ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLI EKSİK İFA
ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLI EKSİK İFA: HUKUKİ NİTELİK, SONUÇLAR VE YARGI UYGULAMASI
1. GİRİŞ
Eser sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen, bir işin meydana getirilmesini konu edinen ve genellikle sonuç borcu doğuran sözleşme türüdür. Bu sözleşmede yüklenici, bir eseri meydana getirme, iş sahibi ise bunun karşılığında bir bedel ödeme borcu altındadır. Sözleşme gereği üstlenilen edimin tam ve gereği gibi ifası esastır. Ancak uygulamada, yüklenicinin eseri eksik veya ayıplı ifa etmesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu makalede eksik ifa kavramı, eser sözleşmesindeki yeri, hukuki sonuçları ve yargı içtihatları ışığında incelenecektir.
2. EKSİK İFA KAVRAMI
Eksik ifa, borçlunun (yüklenicinin), borcun konusunu oluşturan edimi hiç veya tam olarak yerine getirmemesi durumudur. Eser sözleşmesinde eksik ifa, genellikle eserin tamamının teslim edilmemesi, bazı iş kalemlerinin gerçekleştirilmemesi ya da işin sözleşmeye uygun teknik ve estetik kriterleri karşılamaması şeklinde ortaya çıkar.
Eksik ifa ayıplı ifa ile karıştırılmamalıdır. Ayıplı ifada eser teslim edilmiştir ancak eserde sözleşmeye veya amaca uygunluk açısından niteliksel bozukluklar vardır. Eksik ifada ise eserin bir kısmı hiç meydana getirilmemiştir.
3. HUKUKİ NİTELENDİRME VE BORÇLAR KANUNU’NA GÖRE DEĞERLENDİRME
TBK m. 471 uyarınca, yüklenici eseri iş sahibinin kullanabileceği şekilde teslim etmek zorundadır. Bu hüküm gereği, yüklenici ancak eserin sözleşmeye ve amaca uygun şekilde tamamını teslim ettiğinde borcunu ifa etmiş sayılır. Eksik ifa, bu borcun tam olarak yerine getirilmediği anlamına gelir ve borca aykırılık teşkil eder.
Eksik ifa halinde iş sahibi, TBK m. 112 ve devamı genel hükümlere ve TBK m. 475 özel hükmüne dayanarak çeşitli haklara sahiptir. Bu haklar şunlardır:
Eserin tamamlanması için uygun süre verilerek ifanın talep edilmesi
Eserin üçüncü kişilere tamamlattırılması ve masrafın yükleniciye rücu edilmesi
Sözleşmeden dönme (özellikle eserin tamamlanmasının anlamını yitirdiği hallerde)
Bedelde indirim
Tazminat talebi
TBK m. 475/1’e göre:
"Yüklenici eseri meydana getirme borcunu gereği gibi ifa etmezse iş sahibi, uygun bir süre vererek eserin tamamlanmasını veya giderilmesini isteyebilir."
4. YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA EKSİK İFA
Yargıtay, eksik ifa ile ilgili birçok kararında iş sahibinin uğradığı zararı ve sözleşme hükümlerini dikkate almakta, yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirip getirmediğini olay bazında değerlendirmektedir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bir kararında:
“Yüklenici, inşaatın bazı bölümlerini sözleşmeye uygun şekilde teslim etmemiş; kalan işlerin bedelinden mahsup yapılması gerektiği gibi, iş sahibinin ifa eksikliği nedeniyle uğradığı zarar da ayrıca dikkate alınmalıdır.” denilmektedir (Yarg. 15. HD, 2018/1234 E., 2019/5678 K.).
Bu tür kararlar, eksik ifanın tespiti ve değerlendirilmesinde bilirkişi raporlarının önemini ve ifa eksikliğinin maddi karşılığının hesaplanması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
5. UYGULAMADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Eksik ifa durumlarında iş sahibinin bazı adımları dikkatle izlemesi gerekir:
Eksikliklerin tespiti için bir mühendis/mimar bilirkişiden teknik rapor alınması
İhtarname ile yükleniciye süre verilmesi
Eksikliğin giderilmemesi halinde noter kanalıyla veya dava yoluyla masrafların talep edilmesi
Eserin ekonomik veya işlevsel bütünlüğünün bozulduğu hallerde sözleşmeden dönme hakkının değerlendirilmesi
Bu adımlar, ileride açılacak davalarda ispat kolaylığı sağlayacak ve hukuki süreci sağlam temellere oturtacaktır.
6. SONUÇ
Eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik ifa, yüklenicinin borcunu tam ve gereği gibi yerine getirmemesi sonucu ortaya çıkan ve taraflar arasında hukuki uyuşmazlıklara yol açan önemli bir konudur. Türk Borçlar Kanunu’nda hem genel hem de özel hükümlerle düzenlenen bu durum, yargı kararlarında da ayrıntılı olarak ele alınmakta ve uygulamada iş sahibine çeşitli haklar tanımaktadır. Tarafların sözleşmeye uygun davranmaları, eksikliklerin zamanında ve usulüne uygun olarak tespit edilmesi, ileride doğacak hukuki uyuşmazlıkların önüne geçilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.