• info@gizemuzunlaw.com
  • +90 552 402 13 28
Bizimle İletişime Geçin +90 552 402 13 28

Blog

NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

                       KAYSERİ 6. AĞIR CEZA MAHKEMESİNE

 

DOSYA NO                                       : 2023/*** E.

 

SUÇA SÜRÜKLENEN

ÇOCUK                                             :

 

VELİSİ                                               : Beki AKKURT (TC: 54031206696)

                                                           

MÜDAFİİ                                             : Av. Gizem Gül UZUN

                                                                     

 

SUÇ                                                    : Birden fazla kişi tarafından birlikte yağma

 

KONU                                                :  Esasa ilişkin savunmalarımız ile iddia makamının esasa ilişkin mütalaasına karşı beyanlarımızın sunulması hakkındadır. 

 

AÇIKLAMALAR                             :

 

Müvekkil hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yukarıda anılan suç bakımından yapılan soruşturma neticesinde  hazırlanan 2023/**** numaralı iddianame ile müvekkilin cezalandırılması veya Sayın Mahkemenizin kanaati farklı yönde olursa müvekkil hakkında güvenlik tedbirine hükmolunması amacıyla Sayın Mahkemenize kamu davası açılmak üzere gönderilmiştir.

Müvekkil hakkında yapılan yargılama hukuka aykırı ve mesnetsizdir. Bu sebepten işbu yargılama neticesinde Sayın Mahkemenizce müvekkil hakkında BERAAT kararı verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;

 

22/09/2022 günü müvekkil, arkadaşları ile Beyaz Market'e gitmiş ve dondurma alırken diğer suça sürüklenen çocuklardan olan Alper Mete G***** ile Melih Kayra *******'nin kavga ettiklerini görmüş ve ayırmaya çalışmıştır. Ancak ayıramamıştır. Müvekkil, Melih kayra ******'den herhangi bir şekilde para istememiş, Melih Kayra *********'yi  darp etmemiş veya ona karşı herhangi bir tehdit veya hakaret içerikli söylemlerde bulunmamıştır. 

 

DİĞER SSÇ'LARDAN HİÇ KİMSE MÜVEKKİL ALEYHİNE HERHANGİ BİR SUÇ İSNADINDA BULUNMAMIŞTIR. BU HUSUS SORUŞTURMA EVRESİNDE SSÇ'LARIN VERMİŞ OLDUKLARI İFADELERLE SABİTTİR. SSÇ'LARIN İFADELERİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULDUĞUNDA MÜVEKKİLİN ÜZERİNE ATILI SUÇ YÖNÜNDEN İŞTİRAK İRADESİNİN BULUNMADIĞI AÇIK VE NETTİR.

 

Alper Mete *************'in ifadesine ilişkin iddianame şu şekildedir;

 

"Melih Kayra'yı sima olarak aynı okulda okumaları nedeniyle, Mehmet Kaan AKKURT'u da arkadaşı olması nedeniyle tanıdığını, olay günü Mehmet Kaan ile birlikte Beyaz Markete alışverişe gittiklerini ve alacağı ürün için 1TL'sinin eksik olması nedeniyle orada bulunan simaen tanıdığı Melih'ten 1TL vermesini rica ettiğini, ancak Melih'in kendisi ile fakir misin sen diye dalga geçtiğini ve ona sensin fakir deyip arkasını dönüp gittiği sırada Melih'in kendisini arkasından ittirip dudağına yumruk ile vurduğunu, kendisini korumak için karşılık verdiğini, kavga ettiklerini, boğazını sıktığı için kendisini kurtarmaya çalışarak onun göbeğinin sol tarafını ısırdığını, şahıstan zorla para almaya çalışmadığını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği,"

 

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2023/***** sayılı soruşturma neticesinde hazırlanan 05/05/2023 tarihli sorgulama tutanağında Alper Mete *****;

 

"AYRICA MEHMET'İN BU OLAYLA HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR"

Şeklinde beyanda bulunmuştur.

 

MÜVEKKİL, ALPER METE ***** İLE MELİH KAYRA ***** ARASINDA CEREYAN EDEN KAVGAYI AYIRMAYA ÇALIŞMIŞTIR. MÜVEKKİL, SIRF OLAY ANINA TANIKLIK ETTİĞİ VE ALPER METE *****'İN OKULDAN ARKADAŞI OLMASI SEBEBİYLE ÜZERİNE ATILI SUÇTAN HAKSIZ ŞEKİLDE YARGILANMAKTADIR. 

 

Alper Mete *****'in ifadesine ilişkin savcılık tarafından hazırlanan iddianame kesitinden de sarih şekilde anlaşılacağı üzere olay Melih Kayra ****** ile Alper Mete ******* arasında cereyan etmiştir. Müvekkil, kavgayı ayırmak üzere tarafların yanına gitmiş, tarafların neden kavga ettiklerine ilişkin olayı ise ifade vermek üzere karakola gittiğinde öğrenmiştir. 

 

İddianameden de çok net şekilde anlaşılacağı üzere Alper Mete *****, müvekkil hakkında herhangi bir suçlayıcı beyanda bulunmamıştır. Müvekkilin Mehmet Kaan ***********'tan para istediğine yönelik bir söylemde bulunmamıştır. Defaatle yinelediğimiz üzere müvekkil olay günü arkadaşları ile alışveriş yapmaya gitmiştir. Müvekkilin almak istediği dondurmanın bedelini ödeyecek miktarda cebinde parası bulunmaktadır. Müvekkil değil yağma yapmak, para için ricada bulunma ihtiyacı dahi hissetmemiştir. 

 

Sırf  Alper Mete G********** ile müvekkilin arkadaş olması , olay günü aynı ortamda bulunması ve müvekkilin iyi niyetli şekilde kavgayı önlemek amacıyla araya girmiş ve tarafları ayırmaya çalışmış olması sebebiyle müvekkil hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "birden fazla kişi tarafından birlikte yağma" suçundan iddianame hazırlanması ve ilgili suç bakımından Sayın Mahkemenizce kovuşturma yapılması haksızdır. Şöyle ki;

 

MÜVEKKİL AÇISINDAN YAĞMA SUÇUNUN MADDİ VE MANEVİ UNSURLARININ HİÇBİRİ SÖZ KONUSU OLAYDA OLUŞMAMIŞTIR. MÜVEKKİL CEBİR VEYA TEHDİTE BAŞVURMAMIŞ, DONDURMANIN ÜCRETİNİ KENDİ PARASI İLE ÖDEMİŞTİR. 

 

Yağma

Madde 148- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 

(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir.

 

(3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.

 

TCK'nın yukarıda belirtilen yağma suçuna ilişkin 148. Maddesinde belirtilen söz konusu suça ilişkin maddi ve manevi unsurların hiçbiri müvekkil açısından gerçekleşmemiştir. İzah etmek gerekirse;

 

Müvekkil, cebinde bulunan parası ile ********** Markete gitmiş ve Melih Kayra ***************'ye veya onun yakınlarına yönelik olacak şekilde tehdit, hakaret, cebir içeren herhangi bir davranışta veya söylemde bulunmamıştır. Ücretini ödeyerek söz konusu dondurmayı almıştır. Eş deyişle suçun maddi unsurlarından olan "suçun konusu" bulunmamaktadır. Zira ortada suç yoktur. 

 

Aksi düşünce kabul edilecek olsa dahi suçu işleyen kişi müvekkil değildir. Olay günü gerçekleşen kavganın tarafı müvekkil değildir. Bu bakımdan suçun maddi unsurlarından olan "fail" unsurunun müvekkil bakımından olaya uygun olduğunun kabulü mümkün değildir.

 

Müvekkil, alışverişini cebindeki para ile gerçekleştirmiştir. Taşınır mal niteliğindeki mal sayılan dondurmanın mülkiyet ve zilyetliğini müvekkil, cebir yolu ile iktisap etmemiştir. Bu bakımdan suçun oluşmasında aranan şartlardan; malın alınmasının cebir veya tehdit yoluyla gerçekleşmesi şartı yerine gelmemiştir. Bu bakımdan suçun oluşması bakımından gereken illiyet bağı oluşmamıştır. Müvekkilin parasını ödeyerek dondurmayı alması fiili hukuka uygundur. İlgili fiilin yağma suçunu oluşturduğuna yönelik kabul mümkün değildir. 

 

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianamenin esasına ilişkin karşı beyanımızın sunulması zorunluluğu tarafımızca hasıl olmuştur. Zira Sayın Mahkemenizce de dikkat edilecek olursa açık şekilde görüleceği üzere iddianamede Melih Kayra AKALİ'nin kollukta alınan beyanına değinilmiştir;

 

"22/09/2022 günü *********** Market isimli yerde arkadaşlarıyla yemek yediği sırada Alperen ve Mehmet Kaan'ın yanına gelerek para istediklerini, vermeyeceğini söyleyince ikisinin birlikte darp ettiğini, 23/09/2022 günü de yine Beyaz *********** gittiğinde Mustafa **********, Muhammed Doğan ************** ve Emre ****************'ın yanına gelerek kendisinden 1TL ve 5TL para istediklerini, onlara para vermeyerek okulun yanındaki parka gittiğini, bu şahısların arkasından gelerek kendisinden zorla para vereceksin dediklerini, parkta gördüğü babasının yanına geldiğini ve yabancı zannettikleri babasının yanında da yine para istediklerini, sonra kişinin babası olduğunu anladıklarında oradan kaçtıklarını, şahıslardan şikayetçi olduğunu"

 

Öncelikle Melih Kayra **************'nin ifadesinde Alperen ve Mehmet **********'ın her ikisinin de yanına gelerek para istediği, vermeyeceğini söylediğinde de her ikisi tarafından darp edildiğine ilişkin iddiası haksız ve mesnetsizdir. Zira Melih *************, müvekkile Alper ********** ile müvekkilin arkadaş olması sebebiyle husumet beslemektedir. Melih *************, müvekkilin kavgayı ayırmak üzere araya girmesini müvekkilin arkadaşını savunması olarak tezahür etmiş ve kin ve intikam duygusu ile müvekkili de olayın içine çekerek müvekkile yönelik olarak da haksız şekilde suç isnadında bulunmuştur. Müvekkil ile Alper ***************** aynı okulda okuduklarından arkadaşlardır. Melih ************* müvekkile bu bakımdan husumet beslemektedir. Melih ********** hakkında iftira suçundan şikayette bulunma hakkımızı saklı tutarız.

 

Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede müvekkilin mağduru darp ettiğine yönelik olarak sadece mağdurun ifadelerine dayanılacak şekilde  ve müvekkil hakkında kovuşturma yapılmasına sebebiyet verecek şekilde mütalaada bulunulması hukuka aykırıdır ve kabul edilemez. Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek basit yaralama fiili müvekkilin fiili ile gerçekleştirilmemiştir. Müvekkil sadece kavgayı ayırmaya çalışmıştır. 

 

06/10/2022 TARİHİNDE SAAT 16:00'DA TUTULAN TUTANAKTA OLAYIN GERÇEKLEŞTİĞİNE YÖNELİK KAMERA KAYDINA ULAŞILAMADIĞI VE BEYAZ MARKETİN SAHİBİNİN OLAYI DOĞRULAR NİTELİKTE BEYANINA ULAŞILAMAMIŞTIR. YETERLİ DELİL ELDE EDİLEMEDİĞİNDEN MÜVEKKİL ÜZERİNE ATILI SUÇ İSPATI YERİNE GETİRİLEMEDİĞİNDEN MÜVEKKİLİN BERAATİ GEREKMEKTEDİR

 

"************************ Ortaokulu arka kısmı Bilge Kağan Caddesi üzerinde bulunan **************** Market isimli iş yerine gidilmiş, iş yeri sahibi ile görüşülmüş, iş yeri sahibinin herhangi bir kavga olayını görmediğini, iş yerinin güvenlik kamerasının olduğunu, sadece iş yerinin içerisini gösterdiğini, kayıt cihazının yeteri kadar hafızasının olmadığından dolayı günlük olarak kayıt yaptığını, geriye doğru sildiğini, olay gününü gösterir güvenlik kamera kaydının olmadığını belirtmiş, çevrede başkaca güvenlik kamerasının olmadığı yapılan araştırmadan anlaşılmış olup, işbu kamera kayıtları tutanağı tarafımızca tanzimle altı birlikte imza altına alındı"

 

YALNIZCA MAĞDURUN BEYANLARINA DAYANILARAK HÜKÜM KURULAMAZ. ZİRA MAĞDUR KİŞİLERİN BEYANDA BULUNURKEN KENDİLERİ LEHİNE OLAN HUSUSLARI ÖNE ÇIKARTMASI HAYATIN OLAĞAN AKIŞI GEREĞİDİR

 

Müvekkil hakkında kamu davası açılmasına yönelik iddianame yalnızca Melih *************'nin beyanına dayanılarak hazırlanmıştır. Mağdur gibi kişilerin maddi vakıadan doğrudan etkilenmiş olmaları dolayısıyla beyanda bulunurken daha ziyade kendilerinin lehine olan bazı hususları öne çıkartması gibi bir netice ortaya çıkabilmektedir. Suç teşkil eden fiilin bizatihi kendisi üzerinde gerçekleşmiş olması itibariyle mağdur, olaya ilişkin en iyi aktarımda bulunabilecek kişi iken olayın tarafı olması ve insan doğası gereği olayı tarafsız şekilde nakletmesi mümkün görülmemektedir. Dolayısıyla mağdur beyanı çoğu zaman, tek başına hükme konu delil olarak değerlendirilmemelidir. 

 

Bir kimseye adli sicilini etkileyecek ve hürriyeti bağlayıcı ceza gibi sonuçları ağır bir yaptırım uygulayabilmek için verilecek hükmün hukuka uygun, şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin bir delile dayanılarak verilmiş olması gerekmektedir. Aksi halde hükmün hukuka aykırı olacağının kabulü gerekmektedir.

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.10.2010 tarih, 2010/8-134 esas- 2010/217 karar sayılı içtihadında; ‘Şüpheden sanık yararlanır ilkesi’ özet olarak aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.

 

Latince ‘in dubio pro reo’ olarak ifade edilen ve masumiyet (suçsuzluk) karinesinin bir uzantısı olan ‘şüpheden sanık yararlanır ilkesi’ ceza yargılaması hukukunun evrensel nitelikteki önemli ilkelerinden biridir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir.

 

Anayasanın 38/4. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/2. maddelerinde düzenlenmiş bulunan suçsuzluk karinesi, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kişinin suçsuz sayılması gerektiğini ifade etmektedir. Bu karine uyarınca, suçsuz olduğu varsayılan kişinin suçlu kabul edilmesi için kesin hükümle mahkum olması, mahkumiyet için de fiilin ispatlanması, yani şüphenin bertaraf edilmesi gerektiğinden, şüpheden sanık yararlanır ilkesi suçsuzluk karinesinin bir uzantısı olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Anayasa m.38/4;

 C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar

Madde 38 

Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.

 

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.6/2;

Madde 6 - Adil yargılanma hakkı

2. Bir suç ile itham edilen her şahıs suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar masum sayılır.

 

 

Yargıtay, kesin ve şüpheden uzak yeterli delil elde edilmeden kurulan mahkeme hükümlerini bozmaktadır.

 

Yargıtay 2. Ceza Dairesi

 

Esas : 2012/25865

Karar : 2013/14882

Karar Tarihi : 6.6.2013

 

Sanığın atılı suçları işlemediğini savunması ve dosya içeriğine göre de, sanığın yüklenen suçları işlediğine dair cezalandırılmasını gerektirecek nitelikte her türlü kuşkudan uzak yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, aynı tarihte aynı binadaki başka bir işyerinden yapılan hırsızlık olayında sanığın parmak izinin tespit edildiği gerekçesiyle varsayıma dayalı olarak sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine karar verilmesi, BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.

 

CEZA YARGILAMASINDA DARP RAPORUNUN TEK BAŞINA DELİL OLARAK KULLANILMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR

 

Darp raporu, düzenlendikleri ilk etapta adli rapor ya da geçici adli rapor şeklinde düzenlenir. Rapor, darp eyleminden dolayı gerçekleşen yaralanmanın tıbbi boyutuna dair doktor görüşü içerir. Olayın oluşuna ya da darp fiilinin kesinlikle işlendiğine dair herhangi bir bilgi, görüş içermez. Bu itibarla, ceza yargılamasında darp raporunun tek başına delil olarak kullanılması mümkün değildir. Zira işbu rapor, darp eyleminin gerçekleştiğine dair kesinlik ifade etmez.  Özellikle belirtmekte yarar var; darp raporu, darp eyleminin nasıl oluştuğuna ilişkin herhangi bir bilgi içermez. Darp fiilinin oluş şekli, varsa tanık beyanı veya başkaca deliller vasıtasıyla açıklığa kavuşturulur.

 

 

SAYIN MAHKEMENİZCE DİKKATİ ÇEKMEK İSTEDİĞİMİZ HUSUS ÖZELLİKLE ŞUDUR:

 

Mağdurun ifadesini tekrar yinelemek gerekirse mağdur, Çocuk Şube Müdürlüğü tarafından 23/09/2022 tarihli, saat 16:20'de düzenlenen mağdur/ şikayetçi tutanağında aşağıdaki beyanlarda buulnmuştur;

 

"Dün yani 22/09/2022 günü saat 12:50 sıralarında okulun arka tarafında bulunan ************** Markete arkadaşlarımla yemek yemek için gitmiştim. 7. Sınıf öğrencileri Alperen ve Mehmet Kaan yanıma geldiler ve benden para istediler. Ben de veremeyeceğimi söyledim. Alperen bana ananı sikiyim senin dedi. Mehmet Kaan'da arkamdan gelerek benim bacaklarıma, sırtıma vurdu. Alperen'de benim karnıma, yüzüme, sol koltuk altıma yumruk attı ve sol koltuk altımı, tırnağıyla yüzümü çizdi, sırtımı, yüzümü ısırdı. Daha sonra arkadaşlar bizi ayırdı. Alperen'de dışarı çıktı, çöpten boş boş kutu kahve şişesi aldı, yüzüme fırlattı ama değmedi. Daha sonra şahıslar oradan küfür ederek ayrıldılar."

 

Mağdur, her ne kadar beyanında müvekkilin kendisinin bacaklarına ve sırtına vurduğunu ifade etmişse de T.C. Sağlık Bakanlığı Kayseri Şehir Hastanesi Adli Tıp Polikliniği tarafından tarafından hazırlanan ve İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk şube Müdürlüğüne ibraz edilen 14/10/2022 tarihli raporunda şu hususları belirtmiştir;

 

Melih ***************** adına düzenlenmiş;

 

Kayseri Devlet Hastanesinin 22/09/2022 tarihli, 53*** sayılı adli muayene rapor fotokopisinde;

Darp hikayesiyle yapılan muayenesinde sol yüzde 3 cm'lik üç adet yara izi, boyun sol kısımda iki adet 3 cm'lik yara izi, sol koltuk altında 5x4 cm'lik morluk, sol dizde 3x1 cm'lik yara izi, sırtında iki adet 2 cm'lik yara izi olduğu kayıtlıdır.

 

Adı geçenin Kayseri Şehir Hastanesi Adli Tıp Polikliniğinde 11/10/2022 tarihinde alınan anamnezinde;

22/09/2022 tarihinde darp edildiğini, dikiş atılan bir yarası olmadığını, acil polikliniğinden  taburcu edildiğini, aktif tıbbi şikayeti ya da başka hastane başvurusu bulunmadığını ifade etmiş olup yapılan muayenesinde boyun sol yüzde üç adet 1 cm'lik sıyrık, sol diz üzerinde 2 cm'lik nedbe, göğüs solda 5x4 cm'lik ısırık iziyle uyumlu sıyrık olduğu saptandı.

 

Sayın Mahkemenizce de görüleceği üzere mağdur, müvekkilin kendisini ARKADAN GELEREK bacaklarına ve sırtına vurduğunu ifade etmiştir. Ancak mağdura ilişkin hazırlanan her iki raporda da sol diz yani bacağının ön kısmında yara izi olduğu ifade edilmiştir. Mağdurun beyanı bu açıdan çelişki arz etmektedir. Sırtındaki yara izi hususuna değinecek olursak, Kayseri Devlet Hastanesi, sırtında iki adet 2 cm'lik yara izi olduğuna değinilmiştir. Ancak tıbbi olarak açıklamak gerekirse;

 

Hangi nedenle olursa olsun hangi yöntemle yara kapatılırsa kapatılsın onarım bölgesinde bir tamir süreci başlar. Yara izinin son halini alması 1-2 yıl sürer. Zamanla yara izi ten rengine döner. Başlangıçta hissedilen sertlik yumuşar ve daha düzenli hale gelir, ancak iyi veya kötü mutlaka bir iz kalır.

 

Öyleyse akıllara doğal olarak şu soru gelmektedir: Madem mağdurun sırtında 2 cm'lik boyutta üstelik iki adet yara izi vardır. Kayseri Şehir Hastanesi tarafından tanzim edilen raporda bu izlerle ilgili herhangi bir ibareye değinilmemiştir? Sayın Mahkemenizce de görüleceği üzere raporla arasında çelişki bulunmaktadır. Mağdurun sırtında yara izi olsa bile iki rapor tarihi arasında bir aydan az bir zaman aralığı bulunmaktadır. Bir aydan az bir zaman dilimi içinde söz konusu yara izinin iyileşebileceğini söylemek tıbben mümkün değildir. 

 

Kayseri Devlet Hastanesinin 53228 numaralı genel adli muayene raporu durumu bildirir geçici rapordur. Bu raporda mağdurun sırtında bulunan 2 cm'lik 2 adet yara izine değinilmiştir. Ancak 11/10/2022 tarihli İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü tarafından Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimliğine yazılan talep yazısında kat'i doktor raporunun tanzim edilmesi istenmiştir. Kayseri Şehir Hastanesince düzenlenen raporda ise mağdurun sırtında herhangi bir yara izi olduğuna değinilmemiştir. 

 

Yukarıda arz ve izah ettiğimiz tüm sebeplerden ötürü MÜVEKKİLİN BERAATİ GEREKMEKTEDİR. 

Fakat Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte olacaksa dahi; 

 

Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü, 2023/2111 sayılı Sosyal İnceleme Raporunun dikkate alındığında müvekkil, 8. Sınıf öğrencisidir. Devamsızlık yapan sorumsuz bir öğrenci değildir. Bilakis geçen yıl sınıf üçüncüsü olarak kendisini sınıfın başarılı öğrencilerinin arasına katmayı başarmıştır. Dersleri gayet iyidir ve başarılı bir eğitim hayatı vardır. Müvekkilin geleceğe yönelik akademik hayalleri vardır. Sayın Mahkemenizce hüküm kurulurken müvekkilin eğitim hayatının sekteye uğramaması, müvekkilin ve onunla aynı hayalleri paylaşan ve bu uğurda çaba sarf eden ailesinin manevi olarak yara almaması adına hakkaniyete ve de vicdani kanaate göre karar verilmesini talep ederiz. Zira Sayın Mahkemenizce aksi kanaatte hüküm kurulacak olursa müvekkilin eğitim hayatı bundan bilahare etkilenecektir.

 

Aynı raporda;

 

Suça sürüklenen Mehmet Kaan'ın, olayın yaşandığı tarihte 12 yaşında olduğu, suçun ne demek olduğunu biraz bildiği, tam olarak bilmediği, sonuçlarını değerlendiremediği düşünülmektedir. 

 

Şeklinde değerlendirme yapılmıştır. Keza Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede de benzer ifadeler yer almaktadır;

 

Suça sürüklenen çocukların suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubuna dahil olduğu, suça sürüklenen çocuklar hakkında düzenlenen raporda işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin yeterince gelişmemiş olduğunun belirtildiği,

İfade edilmiştir. 

Sayın Mahkemenizce hüküm kurulurken ilgili Sosyal inceleme Raporunun hükme esas alınmasını talep ederiz.

 

SONUÇ VE İSTEM                          :

 

Yukarıda arz ve izah olunan ve Sayın Mahkemenizce re'sen gözetilecek nedenlerle müvekkilin üzerine atılı suçu işlememesi sebebiyle müvekkilin BERAATİNE HÜKMEDİLMESİNİ,

 

Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise lehe olan hükümlerin müvekkile uygulanmasını,

 

Yargılama gideri ve karşı vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini,

 

Saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.1.10.2023

 

 

                                                                                                                                SSÇ MÜDAFİİ

                                                                                                                           Av. Gizem Gül UZUN

 

       

 

 

           

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-NİTELİKLİ YAĞMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

 

İletişime Geçin

Telefon

+90 552 402 13 28

Email

info@gizemuzunlaw.com