KAYSERİ 16.ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO : 2022/1881 E.
MÜŞTEKİ-SANIK :
VEKİLİ :
MÜŞTEKİ-SANIK :
KONU : Dosya kapsamına bir kısım yazılı savunmalarımızın
sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Yukarıda esas numarası belirtilen dosya kapsamında gönderilen ihtarda, beyanda bulunmak için müşteki-sanığa tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre verilmiştir. Verilen süre içerisinde yazılı savunmamızı sunmaktayız. Tebligat tarafımıza 28.12.2022 tarihinde ulaşmış olup, tarafımızca 3.01.2023 tarihinde savunma dilekçesi gönderilmiştir.
Müvekkilim hakkında her ne kadar Kayseri 16.Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/**** E. sayılı dosyası ile “ Basit Yaralama“ suçlarına ilişkin işbu yargılamaya konu ceza dosyası açılmış ise de; müşteki-sanık müvekkilin üzerine atılı bulunan suçu işlemiş olabileceğine gösterir dosya ve kapsamında kesin, inandırıcı ve somut herhangi bir delil mevcut değildir.
ŞÖYLE Kİ;
Dosya ve kapsamında alınan beyanlara bakıldığında müşteki-sanık müvekkilin söz konusu suça ilişkin herhangi bir fiili eyleminin olduğunu gösterir bir beyan mevcut değildir.
MÜVEKKİL OLAYDA MÜŞTEKİ-SANIK ESKİ EŞİNİ YARALAMAK ŞÖYLE DURSUN ESKİ EŞİNE DOKUNMAMIŞTIR.
Müşteki sanık ****************, müvekkilin eski eşi olmaktadır. Müşteki-sanık ********, müvekkilin boşanmış olduğu eşi olmasından dolayı müvekkile hala kin ve düşmanlık beslemektedir.
Taraflar 14.06.2022 tarihinde kesin olarak boşanmışlardır. Ancak müşteki-sanık hem boşanmayı hem de velayet hakkının müvekkile verilmesini hazmedememektedir. Müşteki-sanık ***** ve ailesinin tek amacı müvekkili her türlü tuzağa düşürerek müşterek çocuğun velayetini almaktır.
19.11.2022 tarihinde müşteki-sanık ******, tarafların müşterek çocuğu olan *******'yı görmek için Kayseri'ye gelmiştir. Müvekkil, bir gün öncesinde telefonda konuşulduğu ve anlaşıldığı üzere müşterek çocuk *****'ı babasına teslim etmek üzere aşağı indirmiştir. Ancak müvekkil çocuğu aşağı indirdiği zaman biraz ileride bir adamın durduğunu ve kendisini dikkatle izlediğini ve VİDEO kaydına aldığını fark etmiştir. Yine müvekkil, binanın girişinde de siyah takım elbiseli bir adamın beklediğini fark etmiştir. Bunun üzerine müvekkil sinirlenmiş ve müşteki-sanık Mustafa'ya ''Ben iyiniyetli davranıyorum, sen de iyiniyetli ol kapıda bodyguard gibi adamlar bekletme'' şeklinde beyanda bulunmuştur.
Müşteki-sanık *****, müvekkilin ailesinin oturduğu site şeklinde binaya adam getirmekle kalmamış ve müvekkil kendisinin gizlice video kaydına alındığını ve izlendiğini fark edince müşterek çocuğu KAÇIRMAYA çalışmıştır. Henüz 2 yaşında olan müşterek çocuk Umay, korku, panik ve endişe içerisinde ANNE diyerek ağlamaya başlamıştır.
Ardından müvekkilin adını sonradan öğrendiği, kendisini gizlice izleyen ve gizlice video kaydına alan ********** isimli şahıs olaya karışmış ve müvekkilin babasına ''Ben Sarız'ın avşarıyım, sana gününü gösteririm, senin Kayseri'den adını SİLERİM'' şeklinde tehditkar beyanlarda bulunmuştur.
O esnada müşteki-sanık ********, müvekkilin kollarını morarıncaya kadar sıkmış ve müvekkili sarsmıştır. Müvekkilin annesi yaşanan arbede esnasında müşterek çocuğa zarar gelmemesi için çocuğu almaya çalışırken müşteki-sanık müşterek çocuğu ellerinden ve kollarından çekiştirmiş ve çocuğun yere düşerek kafasını kaldırıma çarpmasına sebebiyet vermiştir. Aynı zamanda yaşanan olay esnasında ********** isimli şahıs ise müvekkilin babasını tehdit etmiş ve müvekkilin babasına saldırmaya çalışmıştır.
Müşteki-sanık ******* bununla da kalmamış ve giderken müvekkile ''Ahlaksız deli, çocuğun velayetini senden alacağım'' şeklinde tehditkar beyanlarda bulunmuştur.
Müvekkil, eski eşini darp etmek eski eşini yaralamak şöyle dursun eski eşine elini dahi sürmemiştir. Tam tersine müşteki-sanık ********, müvekkilin kollarını morarana kadar var gücüyle sıkmıştır. Müvekkil yalnızca ve yalnızca çocuğunu korumaya çalışmış ve yaşanan arbede esnasında çocuğun kaçırılmasından endişe etmiştir. Kısaca müvekkil annelik içgüdüsüyle hareket etmiştir.
Müvekkilin eylemi nefsi müdafaa kapsamındadır. Çünkü hem kendisinin hem ailesinin hem de çocuğunun canına zarar geleceğinden endişe etmiş ve çocuğu eski eşinden almaya çalışmıştır. Zira o esnada müşteki-sanık Mustafa'nın gözü dönmüştür. Müvekkil de eski eşinin öfke kontrol problemi olduğunu bildiğinden kendisini ve çocuğunu savunmak zorunda kalmıştır.
YAŞANAN HAZİN OLAYDAN SONRA KARAKOLA GİDİLMİŞTİR. ANCAK MÜŞTEKİ-SANIK EYLEMLERİNE TALAS İLÇE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNDE DE DEVAM ETMİŞTİR. 19.11.2022 TARİHİNDE TALAS İLÇE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ AİLE İÇİ ŞİDDET BÜROSU KORİDORUNDA GERÇEKLEŞEN OLAYIN İZAHI İÇİN KAMERA KAYDININ CELBİNİ TALEP EDERİZ.
Müşteki-sanık ***********, çocukla kişisel ilişki tesisinde bina girişine bodyguard getirmekle kalmamış eylemlerine Talas İlçe Emniyet Müdürlüğünde de devam etmiş ve müşteki-sanık *************'un babası ************'a ithafen ''Öğretmen müsveddesi, öğretmen parçası, şu tipine bak senden öğretmen mi olur'' şeklinde hakaret içerikli beyanlarda bulunmuştur.
Müşteki-sanık bu tarz beyanlarda bulunduğunu kendisi de ikrar etmiştir. Sayın Mahkemenizce gerekli görüldüğü takdirde bu husus tanık beyanıyla ispat edilecektir.
MÜŞTEKİ SANIK MUSTAFA ONUR KUTLAY ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ TESİSİ ESNASINDA BİNA KAPISINA VE İÇERİSİNE BODYGUARD GETİRMİŞTİR. MÜŞTEKİ-SANIK **************'IN TEK TANIĞI GETİRDİĞİ BODYGUARD OLMASINA KARŞIN ************'UN OLAYI BİZZAT GÖREN TANIKLARI BULUNMAKTADIR. TALAS İLÇE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNDE DE İFADE VERMİŞLERDİR.
****************'un annesinin ve babasının ikamet ettiği ''Mevlana Mah. Gözde Sok. ********************Talas/Kayseri'' ikamet adresine çocukla kişisel ilişki tesisi için bina önünde hem bu olayda hem bu olaydan önce ********r'un defalarca rezalet çıkardığına bina sakinleri ne yazık ki şahit olmuştur. Bina görevlisi ************, bina sakinlerinden ************ ve yine bina sakinlerinden ************** Talas İlçe Emniyet Müdürlüğünde ifade vermişler ve kapıya iki adam getirildiğini ve *************'un babasının tehdit edildiğini açıkça ikrar etmişlerdir.
MÜŞTEKİ-SANIK *******************'IN AŞIRI SURETTE ÖFKE KONTROL PROBLEMİ BULUNMAKTADIR. MÜŞTEKİ, ŞİDDETE MEYİLLİ BİR KİŞİLİK YAPISINA SAHİPTİR. EVLİLİK BİRLİĞİ BOYUNCA BU EYLEMLERİ İLE MÜVEKKİLİ YILDIRMIŞTIR.
Öncelikle müşteki-sanık **************'ın kişilik yapısından bahsetmek isteriz. Müşteki-sanık **********'ın adı (*************, google'a yazıldığı zaman ilk sırada müştekinin Vali **********'a tehdit ve hakarette bulunduğu ve bu eylemlerinden ötürü ceza aldığı görülecektir. Müşteki-sanık ********** hiçbir anda hiçbir zamanda hiçbir yerde öfkesini kontrol edemeyen biri olduğundan müvekkilin hiçbir sabıka kaydı bulunmazken müşteki-sanık *********'un evlilik birliğinden önce dahi SABIKA KAYDI bulunmaktadır.
Keza yine müşteki-sanık *********, günlük hayatta da her gün her yerde sudan sebeplerle birileriyle tartışan ve öfkesini kontrol edemeyen biridir. Tarafların evlilik birliği devam ederken müşterek konutun bulunduğu apartmanda dahi asansör geciktiği zaman asansörü tekmelemiş ve bina sakinleriyle sebepsiz yere gürültü yaptığı ve kaosa sebep olduğu için tartışmıştır. Sayın Mahkemenizce gerekli görüldüğü takdirde bu husus tanık beyanlarıyla ispat edilecektir.
Yine müşteki-sanık Mustafa, bir gün dışarıda müvekkil ile gezerken kilo aldığını ve kilo aldığı için vücudundan ve kendisinden nefret ettiğini beyan ederek tarafların evlilik birliği devam ederken oturduğu müşterek konutun bulunduğu apartmanın giriş kapısını kırmıştır.
Müşteki-sanık, araç kullanırken trafikte dahi her daim birileriyle tartışmıştır. Hatta bir gün karşı tarafı öfkelendirdiği için darp edilmiştir. Müşteki-sanık Mustafa, bu olaydan sonra ifadeye gitmiştir. İlgili ifade tutanağı ektedir.
Evlilik birliği devam ederken müşteki-sanık Mustafa, defalarca intihara kalkışmıştır. Müşteki-sanık Mustafa'nın cama çıkıp intihar etmeye çalıştığını gören yan bina sakinleri polisi aramış ve intihar teşebbüsü olduğunu ihbar etmişlerdir. ''Belediyeevleri **********************Çukurova/Adana'' adresi için polise yapılan intihar teşebbüsü ihbarının celbini talep ederiz.
Müşteki-sanık Mustafa, bir gün yine intihara kalkıştığında müvekkilin annesi müşteki-sanık Mustafa'yı camdan son anda yakalayabilmiştir. Müvekkilin annesi, bu olaya tanıktır. Gerekli görüldüğü takdirde Sayın Mahkemeniz huzurunda tanıklık edecektir.
Adana Demir Spor büyük bir başarı elde ettiğinde tarafların yan binasındaki insanlar akşamdan gece geç saatlere kadar arabadan müzik açıp binanın bahçesinde oynarken müşteki-sanık Mustafa, sesten rahatsız olduğu için balkona çıkıp "Adam mısınız lan siz" diyerek bağırmış ve aşağıdakilere balkonda bulunan patatesleri ve soğanları atmıştır. Müvekkilin annesi de o esnada tarafların evindedir. Müvekkil, müşteki-sanık Mustafa'yı uyarmasına rağmen ona engel olamamıştır. Bunun üzerine yan binadaki adamlar binayı basmış ve müşteki-sanık Mustafa'ya karşı "İn lan aşağı" diyerek bağırmıştır. Bu kadar bağırmak ve insanların üzerine patates ve soğan atmak oldukça orantısız bir tepkidir.
Müşteki-sanık Mustafa aslında kendi kendisini darp eden biri olmasına rağmen müvekkile bu konuda da iftira atmıştır. Müvekkil, evlilik birliği devam ederken kavgalarda sadece ve sadece kendini müdafaa etmek zorunda kalmıştır.
MÜŞTEKİ-SANIK MUSTAFA ********'IN E-NABIZ SİSTEMİNE BAKILDIĞI ZAMAN AĞIR ANTİDEPRESANLAR KULLANDIĞI VE RUH SAĞLIĞININ İYİ OLMADIĞI GÖRÜLECEKTİR.
Müşteki-sanık Mustafa, ağır antidepresanlar kullanmakta olup, ruh sağlığı iyi değildir. Müşteki-sanık Mustafa'nın kullandığı antidepresanlar; ****************. Araştırılacağı zaman bu antidepresanların minör depresyonda olan kişilere değil; bipolar bozukluğu olan kişilere, majör depresyonda olan kişilere veyahut şizofreni hastalarına verildiği görülecektir. Müşteki-sanık Mustafa'ya ait rapor ektedir. Sayın Mahkemenizce e-nabız sisteminden bakıldığı zaman da müşteki-sanık Mustafa'nın kullanmış olduğu ilaçlar görülecektir.
YARALAMA EYLEMİNDEN CEZA VERİLEBİLMESİ İÇİN EYLEMİN ŞÜPHEYE YER BIRAKMAYACAK ŞEKİLDE İSPATLANMASI GEREKİR.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2021/455 sayılı kararına göre, sanığın savunmalarında mağdura yönelik üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi ve mağdur beyanının adli muayene raporu ile desteklenmemesi karşısında, sanığın yaralama suçunu işlediğine dair şüpheden uzak, kesin ve somut delil bulunmadığının anlaşılması nedeniyle beraati yerine, yetersiz gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2014/8876sayılı kararına göre, olay tarihinde sanığın aile içi geçimsizlik nedeniyle babasının evine giden eşi ile kızı olan üç yaşındaki mağduru eve götürmek için gittiği, eşinin evine dönmek istememesi üzerine sanığın kızını kucağına aldığı anlaşılmaktadır. Sanığın eşi çocuğu yeniden sanıktan almak istediği sırada çıkan kargaşada mağdur olan çocuğun üst dudağında 0.5 cmlik kesi oluşacak şekilde yaralanmış ancak mağdurdaki yaralanmanın hangisinin eylemi ile gerçekleştiği anlaşılamamıştır. Bu durum karşısında, sanığın atılı suçtan beraati yerine, dosya içeriği ile bağdaşmayan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2016/17799 sayılı kararına göre, suça sürüklenen çocuğun savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, mağdurun da yargılama sırasında alınan beyanında olay günü suça sürüklenen çocuğun da kalabalık arasında bulunduğunu ancak kendisine vurmadığını, kendisine yaşı büyük olan sanıkların vurduğunu beyan etiği görülmüştür. Bu durum karşısında, suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçun sübut bulmadığı gözetilmeden beraati yerine, isabetsiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin dediği gibi ‘Hâkim, insana, tabiata, gerçeğe, olağana sırt çevirmeden ve katı kalıplar içerisine sıkışıp kalmadan uyuşmazlığa insan kokusu taşıyan bir çözüm getirmek zorunluluğundadır‘ (Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 31.12.1976 tarihli ve 9370-13138 sayılı ilamı.)
CEZA VERİLEBİLMESİ İÇİN SUÇUN ŞÜPHEYE YER BIRAKMAYACAK ŞEKİLDE İŞLENMİŞ OLMASI GEREKMEKTEDİR.
Somut olayda alınmış bir darp raporu vardır ancak alınmış olan darp raporundaki basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikteki eylemin kim tarafından yapıldığı asla ve kata tespit edilememiştir.
*** Dosya ve kapsamına bakıldığında da tanıklar tarafından verilen beyanlar da haklılığımızı ve müvekkilimin söz konusu olaya ilişkin fiili bir eyleminin olmadığını doğrulamışlardır.
*** Ceza muhakemesinin temel amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak, uyuşmazlık sonucu verilen kararla işlenen fiil arasında tutarlılığın bulunmasını temin etmektir. Buna göre hakikata ulaşmak için;
– İddia edilen fiil işlenmiş midir?
– Bu fiilin kanunların öngördüğü ve ceza müeyyidesine bağladığı bir suç mudur?
– İşlendiği ve kanunen suç olduğu tespit edilen fiili iddia edilen şahış mı işlemişdir?
– Bu fiili işlemiş olan şahıs sorumlu mudur?
***Sorularının yanıtlanması gerekmektedir. Ancak olayımıza bakıldığında müşteki-sanık müvekkilin eylemlerinin bulunmadığı, tam aksine olayın mağduru olduğu açık ve nettir. Aksi yöndeki hiçbir iddia maddi gerçeklik ile bağdaşmamaktadır. Tüm bu hususlar bile müvekkilin üzerine atılı bulunan suçtan BERAAT etmesi gerektiğini doğrulamaktadır.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında hem “hayatın olağan akışına aykırı olma” kavramına hem de şüpheden sanık yararlanır ilkesine, Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” temel hukuk prensibi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılması için, suçun tereddüte yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesi gerekir. Oluş şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı mahkum etmek, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına geleceğini ifade etmektedir.
Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2015/7373 E. 2015/31581 K. 30.11.2015 tarihli kararı yukarıda ifade ettiğimiz hususları destekler mahiyettedir. “mağdurun ilk ifadesinde, eşinin omuzlarından tutarak kendisini yere fırlattığını söylemesine rağmen yargılama aşamasındaki ifadesinde, eşinin kendisini darp etmediğini belirttiği, alınan adli raporda da, mağdurda darp ve cebir izine rastlanmadığının belirlendiği ve olayın tanık veya başkaca bir delille de doğrulanmadığı, buna göre mağdurun daha sonra vazgeçtiği hazırlıktaki soyut beyanından başka sanığın mahkumiyetine yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,”
Bursa 26. Asliye Ceza Mahkemesi 2020/131 Esas 2020/308 Karar no’lu 10/07/2020 tarihli kararında “Her ne kadar sanık hakkında eşine karşı basit yaralama eyleminde bulunduğundan bahisle kamu davası açılmış ise de sanığın mağdur eşini kasten yaraladığına dair mağdur soyut beyanı dışında mahkumiyetine elverişli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerin dosyaya yansımadığı bu haliyle sanığa isnat edilen kasten basit yaralama suçunun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle BERAATİNE…” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
HUKUKİ DELİL : Tanık beyanları, yemin vs her türlü delil
HUKUKİ SEBEP :
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklamış olduğumuz nedenler ve tarafınızca resen dikkate alınacak olan nedenler ile birlikte; müşteki- sanık müvekkilimin üzerine atılı bulunan suçu işlememiş olması, olayın mağduru oluşu, dosya kapsamında verilen beyanlarda dikkate alınarak müvekkilimin BERAATİNE karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederiz.
BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ-BASİT YARALAMA SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ