KOMŞULUK İLİŞKİLERİNDE SAYGI GÖSTERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Son yüzyılda inşaat sektörünün ani atılımı sonucu insanlar apartman hayatına geçmişlerdir. Öyle ki günümüzde dünyanın en yüksek binası 160 katlıdır. Ancak insanların en önemli ihtiyacı olan barınma ihtiyacını giderdiği bu yapılar belli başlı sıkıntıları da beraberinde getirmiştir.
İnsanların bu kadar birbirine yakın yaşaması pek tabii belli başlı kurallar ve kanunların düzenlenmesini gerekmekte ve bu alandaki düzen sağlanmaya çalışılmaktadır. Komşu kelimesi, TDK uyarınca ''Konutları yakın olan kimselerin birbirine göre aldıkları ad'' şeklinde tanımlanmaktadır. Son yıllardaki yüksek ihtilaf oranları nedeniyle komşuların birbirlerine olan saygı yükümlülüğü günbegün daha fazla karşımıza çıkmaktadır.
Saygı gösterme borcu Yargıtay içtihatlarında düzenlenmiş olup; kişilerin sürekli surette ses ve gürültü yapması, komşularına saygı göstermemesi, apartman içerisindeki gerekli yükümlülüklerini ifa etmemesi, evini bekar pansiyonu olarak kullanması gibi fiiller yaptırımlara bağlanmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki evin içindeki kişi isterse mülk sahibi isterse kiracı olsun bu saygı gösterme borcunu ifa etmekte yükümlüdür. Ancak kanunlarımız gereği kiracı ve mülk sahibi farklı şekilde ele alınmalıdır.
MÜLK SAHİPLERİ AÇISINDAN;
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Madde 18 – Kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri
kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla, karşılıklı olarak yükümlüdürler.
Bu kanunda kat maliklerinin borçlarına dair olan hükümler, bağımsız bölümlerdeki kiracılara ve oturma (Sükna) hakkı sahiplerine veya bu bölümlerden herhangi bir suretle devamlı olarak faydalananlara da uygulanır; bu borçları yerine getirmiyenler kat malikleriyle birlikte, müteselsil olarak sorumlu olur.
Kanunumuzda açıkça düzenlendiği üzere ev sahiplerinin birbirlerine karşı belirli yükümlülükleri bulunmaktadır. Kişiler, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle
işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla
yükümlüdür. Özellikle, taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş
görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü veya sarsıntı
yaparak rahatsızlık vermek kanunlarımızca yasaklanmıştır (TMK md. 737).
KİRACI AÇISINDAN;
Kira, temelinde kişiler arasında akdedilen bir sözleşmeden ibarettir. Sözleşmeler uyarınca kişiler birbirlerine karşı belli borç ve yükümlülüklere girerler. Kiracının yükümlülükleri sadece sözleşme imzaladığı ev sahibiyle sınırlı değildir. Kiracı da saygı gösterme borcunu ifa etmekle yükümlüdür.
TÜRK BORÇLAR KANUNU
MADDE 316- Kiracı, kiralananı, sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve
kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle
yükümlüdür.
Yine saygı gösterme yükümlülüğü Yargıtay içtihatlarınca tanımlanmış olup; kiracının çevreye huzursuzluk vermesi, kiralananda her akşam eğlence düzenlemesi, kiralananı özensiz kullanması, kiralananda uyuşturucu madde kullanımı, kiralayana veyahut komşulara hakaret veyahut tehditlerde bulunması gibi nedenler bu yükümlülüğe ters düşmektedir.
Örnek bir Yargıtay kararı:“Olayımıza gelince; davalının, site sakinlerine yönelik tehdit edici sözler söylediğine ilişkin tanık beyanları ve dosya içeriği nazara alındığında, davalı kiracının eyleminin kiralananı açıktan fena kullanımını oluşturduğu, taraflar arasındaki kira ilişkisinin çekilmez hale geldiği, artık davacı kiraya verenden bu olumsuzluklara rağmen ilişkisine devam etmesinin beklenemeyeceği ve bu itibarla ihtar gerekmeksizin dava açılabileceği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.” (Yargıtay 3. HD., E. 2017/4988 K. 2017/12944 T. 28.9.2017)
YAPTIRIMLAR:
Saygı gösterme yükümlülüğü, her ne kadar kamu tarafından çok önem verilen bir husus olmasa da ağır yaptırımlara neden olabilen bir yükümlülüktür. İşbu yükümlülüğün yerine getirilmemesi; kiracı açısından tahliye ile sonuçlanabilirken, ev sahiplerinin evini diğer komşularına devretme zorunluluğunu dahi doğurabilmektedir. Örneğin;
KAT MÜLKİYETİ KANUNU
Madde 25 – Kat maliklerinden biri bu kanuna göre kendisine düşen borçları ve yükümleri yerine getirmemek suretiyle diğer kat maliklerinin haklarını, onlar için çekilmez hale
gelecek derecede ihlal ederse, onlar, o kat malikinin müstakil bölümü üzerindeki mülkiyet
hakkının kendilerine devredilmesini hakimden istiyebilirler.
TÜRK BORÇLAR KANUNU
MADDE 316- Kiracının bu yükümlülüğüne aykırı davranması durumunda kiraya veren, konut ve
çatılı işyeri kirasında, en az otuz gün süre vererek, aykırılığın giderilmesi, aksi takdirde
sözleşmeyi feshedeceği konusunda yazılı bir ihtarda bulunur. Diğer kira ilişkilerinde ise,
kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi
hemen feshedebilir.
Konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten ağır bir zarar vermesi,
kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe
aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından
çekilmez olması durumlarında kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen
feshedebilir.
Ayrıca bu durum Türk Ceza Kanunu açısından da ele alınmalıdır. Nitekim bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, somut olaya göre değişebilmekle birlikte bazı suçların gündeme gelmesine neden olmaktadır.
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu: Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Örneğin, kavga ettiği komşularına sırf inat olsun diye yükümlülüklerini ihlal eden kişi hakkında bu suç gündeme gelebilecektir.
Gürültüye neden olma suçu: İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir
kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan
iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Örneğin, gece vakti son ses müzik dinleyen bir kişi bu suçun faili olacaktır.