedinde banka yetkililerinin de bulunduğu tapu huzurunda kanunun aradığı şekilde işlem yapıldığı, bankanın davalının okuma yazma bilmediğini onaylamış olduğu, davalı ...'un 06.09.2012 ve 29.08.2012 tarihli GKS'lerde de müteselsil kefil olarak eşi Mehmet Kurunç'un muvafakati de alınmak suretiyle müteselsil kefil olarak sözleşmeye imzasının (işaret) alındığı, davalının bu sözleşmeleri 412.500,00 TL'ye kadar kefalet limiti ile kabul ettiği, bu tutarın ipotek tutarı ile aynı olduğu ve bankaya ödendiği, dolayısıyla davalı ...'un bankaya sorumluluğunun bulunmadığı, bu nedenle davalı ... hakkındaki davanın reddi gerektiği, bankanın ...'un okuma yazma bilmediğini imzaları ile onayladığı halde takip başlatmış olması nedeniyle kötü niyetli kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle davalı ... lehine toplam takip tutarının %20'si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği, ayrıca asıl borçlu şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte talep edilen ipotekli tutarı mahsup edilmeden 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 45 inci maddesine aykırı şekilde takip başlatıldığı, ipotekli taşınmazın dava tarihinden sonra banka alacağına mahsuben satıldığı, davalı kefillerin kefaletten kaynaklanan sorumlulukları ile ilgili ipoteğin söz konusu olmadığı, yine davacı tarafından 29.09.2016 tarihli temlik sözleşmesinin tahsili gecikmiş alacakların satış ve temliğine ilişkin olduğu ve yalnız nakit alacakların temlik edildiği, temlik eden bankanın 22.09.2016 tarihinden sonra duruşmaları takip etmediği gerekçeleriyle davalı ... yönünden davanın reddi ile lehine toplam takip tutarının %20'si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, takipte talep edilen gayri nakit depo bedeli 29.260,00 TL'ye yönelik davanın açılmamış sayılmasına, temlik alan yönünden davacı tarafça davalılar ..., ..., Düriye Gökçe, ... ve Aysima Gıda... Ltd. Şti. aleyhine nakdi kredi alacağına yönelik itirazın iptali istemiyle açılan davanın kısmen kabulüne ve kabule göre %20 icra inkar tazminatına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temlik alan ve temlik eden vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı temlik alan vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...'un sahtelik veya hile iddiasının bulunmadığını, davalının kredi sözleşmelerine kendi el yazısı ile kefalet detayını yazarak imzaladığını, kefaletinin geçerli olduğunu, davalının okuma yazma bilmediğinin banka tarafından bilindiği yönündeki kabulün doğru olmadığını, eşinin de muvafakati ile kredi sözleşmelerini imzalayarak borcu kabul etmiş olmasına rağmen mahkemece kötü niyet tazminatına da karar verilmesinin doğru olmadığını, mahkemenin 24.08.2012 tarihli GKS'de davalı ... ve Düriye Gökçe'nin imzalarının bulunmadığı gerekçesiyle bu sözleşmeden sorumlu olmadığını kabul ettiğini, ancak asıl borçlu cari hesabının sürekli devam ettiğini ve kefillerin sözleşmede yazan sorumluluk limitleri kadar banka alacağından sorumlu olduklarının dikkate alınması gerektiğini, kefil Düriye Gökçe yönünden kat ihtarının tebliğ edilmemiş olması nedeniyle temerrüt tarihi başlangıcı olarak takip tarihininde kabul edilmesinin doğru olmadığı belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davacı temlik eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip ve dava konusu alacağın 29.09.2016 tarihinde temlik edilmiş olması nedeniyle müvekkili bankanın dava da taraf sıfatı kalmamış olmasına rağmen mahkemece müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı temlik eden Şekerbank T.A.Ş. vekilinin istinaf başvurusu yönünden; temliğin tahsili gecikmiş alacaklılara ilişkin olduğu bu haliyle ilk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere bankanın çek sorumluluk bedelinden kaynaklanan gayri nakit depo bedelinin temliğinden söz edilemeyeceği, temlik eden davacının 22.09.2016 tarihinden itibaren davayı takip etmediği, her ne kadar mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesi uyarınca davacı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmemiş ise de, davacının davayı takip edeceği yönünde karar tarihine kadar bir beyanda bulunmamış olması gözetildiğinde, Mahkemece, temlik eden yönünden temlik kapsamında yer almayan 19.260,00 TL gayri nakit risk depo bedeline yönelik davanın açılmamış olması sayılmasına ve davalı lehine vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olduğu, davacı temlik alan vekilinin istinaf başvurusu yönünden ise; temlik eden bankanın tarafı olduğu 23.05.2011 tarihli ipotek resmi senedinde ipotek veren davalı ...'un okuma yazma bilmediğinin kabul edilmiş olduğu, bu durumda bu davalının müteselsil kefaletinin geçerlilik şartı olan el yazılı kısımlardaki yazıların davalının eli ürünü olup olmadığının incelenmesinin fiilen mümkün olmadığı, bu nedenle bu davalının söz konusu 29.08.2012 ve 06.09.2012 sözleşmelerdeki kefaletinin geçerli olmadığının kabulü gerektiği, yine 24.05.2011 tarihli sözleşmenin düzenlendiği tarih itibariyle kefaletin geçerliliği için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 583 üncü maddesinde düzenlenen koşulların aranmadığı, ancak davalının sözleşmede yer alan imzasının (işaretin) o tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Kanun'un 15 inci ve 1086 sayılı Kanun'un 297 nci maddesi uyarınca usulüne uygun olmadığı, bu nedenle bu sözleşmeden kaynaklı geçerli kefaletinin de bulunmadığının kabulü gerektiği, yine davacı temlik eden banka tarafından ipotek akit tablosunda davalı ...'un okuma yazma bilmediği kabul edildiği halde geçersiz müteselsil kefaletini içeren sözleşmelere dayalı takip başlattığı, davalının kefaletinin 412.500,00 TL ile sınırlı olmasına rağmen takipte bu davalının kefalet limiti yönünden sınırlı sorumlu olduğu belirtilmeksizin tüm banka alacağı ile ilgili takip başlatılmış olması nedeniyle kötü niyetli kabul edilerek bu davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davalılar ... ve Düriye Gökçe'nin imzaladığı kredi sözleşmelerinden kaynaklanan banka alacağının tespit edildiği, bu davalıların kefalet imzalarını içermeyen sözleşmelerden kaynaklı banka alacağından sorumlu olmadıklarının kabulü gerektiği, davalı kefile hesap kat ihtarı tebliğ edilmeden temerrüdün gerçekleşmeyeceği, bu durumda davalı kefil Düriye Gökçe'ye hesap kat ihtarının tebliğ edilmemiş olmasına göre temerrütünün takip tarihinden sonra başlatılmasının doğru olduğu gerekçeleriyle davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temlik alan vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı temlik alan vekili temyiz dilekçesinde özetle; aşamalardaki ve istinaf başvuru dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı banka alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı temlik alan vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

(Temlik alan) Davacı .... harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı ....'ye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com